Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi 5 yıl mı 7 yıl mı?
Başbakan Erdoğan süreyi Yüksek Seçim Kurulu’nun tayin edeceğini söylüyor.
Bakan Cemil Çiçek aynı kanıda. Meclis Başkanı M. Ali Şahin ise TBMM’de Anayasa’ya geçici bir madde eklenerek durumun açıklığa kavuşturulmasını öneriyor.
YSK ne diyor bu işlere? YSK karar için vaktin henüz erken olduğu görüşünde...
Anayasa hocası Prof. Erdoğan Teziç, cumhurbaşkanlığı süresinin 5 mi 7 yıl mı olacağına YSK’nın karar vereceği tezine karşı çıkıyor
- YSK seçim takvimlerini yapabilir ama bu konuda yorum yapma yetkisine sahip değil, diyor...
Erdoğan Teziç Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğunu savunuyor. Bu savunmayı çok da sağlam argümanlarla yapıyor.
Sanıyoruz şu anda tartışılması gereken YSK’nın bu konuda karar vermeye yetkili olup olmadığı... YSK’nın ilk yapması gereken bir toplantı düzenlemek ve bu toplantıda kendisinin bu yetkiye sahip olup olmadığını belirlemek olmalı...
* * *
Bu konuda Cumhurbaşkanı Gül ne düşünüyor?
ABD gezisinde süre konusuyla pek meşgul olmadığını söylemişti Gül... Benim için fark etmez, demeye getirmişti.
Ancak ABD gezisinde olsun, dönüşte olsun çizdiği demokratik görüntüler 7 yıl görev yapmaya eğilimli olduğunu gösteriyor.
AKP’nin Çankaya şubesi imajından hızla kurtulmaya çalışan Gül, belli ki “Tarafsız cumhurbaşkanı” talep eden demokrat çevreleri kendi yanına çekmeye çalışıyor.
Yakın gelecekte çetin bir Çankaya çekişmesi bizi bekliyor.
Sahte pasaportçu!
Malum medyada dünkü Hanefi Avcı başlıkları:
Zaman: “Evinden sahte pasaport ve nüfus cüzdanları çıktı”...
Yeni Şafak: “Avcı’nın evinde 8 sahte kimlik”.
Star: “Avcı’nın sahte kimlikleri”
Bugün: “Evinden 8 farklı Avcı çıktı”...
Vakit: “Avcı’nın evinden sahte kimlikler çıktı”
Akşam: “Sahte kimliklerin sırrı ne?”
Bir de “ruhsatsız kalaşnikof” hikâyesi var...
Hapisteki Hanefi Avcı konuşacak durumda değil... Eli kolu bağlı.. Onun bu durumundan istifade evinde bulunan malzeme kuşku bulutlarıyla süslenerek medyaya servis ediliyor.
CNN’deki tartışmada Nedim Şener ve Saygı Öztürk sahte kimliklere muhtemel izahlar getiriyorlar. İstihbaratçıların bu tür sahte kimlik kullandığını anlatıyorlar. Kalaşnikof ise yıllar önce Güneydoğu görevindeyken alınmış, ruhsatı eşi Şenay Hanım’ın üzerine çıkarılmış...
Diğer kanallarda ve basında bu izahat yok. Kamuoyuna Hanefi Avcı sahte pasaport imalatçısı olarak takdim ediliyor.
Ne soruşturmanın gizliliği, ne masumiyet karinesi kimsenin umurunda...
Aynen Ergenekon süreci gibi... Ortada inandırıcı bir suçlama yoksa adamın evinde bulunan malzemeyi eğip bükerek, türlü düzmecelerle hakkında kanıt haline getireceksin.
Hanefi Avcı o ünlü kitabını cemaati iktidara şikâyet amacıyla yazmıştı... Cemaat karşı hücuma geçti. İktidardan ses seda yok.
Ancak muhalefet partileri neden sessiz?
Hani CHP hukukçuları Avcı’nın durumunu izliyordu?
Hani üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçiyorduk...
Bırakın üstünlüğünü, hukuk nerede?
PKK
PKK çatışmasızlık sürecini uzatacakmış.
Ahmet Türk PKK’nın sınır ötesine gitmesini istemiş...
Bunlar BDP veya PKK’nın Türkiye’ye lütfu ya da pazarlıkların başarısı gibi takdim ediliyor.
Nedense kimse PKK’nın silah bırakmasından söz etmiyor...
PKK Kandil’e çekilirse ne olur? Kandil’den bir gecede geri dönebilir. O yüzden sınır ötesine geçmesini bir çözüm olarak kabul etmek mümkün değil.
Silah gölgesinde barış görüşmesi olmaz. PKK silahı ne zaman nasıl bırakacak?
Bunu açıklayın...
Hüseyin Hatemi, “Fethullah Gülen ajan olabilir” demiş.
Hatemi Hoca’nın dışarıda canı sıkıldı anlaşılan!
Fahrettin Fidan
Ercan
Çizerimiz Ercan Akyol’un rengârenk karikatürleri 2 Ekim’den itibaren Milas “Karikatürlü Ev”de sergilenecek. “Medya” konulu sergide Akyol’un 35 yapıtı yer alıyor.
Sergi açılışının ardından Ercan Akyol ve Kamil Masaracı “Karikatürlü Ev”de çocuklarla atölye çalışmaları yapacak. Sergi 15 Ekim’de bitiyor.
Polis, Hanefi Avcı’nın eşinin “pasta, börek tariflerine” de el koymuş..
Neyse! Sonunda “dişe dokunur” bir iddianame ortaya çıkacak demektir...
Gülhan Elmas
Medine
Başbakan Erdoğan Marmara Üniversitesi’nde konuşurken dedi ki:
“Farklı inanç gruplarının gerekirse kendi yargılamasını yapmasının mirasçılarıyız. İnşallah gelecekte yine böyle öncü bir rol üstleneceğiz...”
Evrensel dışındaki gazeteler bu cümleleri atlamış. Evrensel’in konuştuğu yazar Erdoğan Aydın bakınız ne diyor:
“Bu açıklama, laik hukuk yerine şeriat hukukunu sahiplenme örneğini oluşturmaktadır. Osmanlı’da uygulanan çok hukukluluğun günümüze örnek olarak aktarılmaya çalışılması, yurttaşlık eksenli evrensel hukuktan vazgeçmek anlamındadır. Bugünkünden çok daha geri bir Türkiye ve dünya tasavvurunun göstergesidir. İnsanların evrensel hukukun eşit yurttaşları olmasına son vermekte, bunun yerine insanları dinsel hukukların teokratik insafına terk etmektedir.”
Hz. Peygamber‘in Medine‘deki Yahudi ve Müşrik (putperest) kabilelerle imzaladığı Medine Vesikası, imzacı bütün taraflara “kendi hukuku”na göre yaşama hakkı tanımıştı. Çok hukukluluğun savunulması Refah Partisi’nin kapatılma nedenleri arasındaydı.
HSYK’yla ilgili yasa taslağında “telefon dinleme yetkisi” de yer alıyormuş.
Demek ki bu taslak gayriresmi durumu resmiyete dönüştüren bir taslak...
Haldun Ertem