İktisatçı Mustafa Sönmez soruyor: - Neden iş - aş üstünden muhalefet yok?
Türbana dolanan ana muhalefet halkı ezen yoksulluğu, işsizliği ne zaman gündemine alacak?
Bunu sadece Mustafa Sönmez değil, hemen herkes merak ediyor.
Bakın Mustafa Sönmez toplumun iliğini kemiğini sömüren çarkı nasıl da güzel anlatıyor:
“Hindistan, G. Kore, Brezilya gibi yükselen ekonomiler, ABD ve AB emperyalizminin sıcak paraya kapıları açma dayatmasına direniyorlar. Spekülatif sıcak para akımının yıkıcı ithalatına direniyorlar. Ama Türkiye direnmiyor, önlem almıyor, tersine sıcak paraya davetkâr, kapılarını ardına kadar açıyor.
Sonuç? Sıcak para girişi ile TL, daha da aşırı değerli hale geliyor, ucuzlatılan döviz, ithalatı kamçılıyor, sanayi çarkları ithal girdi ile dönüyor. Ortada yüzde 7 - 8 ile ifade edilen bir büyüme var ama sıcak para kaynaklı, ithalata dayalı ve yerli ara malı üretimini gerileten, istihdamı artırmayan, Türkiye’nin ihraç mallarını, turizmini ucuzlatan, kısaca yoksullaştıran bir büyüme.
İşte muhalefetin kitlelere göstermesi gereken fotoğraf bu...
Neden Asya’dakiler, Brezilya bu oyuna direnirken Türkiye teslimiyetçi?”
Acaba CHP’nin bu oyunu tersine çevirecek cesur bir planı var mı? Varsa nedir? Kılıçdaroğlu ABD ve AB dayatmalarına karşı ne düşünüyor? Ekonomiye bakışı nedir? Çözüm önerileri nedir?
Bu sorular askıda, durup duruyor...
Başkan lütfetti
YÖK Başkanı lütfetti, üniversitedeki türbansız kızların güvencesi olduğunu açıkladı...
Böyle bir dönemin henüz açılmadığını düşünebilirsiniz...
Ancak bunun konuşuluyor olması bile hangi döneme adım attığımızın resmidir.
Üstelik de güvence üniversiteye türbanı sokuşturması için özellikle seçilmiş bir zattan geliyor.
Düşünün gerisini...
Bu arada Sayın Kılıçdaroğlu’na küçük bir not:
Açtığınız kapıdan nelerin girmekte olduğunu ve gireceğini fark ettiniz mi?
İran’da yeraltıAltın Portakal’da uluslararası yarışmanın jüri başkanı olan İranlı yönetmen Bahman Ghobadi’nin “Kimsenin İran kedilerinden haberi yok” adlı filmi önceki akşam özel gösterim bölümünde seyirciyle buluştu. Hem İran sineması hem de ülke hakkında fikir edinmek amacıyla salona gittiğimizde ancak en ön sırada iki koltuk bulabildik Nazım Alpman’la birlikte...
Onun çok ödüllü “Sarhoş Atlar Zamanı” filmini görüp de ağır tempolu bir film bekleyenler, ışıkların sönmesiyle birlikte kendilerini bir simülatör içinde buluverdiler. Baş döndürücü temposu ile Ghobadi, Amerikan filmleriyle yarışan olağanüstü bir film çekmiş.
İran’ın hiç bilinmeyen bir yüzünü gösteriyor: Yeraltı müzisyenleri!
İranlı gençler illegal mekânlar, rock müzik provaları ve konserleri düzenliyorlar.
Hikâyenin tamamen gerçek bir temel üzerinde yükseldiğini gösterimden sonra Ghobadi kendisi anlattı.
İran yönetiminin kendisine film çekme izni vermediği dönemde eve kapanıp müzik çalışmalarına yöneliyor. Kız arkadaşının teşvikiyle başladığı yeni yol onu yine bir sinema durağına çıkartıyor. Bestelerini kayıt ettirecek imkânlar ararken Tahran’da çok geniş bir yeraltı müzisyenleri kitlesi olduğunu fark ediyor.
Filmi çekmeye böylece karar veriyor. İki motosikletle 15 günde filmi bitiriyor. Üstelik topu topu 50 bin dolar harcayarak...
Ruh ve cevher varsa film yapmak için paraya ihtiyaç kalmıyor.
Gohbadi genç yönetmenlere bunu anlattı...
Filmden sonraki sohbette söz siyasete de kaydı... Ahmedinecad’ın ülkesini mollalar dönemini de aratır hale getirdiğini... Gençelere ülkeyi iyice dar ettiğini bilvesile duyup öğrendik...
Engelsiz trio
Antalya’da AKM’deki film gösterimleri öncesinde sahneye beyazlar içinde üç genç müzisyen çıkıyor. Viyolonselist Alp Özsökmen ile kemancı Zeynep Temirci görme engelli, yan flütle ekibi tamamlayan Tuğba Ak ise bedensel engeli olduğundan tekerlekli sandalye ile sahneye çıkıyor. Klasik müzik eğitimi alan üç genç müzisyen bir buçuk dakikalık kısa konserlerinde Gabriel Faure’nin “Pavane” adlı eserini seslendiriyorlar. Mini konserin bitiminde sahneye Gürhan Teğmen geliyor, elinde bir döviz:
Sinema Engel Tanımaz!
Sonra eline aldığı tokmağı bateri ziline vurarak filmin başlayacağını ilan ediyor.
Sahnede engelli gençlerin hüner ve becerilerini izlemek insana değişik duygular veriyor.
Allah Türkiye’deki tüm davalara Deniz Feneri davası gibi sesiz ve sakin bir dava nasip eylesin... Amin...
Haldun Ertem
Türkiye kadın-erkek eşitliğinde 134 ülke arasında 126’ncı sıradaymış.
Normal... Biz daha kadınlar arasında eşitliği sağlayamadık ki kadın erkek eşitliğini sağlayalım...
Haldun Ertem
YÖK Başkanı Özcan, “Başı açık öğrencilerin teminatı benim” demiş.
Kendi teminatı Başbakan’ın iki dudağı arasında olan birinin teminatı ne de ciddiye alınır ama!
Fahrettin Fidan
Milli Takımımızın hocası Hiddink, Azerbaycan maçı öncesi oyuncularımıza “Bize Almanya’yı unutturun” diye uyarıda bulunmuştu. Eee, çocuklarımıza da aşk olsun doğrusu! Bir hocanın uyarısı ancak bu kadar yerine getirilir. Baksanıza; artık Almanya’yı konuşan var mı?
Ahmet Güney