Abdullah Öcalan'ın yakalanması üzerine CHP'nin Mesut Yılmaz hakkındaki gensorusu "Şimdi sırası mı?" sorusuna dönüştü. Kimileri gensorunun Apo'nun iade sürecini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Kimileri Mesutçu... Neredeyse:
- Canım adam Apo'yu yakaladı, Türkbank'ı şavullemiş çok mu? havasındalar...
Konuyu dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Onur Kumbaracıbaşı ile konuştuk:
- CHP'nin gensoruyu geri alması olası mı Hocam?
- Asla... Zaten gensoru sadece Türkbank'la ilgili değil. Birikmiş birkaç olayı birden kapsıyor. Mesela Eyüp Aşık'ın Çakıcı'yla konuşmasını içeren kaset meydana çıktığında Başbakan Amerika'daydı. "Ben bunu biliyorum" dedi. "Açıklama yapacağım" dedi. O gün bugün ne bildiğini açıklamadı. Eyüp Aşık'ın istifasını durdurmadığına göre onun suçsuzluğuna inanmıyor. Eyüp Aşık hakkında yataklıktan dava açıldığına göre Başbakan'ın da bulaştığı önemli bir olay söz konusu...
- Gensoruya başka hangi olaylar dahil?..
- Biz bu hükümete baştan beri neden destek verdik? İrtica ile mücadele misyonu yüklendiği için... O misyonu ne ölçüde yerine getirdiklerini bu konuyu en yakından takip eden isim, Emekli Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı geçenlerde söyledi; "Hiçbir şey yapmadılar, bu yıl irtica geçen yıla göre daha fazla" dedi...
- Gensoru Apo'nun iade sürecini olumsuz etkiler diye düşünülüyor?..
- Hükümet hemen görevden ayrılacak değil... Ayrılması yılbaşını bulur. Altına imza attıkları protokole göre zaten Başbakan yıl sonunda yani 6 hafta sonra görevden ayrılacaktı. Hepsini bir yana bırakın... Ülkenin başına "Apo'yu almayalım" diyecek bir iktidarın geçme olasılığı mı var? Hangi iktidar gelse bu görevi aynı ciddiyetle götürecek...
Özeti... CHP, Mesut Yılmaz'ın "Hodri Meydan" restini karşılıksız bırakmayacak...
Abdullah Öcalan'ın İtalya serüveni bizim için çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü. Önce İtalya'da yakalandı sanıyorduk, misafir gibi karşılandığı ortaya çıktı. Hapishanede sanıyorduk, hastanede çıktı. Şimdilerde sınır dışı edilecek ya da iade edilecek beklentisi içindeyiz. Bu beklenti de boş çıkabilir. Bir de bakarsanız, eli kanlı Apo yarın birgün Kürtlerin "Arafat"ı ya da "Mandela"sı olarak dünya siyaset sahnesinde... Şimdiden taşları döşeniyor bu yolun da...
Oyun büyük...
Kimileri de Apo'yu yem olarak kullanıp bizi uyutma peşinde olabilir.
İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek dünkü uzun açıklamasında bakınız ne diyor:
- Bu süreçte ABD'nin Türkiye'yi desteklediğini bizzat Başbakan Mesut Yılmaz ABD Büyükelçisi'ne teşekkür ederek açıkladı. ABD böylece PKK'yi Kuzey Irak'ta devre dışı bırakarak Türkiye'yi kukla Kürt devletine razı etmeyi tasarlamaktadır...
Hiç de yabana atılır bir senaryo değil...
İngiliz gazetelerinden ciddi ve ilginç bir sağlık haberi... 10 yıl boyunca 86 bin hemşire üzerinde yapılan deneylere göre... Fındık, kalp hastalığı riskini üçte bir oranında azaltıyor. British Medical Journal'dan aktarılan bilgiye göre fındığın etkili olması için haftada 5 gün birkaç tane atıştırmak yeterli. Kalp üzerinde fındığın içindeki doymamış yağların etkili olduğu sanılıyor...
Bayındır Holding'in Başkanı Kamuran Çörtük'ün dünkü gazetelerde tam sayfa yer alan ve Türkbank İhalesi konusuna açıklık getirmeyi amaçlayan ilanlarında ilgi çeken bir paragrafı birlikte okuyalım:
"...İstanbul milletvekili Sayın Cefi Kamhi, içinde bulunduğumuz 1998 yılının Haziran ayında ziyaretime gelerek Türk Ticaret Bankası Özelleştirme İhalesi'ne katılıp katılmayacağımızı sordu. Kendilerine katılmayacağımızı ifade ettim. Bunun üzerine Korkmaz Yiğit ile söz konusu ihaleye ortak olarak katılıp katılmayacağımızı sorunca da; onun da mümkün olamayacağını açıkladım. Daha sonra bizzat Korkmaz Yiğit, şahsımı telefonla arayarak aynı konuyu tekrarladı..."
Açıkça ortada ki... Cefi Kamhi, "milletvekili" etkinliğiyle bağdaşmayacak tarzda; "baştan beri şaibeli" bir ihalenin gidişini etkileyecek bir çaba içinde... Çörtük'ün "ihaleye katılıp katılmayacağını" araştırıyor, Korkmaz Yiğit'le birlikte katılmayı düşünüp düşünmeyeceğini bile soruyor. Adeta bir banka simsarı gibi.. cansiperane çalışıyor Kamhi...
Yetmiyor... Korkmaz Yiğit'i önce kendi Genel Başkanı'yla, arkasından da Başbakan'la tanıştırıyor... Yetmiyor... İhaleden hemen önce Meclis'te Güneş Taner'in yanına gidip "tam o ara" Korkmaz Yiğit tarafından aranan cep telefonunu Taner'in eline tutuşturuveriyor. Taner, telefonda kendisinden "fiyat almaya" çalışan Yiğit'i ayaküstü "fırçaladıktan" sonra Kamhi'ye dönüp;
- Kardeşim, yapmayın böyle emrivakiler! diye sitem ediyor.
(Bizzat Taner anlattı Arena'da bunu...)
Dün Sabah gazetesinde Necati Doğru arkadaşımız soruyordu:
"Bir milletvekili çeteyle bağlantılı birini Meclis'e vidalamak için neden bu kadar çırpınır? Cefi Kamhi'ye dokunulmazlık hakkı, Korkmaz Yiğit'i Güneş Taner'e, Mesut Yılmaz'a tanıştırsın diye mi verildi, yoksa toplumun, kamunun haklarını takip ederken başına bir bela açılırsa onu korusun diye mi?. Meclis ne bekliyor? Partiler, Cefi Kamhi'nin DGM'de sorgulanabilmesi için dokunulmazlığını kaldırmak için niçin harekete geçmiyorlar?.."
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr