Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün ise önemli bir görüşme var... Anayasa Mahkemesi, CPE (Contrat Premiere Embauche) adlı yasayı görüşmek üzere toplanıyor... Mahkeme kararını hemen verebilirse çözüm kolaylaşacak...Nedir bu kanun? Maalesef bizim anlı şanlı gazeteciler oralara kadar koştukları halde kanunu yanlış yansıtıyorlar... Kanun 26 yaş altı gençleri kapsıyor. İşveren işe aldığı genç adamla CPE adlı sözleşmeyi imzalayınca onu 2 yıllık sürede, herhangi bir günde, gerekçesiz ve tazminatsız olarak işten atabiliyor. Fransa'da çeşitli işlerde deneme süresi çok çok 1 - 2 aydır. Bu yasa deneme süresini 2 yıla çıkarıyor.O yüzden gençler "Köleliğe direnelim" diye yollara dökülüyor... O yüzden yasanın baş harfleri CPE ile ilgili "Cadeaux Pour L'exploiteur" (Sömürücüye hediye) veya "Cherche Pigeon a Exploiter" (Yolunacak güvercin aranıyor) gibi esprili pankartlar açılıyor...Bu yasa Başbakan Villepin'in eseri... Amacı Cumhurbaşkanlığı'na dönük güç gösterisiydi. Ama golü kendisi yedi. Fransız gençliği iktidar partisine unutamayacağı bir ders verdi... Fransa'da önceki gün son yılların en büyük kitle hareketi yaşandı... Lise ve üniversite öğrencileri, onları polisin insafına bırakmamaya kararlı ana babalarıyla birlikte sokaklara döküldü... 3 milyon kişi yürüdü. Cehalet her zaman kendine hayran olmaya hazırdır... ABD'de University of Southern California'da 26 Mart Pazar günü yapılacağı açıklanan, Gündüz Aktan ile Ömer Lütem'in de katılacakları Türk - Ermeni ilişkileri konferansı, üniversite yönetimi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal edilmiş... Ruhat Mengi, Vatan'daki köşesinde haklı olarak soruyor:- Nerede, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki konferans hakkında mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdiğinde ortalığı birbirine katan özgürlükçüler! Nerede enteller? AB'ye uyum için bir sürü yasa çıkarıldığı halde hiçbir şey değişmemiş. Demek kafa değişmeden bir şeyi değiştirmek mümkün olmuyor. Güneş tutulmasını TRT 2 naklen yayınla verdi. Ama ne yayın? Tutulma öncesi Manavgat ve diğer merkezlerden canlı yayın yapıldı. Tutulma başladı. TRT kamerası Güneş'e çevrildi. Bir daha yere çevrilmedi. Tutulmayı yerde izleyen halk ve uzmanlar neler hissettiler, neler söylediler hiç duymadık. Tutulma yeryüzünde ne gibi etkiler yarattı, hava ne kadar karardı, çevrede ne gibi manzaralar oluştu, göremedik. Bu kadar acizliğe şapka... TRT tutulması... Danimarka'dan yayın yapan PKK'nın yayın organı Roj TV, hava durumunu verirken Diyarbakır'ı ve Güneydoğu illerini "iç merkez" diye anıyor, Ankara, İstanbul, İzmir gibi illeri "dış merkez" diye adlandırıyormuş...Doğrusu Ankara'nın "dış merkez" diye adlandırılmasını pek garipsemedik! Neden derseniz..Güneydoğu'da PKK bayrakları açılarak yürüyüşler yapılıyor... Öne sürülen çocuklar polisle çatışıyor... Kontrol devletin elinden çıkmış... Bölgeye devlet değil (en kibar deyimiyle) PKK sempatizanı belediye başkanları hâkim olmuş. Onlar ne derse o oluyor. Federatif sistemin provaları yapılıyor... Ankara'dan ne bir ses.. Ne bir nefes...Hükümet olayı gerçekten de bir "dış merkez" gibi izliyor!Başbakan geçen yıl Şemdinli olayı sonrasında bölgeye gitmiş, "Devlet geçmişte hata yaptı", "Kürt sorunu vardır", " Bölgeye daha fazla demokrasi getireceğiz" gibi açılımlar yapmıştı. Orada gereksiz beklentiler yarattı. Hakkari Valisi'ni görevden alarak taviz ve cesaret verdi.oyunun yeni bir perdesi oynanıyor. Başkaldırıda yeni bir aşamaya geçiliyor. Ankara hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyor. Adeta "Cumhuriyet'e karşı" bu kalkışmaya ve kopuşa pek de itirazları yokmuş gibi... Yoksa bu konuda dış odaklarla anlaşmaya varıldı da bizim haberimiz mi yok? Ankara dış merkez! Yasalarımıza göre hâkim ve savcı atamalarını yapma yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na aittir. Nitekim geçen yıl 200 dolayındaki hâkim ve savcının atamasını da bu kurul yaptı. İyi de nasıl mı yaptı? Buyurun Deniz Baykal'ın iddiasına:"Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bu 200 atamanın ne olduğunu, atamanın yapılacağı güne kadar görme fırsatını bile bulamadı. Son gün önüne konuldu, işte bu atamalar yapılacak denildi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da bu atamaları onayladı. Atamaları hazırlayan kim? Adalet Bakanlığı... İnceleme, irdeleme, soruşturma, bir de biz bakalım, bir de biz görelim, bunlar hakkında bilgi toplayalım, böyle bir şey yok. Pişirildi, kotarıldı, at imzanı dediler ve atıldı."Görüldüğü gibi iddia son derece vahim. Yenilir yutulur gibi değil. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun sayın üyelerine soralım şimdi: Baykal'ın iddiasına ne diyorsunuz? Doğruysa... Bu koşullarda o koltuklarda oturmayı içinize nasıl sindirebiliyorsunuz? Yanlışsa... Doğrusunun ne olduğunu açıklamayı düşünür müsünüz? m.asik@milliyet.com.tr HeSeYeKe'ye çağrı