Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Örneğin şu "Demokratik Cumhuriyet" deyimi... Acaba Tayyip Erdoğan aydınlarla yaptığı görüşmede sarf ettiği bu deyimin ne anlama geldiğini biliyor muydu?Eğer bilmiyor idiyse skandal, eğer biliyor idiyse ayrı skandal...Demokratik Cumhuriyet deyimini son yıllarda Abdullah Öcalan kullanıyor. İmralı savunmasında olsun, Yargıtay dilekçesinde olsun bu deyime sık sık yer veriyor... Öcalan'ın AİHM'ye yaptığı başvurunun kapağında da yine bu deyim yer alıyor...Örneğin Yargıtay başvurusunda Öcalan: "Bu dava Demokratik Cumhuriyet ve anayasası ile sonuçlandırılacaktır" diyor.Nedir Demokratik Cumhuriyet?Arkadaşımız Fikret Bila'nın "Neden PKK" adlı kitabında bu konuda net bilgiler bulabilirsiniz. Öcalan, bir anayasa değişikliği yapılmasını ve Türklerle birlikte Kürtlerin de Cumhuriyet'in kurucu unsuru olarak orada yer almasını istemektedir. Kurucu unsur tabii içinde yaşayacağı siyasi modeli tayin hakkına kavuşacaktır. Federasyon ya da bağımsız devlete kapı açılacaktır. Tayyip Erdoğan, Demokratik Cumhuriyet deyimini bilerek mi sarfetti? Yoksa deyim, Kürt danışmanları tarafından konuşma metnine mi sıkıştırıldı? İki ihtimal de hazin! Tatilde bulunduğumuz sürede gündemin en ateşli konusu Kürt meselesiydi... Tartışmalar boyunca en çok merak ettiğimiz ise Tayyip Erdoğan'ın bu konuda bilerek mi yoksa bilmeden mi konuştuğu... Donla denize girme konusundaki tartışmaların bir yararı da oldu: O kadar soyguna rağmen vatandaşın donunu koruyabildiğini öğrendik... Başbakan Erdoğan ve eşi, Tekirova Rixos otelde geceliği 760 milyon liralık süitte tatilde... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve ailesi ise Bodrum İberootel'de geceliği 2500 dolar olan villada tatil yapıyor. Demokrasi demek şeffaflık demek. Yönetimin denetimi demek... Acaba Başbakan ve Dışişleri Bakanı bu bağlamda, yaptıkları ödemelerin faturalarını kamuoyuna ibraz ederler mi? Aksi takdirde şu soru havada kalacak? İzmir Valisi Ziya Göksu, neden İşadamı Halis Toprak'ın parasıyla Londra'ya gitti diye afaroz edildi? Rixos faturası... Yolu İzmir Karşıyaka'ya düşen dostumuzun dikkatini anıt, park, cadde ve sokak isimleri çekmiş... Anayasa Meydanı, İnsan Hakları Anıtı, Olof Palme Parkı, Muammer Aksoy Parkı, Ahmet Taner Kışlalı Parkı, Kemal Paşa Caddesi ve Camii, Zübeyde Hanım Caddesi, Latife Hanım Sokağı, Atilla İlhan Sokağı, Metin Altıok Sokağı, Tarık Dursun K. Sokağı, Berin Taşan Sokağı, Avni Anıl Parkı, Yusuf Nalkesen Sokağı, İsmet Yazar Sokağı vb...Kent düzeniyle gözleri şenlendiren Karşıyaka, kulaklarda da çağdaş ve demokrat yankılar bırakıyor. Karşıyaka'nın adları Tatilde Bodrum'a uğramadan olmaz. Biz de uyduk modaya... Ama sabahlamayı beceremediğimizden gece yarıları disko gürültülerine yakalanıp yatağımızda dört döndük. Gece yarısından saat üçe kadar müthiş gümbürtülerle sarsılıyor Bodrum... Onca şikâyete rağmen devletin gücü diskolardan çıkan sesi insani ölçülere sokmayı başaramıyor. Bodrum'da kaymakamlık yapmış bir dostumuzla konuşuyoruz:- Benim zamanımda para cezası veriyorduk, kapatma uyguluyorduk, diyor, bundan sonra bu tür uygulamalara başvurulacağını da sanmıyorum...- Neden?- Yeni çevre yasasıyla çevreye ilişkin ceza yetkisi belediyeye devredildi. Şimdi valilikler ölçüm yapıyor, zabıt tutuyor, durumu belediyeye bildiriyor. Bodrum'u bilmiyorum ama mesela İstanbul'da Belediye bu konuda hiç de duyarlı davranmıyor. Ayrıca malumunuz, belediyeler esnaftan gelen baskılara karşı valiliklere göre daha zayıftır... Neticede gürültüyle ilgili şikâyetler azalmayacak artacaktır.Uygar ülkelerde ses 90 desibeli geçtiğinde müziği otomatikman kesen cihazlar, sesi perdeleyen sistemler var. Bizde ne İstanbul ne Bodrum'da böyle sistemler uygulanmıyor. Sesi 90 desibeli aştığında kesen sistem bazı mekânlarda varmış. Ama üzeri örtülüyor ve çalışmaz hale getiriliyor, ancak denetimler sırasında açılıyormuş...* * *Bodrum'da dikkati çeken bir diğer değişiklik de pırtlak gibi çoğalan emlakçılar. Vitrinler rengarenk villa fotoğraflarıyla donanmış. Her fotoğrafın altında İngilizce izahat ve sterlin ya da euro cinsinden okkalı fiyatlar. Gerçi Anayasa Mahkemesi yabancıya mülk satışını iptal etti. Ancak yakında yeni bir kanun çıkacak umuduyla yabancılar ev bakmayı sürdürüyor. Zaten hayli satış da yapılmış. Eloğlu Ege'yi euro ile fethediyor... Gözü kör olsun cehalet ve parasızlığın. m.asik@milliyet.com.tr Bodrum sohbeti