Hükümet tarafından Meclis’e gönderilen ve halen TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülmekte olan “Silah Kanun Tasarısı” aynen geçerse Emniyet ve MİT ağır silah ithal edebilecek...
“Ağır silah” denince akla gelenler hangileri?
Havan topu, roket, “40 Launcher”, makineli tüfek vb...
Emniyet havan topu, roket veya makineli tüfeği iç olaylarda asayişi sağlamak için mi kullanacak? Biraz tuhaf olmaz mı?
Genelkurmay Başkanlığı “Polis veya MİT bu tip silah ithal etmek istiyorsa bizim de iznimizi alsın gelen silahı bize bildirsin” demiş. İktidar grubu bu isteği duymazdan gelmiş.
Acaba yapılmak istenen ne? İngiltere’de polis silah taşımadan görev yaparken Türkiye’de iç asayişle görevli polisin ağır silah kullanması hayli ilginç bir proje değil mi?!
Bir okurumuzun bu yasaya eklenmesi istediği madde ise gayet mantıklı:
“Çarşı pazarda silah satan mağazaların vitrinlerinde silah teşhir edilmesin...”
Kuzey İrlanda Başbakanı, "Karım aldattı ama onu seviyorum" demiş.
Aynen bizim millet gibi... Bizim millet de kendisini aldatan siyasilerden bir türlü vazgeçemez...
Fahrettin Fidan
Cemaat - iktidar
Hrant Dink cinayetinde görevini ihmal ettiği öne sürülen ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınarak “kızak görev” olan Strateji Geliştirme Dairesi’ne uzman olarak atanan Ramazan Akyürek, yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali istemiyle dava açtı...
CHP Milletvekili Atilla Kart dün Ramazan Akyürek’in açtığı bu davanın Emniyet Teşkilatında cemaat ile iktidar arasındaki çatışmanın ilk belirtisi olduğunu söyledi...
* Soru: Türkiye’de bugün bir normalleşme mi var?
Yanıt: Evet... Demokrasi ve hukuka aykırı her gelişme çoğumuz tarafından artık normal karşılanıyor...
Haldun Ertem
Kültür servisi
Hülya Avşar, 2004 yılında hayatını kaybeden Cem Karaca’nın eşi İlkim Karaca’yla konuşurken Ruhi Su’nun adı geçiyor. Hülya Avşar halk müziğinin büyük ustası Ruhi Su hakkında:
“Ona da buradan selam yollayalım, eğer yaşıyorsa” diyor...
Karaca’nın “Ruhi Su öldü, hem de 25 yıl önce” sözleri üzerine de lafı “Aaaa öyle mi, nur içinde yatsın o zaman” diye noktalıyor.
Aklımıza Ankara televizyonunun ilk yılları geldi. Rahmetli Adem Yavuz’u kültür servisine vermişlerdi. Adem zaman zaman bizim servise çıkar, arkadaşlarının kültürsüzlüğünden yakınırdı. İspatlamak için de bir gün önümüzde kültür servisine telefon açıp sordu:
- Ben Adem Yavuz, Ahmet Haşim çekime gelecekti geldi mi?
Karşı taraftan henüz gelmedi dediler. Adem biraz sonra tekrar arardı:
- Tevfik Fikret röportaja gelecekti geldi mi?
- O da gelmedi, dediler.
Adem yine sordu:
- Nâzım Hikmet geldi mi?
Nihayet o zaman uyandı kültür servisindeki arkadaşlar... Nâzım’ın yaşamadığını anımsattılar.
Hülya Avşar asla yalnız değil...
CHP ve seçim...
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek: “2010’da sandığa gidilmelidir, toplum çok gergin, herkese umut vermek lazım, o umut da seçimdir” demiş...
Seçim tek başına umut olur mu?
Olmaz. Olması için seçimin bir şeyleri değiştireceği umudunun da var olması lazım?
CHP o umudu verebiliyor mu Sayın Özyürek? Partiniz seçime hazır mı?
Milletvekilleri ve partililer, parti programını özümsedi mi?
Falanca soruna ilişkin ne gibi bir farklı çözümünüz var diye sorulduğunda CHP’liler çözümlerini bülbül gibi anlatabiliyor mu?
AKP her alanda muazzam kadrolaştı. Bu kadrolarla ülkeyi yönetemeyeceğinize göre sizin de iktidar olur olmaz işbaşına getireceğiniz alternatif kadrolarınız var mı?
Halka “İktidara geldiğimizde bütün ülkeyi böyle donatacağız” diyebileceğiniz Eskişehir gibi bir belediyeniz var mı? Yoksa niye yok?
Medyada yaşananlar sizi kaygılandırıyor mu? Gazete ve televizyonların çoğu AKP’nin egemenliğine geçerken CHP’nin doyurucu bir internet sitesine bile sahip olmaması sizi düşündürüyor mu?
Seçim talebiniz gerçek mi yoksa biraz hayali mi?
Ayrı ayrı bakınca değer vermediğmiz kimselere, bir araya geldikleri zaman değer vermekten daha büyük budalalık olur mu?
Cicero
Tahliye talebi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Çanak’ın hayati tehlike gerekçesiyle tahliyesini istediği Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, iki karşı oy yüzünden tahliye olamadı. Başkan Çanak’ın şerhi şöyle:
“Sanığın saygın mesleğinden öte, karaciğer kanseri riski olduğu ve siroz olduğu Haseki Hastanesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Adli Tıp Kurum Başkanlığı raporlarından anlaşılmaktadır. Sanık hayati tehlike ile karşı karşıyadır. Çoğunluğa katılmıyor ve tahliye talep ediyorum.”
Tutukluluk hali hasta insanları daha hasta ediyor. Morallerini bitiriyor. Devlete 8 yıl üniversite rektörü olarak hizmet vermiş olan Prof. Hilmioğlu, hasta hakkı olarak tahliye bekliyor.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025