Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Onlara göre Türkiye her konuda haksızdır! Konu AB mi? AB'nin olur olmaz taleplerini "Adamlar haklı, uyuma mecburuz, kriterler böyle" diye bıkmadan yazarlar... İstekleri derhal yerine getirmemizi isterler... Aynı AB'nin bize verip tutmadığı sözleri, çifte standartları asla anımsamazlar... Konu Kıbrıs mı? Çözümsüzlüğün suçlusu Türkiye ve Denktaş'tır. Bunu döne döne yazarlar da... Örneğin eski Rum yöneticilerinden Glafkos Klerides'in, "Biz de bu konuda hatalıyız" diye başlayan itiraflarını es geçerler."Türkler, 30 bin Kürt'ü öldürmüştür" derler de, o Kürtlerin dağlarda eli silahlı ne aradığını kesinlikle sormazlar. Basılan karakollarda öldürülen askerleri, polisleri... Köylerde katledilen çoluk çocuğu... Öğretmenleri, doktorları, memurları hep unuturlar. Ermeniler konusunda da biz haksız, soykırım diyenler haklıdır.Cumhuriyet tarihi resmi tarihtir. Baştan aşağı yalandır. Emperyalizmin çıkarlarına göre şekillenmiş tarih doğrudur. Kimi "gazeteci", kimi "sanatçı", kimi "eski diplomat"tır bunların. Dış dünya tarafından desteklenir, hangi kanalı açsanız karşınıza çıkarlar. Kimi zaman memleketi bir dış gezi karşılığı bile satarlar. Çok ilginç tiplerdir "İçimizdeki İrlandalılar"... Kraldan fazla kralcı, yabancıdan çok yabancıdırlar. Deniz Baykal, bütün organlarını Akdeniz Üniversitesi'ne bağışlamış. Parti organlarını başkasına ne zaman devredecek? Çankaya Belediyesi, önümüzdeki hafta Sütaş firmasıyla güzel bir uygulama başlatıyor: Her çocuğa, her sabah bir bardak süt! Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, ilk etapta daha çok yoksul semtlerdeki 10 bin ana ve ilkokul öğrencisini kapsayan uygulamayı önümüzdeki yıl talep eden her okulu ve çocuğu kapsayacak şekilde genişletmeyi... Ayrıca meyveli kek vermeyi planladıklarını söylüyor.İktidara gelir gelmez İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır'da okullara bedava süt dağıtımını kaldıranların kulakları çınlasın... Okullara süt! Öğrenmenin yaşı yok.. Biz de yaşadıkça öğreniyoruz..."Kısa kes, aydın havası olsun" diye bir söz vardır dilimizde. Ne anlama geldiği bilinmez ama akla geldikçe tekrarlanır.Araştırmacı Ahmet Zeki Muslu'ya göre bu sözün aslı: "Kısa kes Aydın abası olsun"dur...Eski zamanda Aydın'da efeler keçeden yapılmış aba adı verilen dizleri açıkta bırakan potur giyerlermiş. Ahmet Bey, sözün oradan kaldığını anlatıyor. Aydın havası 28 yıl önce Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs kutlamalarında 34 emekçiyi katledenler, herhalde artık katillikten emekli olmuşlardır. Bu satırları Kıbrıs'ta Merit Otel'den yazıyorum... Yiyecek İçecek Müdürü Ziya Bey'in odasında bana bir bilgisayar verdiler. Hem tıkırdatıyor hem çevredeki konuşmalara kulak veriyorum. Otelin lokantasında, kafeteryasında, koridorlarında mutlu bir hava esiyor. Personelin yüzü gülüyor. Müşteriler memnun... Ne var ki duvarların arkasında bambaşka bir hayat sürüyor. Birbiri peşinden öyle kritik sorunlar çıkıyor ki... Görüp duymadan inanmazsınız... Mesela...Otelin bahçesinde kokteyl ve düğün için bir yeşil alan oluşturuluyor. Toprak dökülmüş... Çim tohumu ekilmiş. Ama tohumlar tutmuyor. Kimi yerde çim bitiyor, kimi yerde bitmiyor. Müdür Bey sebebini sorunca peyzajdan sorumlu hanım bilgi veriyor:- Efendim kediler pislerken toprağı eşeliyor, çim tohumları etrafa savruluyor, o yüzden tutmuyor.- Kedileri toplayıp bir başka yere götürün... Zaten topu topu 12 tane değil mi?- Efendim geçenlerde üç kilometre ötede bir köye götürüp attık, ertesi gün tam kadro geri geldiler. Şimdi yine götüreceğimizi anladılar sanırım, insan görünce kaçıyorlar, yakalamak katiyen mümkün olmuyor.- Kedi maması koklatıp bir odaya çekin, bir süre onları kapalı mekânda besleyelim.- Bunlar kedi mamasına alışmamışlar, yemiyorlar efendim...- Peki ne olacak?Buyurun, çözün bakalım şimdi bu sorunu.Konu üzerinde istişareler, kafa yormalar, danışmalar.. Üzerlerine ağ atıp yakalayalım, tüfekle bayıltıp torbalarla başka yere taşıyalım, gibi öneriler...Sonunda peyzajdan sorumlu hanım çözümü buluyor... Çim ekilen alanın üzerine balık ağı örtülecek. Kediler eşeleyemeyecek... Bir görevli bol miktarda balık ağı bulmaya gönderiliyor. Tabii onu da bulmak ayrı dert. Günübirlik buna benzer akla gelmedik sorunlarla boğuşuyor otel personeli... Deniz kenarlarındaki turistik tesislerde çalışan eş dost, tanıdıklar, "Koca yaz geçti, bir kere bile denize girmedim" derler de pek inanmayız. İnanmalıyız. m.asik@milliyet.com.tr Otelin kedileri