Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tayyip Erdoğan gazeteciler hakkında en çok dava açan Başbakan yanında, gazetecilerle en çok polemiğe girişen Başbakan unvanını da taşıyor. Örneğin pazar günü “Başbakan koltuğu çok sevdi” diyen Ahmet Altan’a “Sevsinler seni” diye yanıt veriyor... Onun “zihinsel noktada sıkıntısı olduğunu” söylüyor. Yazarın yazısı alt tarafı sadece gazetedeki köşesinde yayımlanıyor... Ama Başbakan en az 10 televizyon kanalını kullanıyor yanıt verirken. Kısacası pek de eşit koşullarda dövüşmüyor. Başbakan önceki gün de Fehmi Koru’nun “Obama gibi geldi Bush gibi oldu” cümlesine yanıt verdi. Sevsinler seni, yazıklar olsun vs. dedi... Kendisinin, benzetilecekse, Kanun Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmet gibi şahsiyetlere benzetilmesini istedi...
Süleyman Demirel’in siyasetçilere önemli bir tavsiyesi vardır:
- Eğer gazetelerin yazdıklarına takılırsanız günün yarısını kaybedersiniz, der, çünkü sabah okuduklarınıza sinirlenirseniz ancak öğlene doğru kendinize gelebilirsiniz...
Ne var ki, Tayyip Erdoğan pek bu öğütlere kulak asacak gibi görünmüyor.. Üstelik öfke dozu giderek artıyor. Başkent kulislerine yakın bir dostumuz şu hatırlatmada bulunuyor:
- Tayyip Erdoğan yapılan eleştirilerde Abdullah Gül etkisi görüyor, o yüzden iki kat öfkeleniyor... Hem de yakın gördüğü yazarlara...
Dostumuz ABD ve AB’yi arkasına alan Gül ile Tayyip Erdoğan arasındaki sürtüşmenin yoğunlaştığını söylüyor... Dikkat çeken bir yorum..

Haberin Devamı

Atam, 70 yıl geçti aradan...
Senin gibi mucize yaratan bir lideri ikinci kez nasip etmedi bu ülkeye Yaradan..
Haldun Ertem

Obama, Ermeni soykırımını tanıyacakmış.
Önce “beyaz adam”ın dedelerine ve Kızılderililere yaptığı soykırımı tanısın!
Akif Kökçe

Portekizli seyirci
Galatasaray’ın Benfica’yı 2 - 0 yendiği maçın sonlarına doğru, antrenör, Arda’nın yerine bir başka oyuncuyu sahaya sürdü. Arda Turan sahayı terk ederken tribünden alkışlar yükseldi. Spiker, Benfica taraftarlarının Arda’yı alkışladığını söyledi. Arda da tribünlerdeki Portekizlileri alkışladı. Yerine oturdu. Portekiz seyircisi, yenilginin can sıkıntısına rağmen, sahada güzel oynayan bir rakip futbolcuyu alkışlıyordu... Spor kültürü ve terbiyesi böyle bir şey...

Haberin Devamı

TTB teşvikçi mi?
Dünya Tabipleri Birliği (DTB) web sitesinin ayın ülkesi sayfasında, yaklaşık bir yıldır, sözde “Ermeni soykırımı” iddialarıyla ilgili olarak gerçeğe aykırı yayınlar yapılıyor: (http://www.wma.net/e/members/countryofthemonth.htm)
Bu yayınlarda, Türk ulusunun verdiği ulusal kurtuluş mücadelesi soykırım yalanıyla karalanıyor... Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgali övülüyor.
Konu bir aydır gündemde. İzmir, Antalya ve Mersin tabip odaları bu girişimi kınadı. Ne var ki Türk Tabipleri Birliği (TTB) kılını bile kıpırdatmıyor. Ulusal Hekim Birliği bunun sebebini şöyle açıklıyor:
“TTB yöneticileri Dünya Tabipleri Birliği’nin dayanaktan yoksun karalamalarını sinsice desteklemektedir.”

Tele suç!
Meclis Komisyonu’ndaki bir tartışmada eski Emniyet Müdürü, MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir, ilginç bir hatırlatmada bulunuyor...
Ceza Muhakemesi Yasası’nın 137’nci maddesine göre... Telefonu dinlenen ama suç işlemediği için hakkında dava açılmasına gerek duyulmayan kişiye, 15 gün içinde “Şu tarihler arasında, şu nedenle sizin telefonlarınız dinlendi ama suç unsuruna rastlanmadı. Konuşma kayıtları da şu tarihte imha edildi” anlamında bilgi verilmesi gerektiğini söylüyor.
Oysa biliniyor ki.. Ne muhatabına bu tür bilgiler verilmekte... Ne kayıtlar imha edilmekte.. Bu tür suç olmayan konuşmalar gazetelere sızdırıldığı gibi Ergenekon iddianamesinde de bol bol yer almaktadır...
Savcılarla ilgili şikâyetlerin de hükmü yoktur... Adalet Bakanlığı onlara “Gittiğiniz yere kadar gidin” talimatını verdiği için, hukuksuz alanlara girişlerini de desteklemekte, şikâyetleri kaale almamaktadır.
Devlet terörünün bu kadar yoğunlaştığı bir dönemi, darbe dönemleri dışında, hiç yaşamamıştık.

Haberin Devamı

Gazi...
Okurumuz Ender Ertekin yazıyor:
“Her zaman her yerde halkla birlikte olan büyük insan, fedakâr lider Atatürk hiçbir anını hiçbir hareketini toplumdan gizlememiştir. Baloda dans ederken, denizde yüzerken, tarlada çalışırken, evde uyurken, vatandaşla-arkadaşlarıyla içerken, eşiyle gezerken, tartışırken, korumalarına haber vermeden dolaşırken kısaca her hareketiyle halkla bütünleşirken görüntülenmiş, fotoğrafları çekilmiştir.
Çünkü o bir liderdi. Cesurdu. Büyük insandı... Halkına veğ kendisine güveniyordu...
Atatürk’ten sonra 10 cumhurbaşkanı, onca başbakan geldi. Hangisinin bu tür özelliklerini yansıtan kaç fotoğraf yer aldı? Hangisi yüzerken, uyurken, gezerken, dans ederken görüntülenebildi?..”