- AKP bu saldırıların karşısındadır... Ancak neden AKP ya da bir başka parti saldırıya uğrayınca genel başkan aranıp 'geçmiş olsun, sorumlular bulunsun' denmez?Anlaşılan Başbakan, Cumhuriyet'e bomba atılmasını AKP binasına geçmişte atılan bombanın karşılığı gibi görüyor... Bu arada kendisinin ülkenin asayişinden sorumlu olduğunu unutmuş görünüyor.Nilgün Cerrahoğlu, Cumhuriyet'teki sütununda, İtalya'nın küçük sol gazetesi Manifesto'ya 2000 yılında bomba atılınca, can kaybı olmamasına rağmen, bütün gazetelerin dayanışma içinde olayı birinci sayfalarına taşıdığını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın olayı anında kınadığını, Belediye Başkanı Rutelli'nin derhal geçmiş olsun ziyaretine geldiğini anımsatıyor. Çünkü o gün herkes saldırının bir gazeteye değil, tüm basına ve özgürlüklere yöneldiğini algılamıştır...Bir gazeteye bomba atılabilir... Ülkede eteği kısa diye bir kızın dövülmesinden, başı açık diye gazeteci taşlanmasına kadar türlü çeşitli irticai olaylar da meydana gelebilir. Önemli olan ülkeyi yönetenlerin bu olaylara gösterdiği tepkidir. Eğer tepki yoksa bu "onay" anlamındadır... Teşvikçiliktir. Bu tür olaylar artacak demektir. Yeni belalara davetiyedir. Cumhuriyet gazetesine güpegündüz bomba atanları polis hâlâ bulamazken, gazeteye bir "geçmiş olsun" telgrafı bile göndermeyen Başbakan Erdoğan'a konu Endonezya yolunda uçakta soruluyor. Yanıt: AKP hükümetinin 2 bakanı evlilik dışı aşk hayatı yaşıyormuş. Demek ki sadece paranın değil, aşkın da dini imanı yokmuş. Şampiyonluğu Fenerbahçe seyircisi daha çok hak etti... Galatasaray'ın ise takım olarak (iki derbiden de yenik çıkmasına rağmen) daha çok hakkıydı... Bir kez daha anlaşıldı ki... Parayla saadet olmayacağı gibi şampiyonluk da olmayabilir. Futbolda önemli olan takım oyunudur... Kazanma hırsını paranın üzerine çıkaran bir takım kazanır.Son söz; Tebrikler Galatasaray... Tebrikler Fenerbahçe... Sezon boyu aslanlar gibi savaştığınız, bizlere böylesine heyecanlı bir lig yaşattığınız için... Tebrikler, tebrikler Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un TOBB'a kendisi için 400 bin YTL değerinde Mercedes 500 L aldırdığını hafta sonunda Vatan gazetesi yazdı... Vatandaş aç yatarken Mercedes keyfi peşinde koşan sadece Ali Coşkun mu? Bir haber de Bursa'dan.Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Hikmet Şahin de BESAŞ Ekmek Fabrikası'na bir Mercedes S350 L satın aldırmış... Belediye Meclis Üyesi CHP'li Semih Pala, otomobilin 300 bin YTL değerinde olduğunu, BESAŞ'ın görevinin otomobil almak değil halka ucuz ekmek temin etmek olduğunu anımsatıyor. Ama boşuna... Mercedes aşkı... Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, görünürde bir siyasi beklentisi olmadığı halde cumhurbaşkanlığı konusunda hayli aktif bir kampanyaya girişti. Demirel, Tayyip Erdoğan'ın yüzde 26 oyla Çankaya'ya çıkmasının orada oturmasına yetmeyeceğini her fırsatta tekrarlıyor. Kendisini cumhurbaşkanı seçen iki partinin ve bağımsızların yüzde 50'den fazla oyu olduğunu anımsatıyor. Radikal'de Murat Yetkin'e verdiği son demeçte türbana da değiniyor:- Geçen 10 cumhurbaşkanının hanımlarının başında türban yok, bu yadırganır diyorum. Simge olarak türbanın, laiklikle münasebetinin tartışıldığı Türkiye'de bu soru da zihinlerde. Bu soru zihinlerdeyken orada zor oturursunuz.Tereddütler elbet bu kadarla bitmiyor... Cumhuriyetçi kesimlerde endişe şu:- Çankaya'ya ha Tayyip Erdoğan çıkmış ha ona tabi bir başka isim. Ne fark eder? O koltuğa Cumhuriyet'e, Anayasa'ya, laik demokrasiye bağlı bir isim oturmadığı takdirde Cumhuriyet aynı tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır...Seçime doğru bir "Cumhuriyetçi birlik" her zamankinden fazla önem kazanıyor. Sağdan, soldan, ortadan, laik demokrasiye bağlı herkesin "Cumhuriyetçi" paydada birleşmesi gerekiyor. Meclis Başkanı ve Başbakan'ın 23 Nisan'da ortaya koydukları laiklik ve Anayasa'yı tartışan deklarasyonlara karşılık Cumhuriyet'i savunacak geniş bir birliktelik oluşturmak... Acil gereksinim bu... Cumhuriyetçi birlik Başbakan Erdoğan, Endonezya'da "İslam dünyası, kendisini faiz meseleleri ile sınırlamamalı, uluslararası kurallara göre oynamalıyız" diye konuştu. Avukat Süleyman Acar diyor ki:- Başbakan, bu sözü ile Kuranıkerim'de kesin olarak yasaklanan ve haram kılınan "Riba-faiz" konusunda esnek davranılabileceğini ulemaya danışmadan açıklıyor. Öte yandan Kuranıkerim'de açık olarak tanımı ve yasağı konulmayan "türban" konusunda kesin bir tavır alarak toplumu geriyor... AİHM veya Danıştay'a türban konusunda ulemaya danışmalarını öneriyor. Çelişkiye dikkat... m.asik@milliyet.com.tr Faiz ve türban