Kurulu baştan sona izleyen spor yazarı arkadaşımız anlatıyor:"Genel kurulun başlamasına çok kısa süre kalıncaya dek tek aday Metin Tokat tı. Ancak Haluk Ulusoy ve Bülent Yavuz sevmedikleri Tokat aleyhine, Çulcu lehine delegeler üzerinde öylesine baskılar yaptılar ki Metin Tokat bunu protesto ederek adaylıktan çekildi. Yerine Çulcu son dakikada aday oldu. Tek dertleri biraz daha fazla maçta görevlendirilmek olduğu anlaşılan hakemlerle gözlemcilerin çoğu Ulusoy ve Yavuza ters düşmekten korkunca bir anda döndüler ve Çulcuyu desteklediler. Baskılara isyan edip, "Bu nasıl demokrasi, burada diktatörlük var!" diye konuşan bir hakem adeta salondan atıldı. Kamuoyunun yakından tanıdığı 10 kadar hakem de baskıları protesto ederek oy kullanmadan genel kurulu terk etti. Beni asıl üzen ve düşündüren şey, hakem ve gözlemcilerimizin yılda 4 - 5 daha fazla maç alıp 4 - 5 milyar lira daha fazla para kazanabilmek uğruna böylesine yüreksiz ve ilkesiz tavır sergilemeleridir. Bu hakemlerimiz yarın çok daha büyük paralar söz konusu olduğunda nasıl davranırlar, doğrusu merak ederim..." Türk Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneğinin 8. Olağan Genel Kurulu önceki gün Eskişehirde yapıldı. 318 delegenin oy kullandığı genel kurulda seçimi 301 oy alan Mustafa Çulcunun listesi kazandı. Vergi rekortmeninin haberi gazetelerde tek sütun, vergi kaçakçılarının haberleri magazin basınında çarşaf çarşaf ... "Türkiyede her seçeneği başarı olarak gören ve bayram yapan bir toplum var. Tezkere geçse de/ geçmese de...Savaşa girilse de/ girilmese de...Annan Planı kabul olsa da/ olmasa da...Hiç önemli değil... Her seçenek hükümet tarafından (ve medyanın desteğiyle) kamuoyuna "başarı" olarak sunulup bayram havası yaratılıyor... Ülke bu şekilde her türlü tehlikenin içine yuvarlanmaya adaydır...(Melikşah Yenipazar - İsviçre) Sürekli bayram... Bir ülkede yargıçlar cüzdan ile vicdan arasında sıkışıyorsa tabii ki o ülkede adalet cüzdanı şişkinlerden yana çalışır... Trabzonspor yönetimi son Diyarbakırspor maçında sahaya giren ve kulübü güç duruma düşüren iki taraftarını mahkemeye vermeye hazırlanıyormuş. Şu sözler de Erman Toroğluna ait:"Seyircinin sahaya girmesi Trabzonda yaşanan ilk olay değil. Örneğin geçen sezon oynanan maçlardan birinde yine bir seyirci sahaya girmiş... Ama Trabzonspor yönetimi derhal harekete geçerek o seyircinin deli olduğuna ilişkin hastaneden rapor aldırmıştı. Herhalde o gün böyle davranmasalardı bugün mahkemeye gitmek zorunda kalmazlardı." Geç kalan dava... Karikatür Sanatçısı Turhan Selçukun kızı Aslı Selçuk geçen pazar günü İstanbul Film Festivali konuğu Dimitros Haritosla birlikte Beyoğlunda nöbetçi eczane arıyor. Saat öğle vakti, 13.45 suları... Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğüne 50 metre mesafedeki nöbetçi eczaneden çıkışlarında, üç kapkaççı, Selçuk ve Haritosun üzerine atılıyor... Selçukun çantasını, Haritosun cep telefonunu kapıp kaçıyorlar. Cumhuriyetin haberine göre polis Aslı Selçuka:- İçindeki değerli şeyleri aldıktan sonra çantanızı dışarı atarlar, diyor.- Peki bölgeye bakacak mısınız?Cevap:- Biz bölgeye giremiyoruz, tehlikeli yer, kendiniz gidip bakabilirsiniz...Aslı Selçuk, karakolda derdini anlatırken, biri Hollandalı, diğeri Polonyalı iki turist ile üç yerli vatandaşın aynı şikâyetle orada bulunduklarını ekliyor...Medyamıza göre ekonomi iyiye gidiyor... Ama sokak bu pembe tabloyu doğrulamıyor. Şehir giderek yaşaması tehlikeli bir yer halini alıyor...Caddelerinde kamyon gibi ciplerin, iki yüz bin dolarlık Mercedeslerin dolaştığı kentin sokak aralarındaki açlık teröre dönüşüyor...Ne gelir artıyor, ne gelir adaleti düzeliyor...Pembe haberlerle kendimizi uyutmak yerine şu gerçekleri görmeye çalışsak...Avrupa Birliği, KKTCye 259 milyon euro krediyi serbest bıraktı, ayrıca ofis açacakmış... Ağzımıza bir parmak bal...Ne ambargoyu kaldırmaktan bahis var, ne KKTCyi tanımaktan...Türkiye ve KKTC bu iki hedefe kilitleneceği yerde Denktaşın defterini dürmeye çalışıyor... Ufukta yine hüsran... m.asik@milliyet.com.tr Beyoğlundan