Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Partilerin belediye başkan adayları birkaç büyük il ve ilçe dışında hemen hemen belli oldu. Peki seçmenler? Onlar da belli... İşte çok yakından tanıdığımız birkaçı..
Dürdane Birtane: 46 yaşında, kız oğlan kız ev kızı. Dikiş, nakış, her türlü el işinin ustası, Tayyip'in bir numaralı hastası. Aynı sandıkta oy kullanabilmek için kaydını Kasımpaşa'ya aldırdı, oy kullanırken ya karşılaşırsak diye yüzünü gerdirdi, kaşlarını kaldırdı.
Necati Nötr: Gecekondusu Dudullu'da, şehrin merkezine 25 km. uzaklıkta, Necati hayatında hep bitaraf oldu, bütün partilere eşit uzaklıkta. Midesi yıllardır et yüzü görmedi, karısının çevreden topladığı otlarla yaptığı yemekleri! yiyor, "Hangi parti iyiyse o kazansın" diyor. Necati hep iyimser, bir gün iyi partinin kazanacağı umudunu hiç yitirmiyor.
Sevda Hayal: 19 yaşında, sıkı popçu, Merter'de overlokçu. Son günlerde Cem Uzan'ın başına gelenlerden fevkalade rahatsız, odasındaki Cem Uzan posterleri yüzünden üç günde bir ağabeyinden dayak yiyor zavallı kız. En büyük kompeksi kilosu, bir de çok kısa buluyor boyunu, elbette yeşil gözlerinin hastası Cem Uzan'a verecek oyunu.
Müştak Fırıldak: 1983'ten bu yana yapılan seçimlerde sırasıyla Özal gecekondulara kat çıkma izni, Erbakan cennetin anahtarını, Baba ötekilerin iki katını, Ecevit umut, Tansu Çiller iki anahtar, Tayyip erzak paketi vaat etti, Müştak kim daha çok avanta vaat ederse oyunu ona verdi. Bu seçimde kararını son dakikada verecek.
Haluk Ilık: Çevresindekilere sorarsanız kimine göre transseksüel kimine göre homoseksüel. Kendisine sorarsanız o bir metroseksüel. Kafayı sekse takmış durumda, kendince en seksi lideri seçecek, oyunu ona verecek. Biz kendisinin yalancısıyız, şimdiye kadar hiç kimseye vermemiş.
Gaffur Beton: Çulsuzun teki, halkın Liberal Parti'ye teveccüh göstermemesinden fevkalade müşteki. Karşısına her çıkana, "Kurtuluş özel sektörde, özel sektörün önü açılırsa Türkiye'nin de önü açılır" mealinde nutuklar atıyor, mesleğini soranlara "işadamıyım" diyor, Eminönü'nde korsan kaset satıyor. Liberal Parti'ye verecek.
Erkal Şenkal: Serçeden başka kuş, Deniz Baykal'dan başka lider tanımıyor. Son seçimde DSP'ye verdi diye babasıyla bile selamı - sabahı kesti, artık yolda görse de tanımıyor.

Akıllı sinek yoğurda konar, şehre gelir; akılsız sinek ciğere konar, köye gider.


Yol kenarında oturuyorum
Sürücü lastik değiştiriyor
Hoşnut değilim geldiğim yerden
Gittiğim yere de bayılmıyorum.
Neden öyleyse bu sabırsızlık
Beklerken lastiğin değişmesini?



Aşk çorba gibidir. İlk kaşıklar fazla sıcak, son kaşıklar fazla soğuk...



Hürriyet'te koskoca manşet:
"Sabiha Gökçen'in 80 yıllık sırrı"
Alt başlık: "Sürp- riz yeğen ortaya çıktı... Atatürk'ün manevi kızı ve ilk Türk kadın pilot Sabiha Gökçen'in Ermeni asıllı olduğu iddia edildi..."
İddia eden kim? Ermenice Türkçe yayımlanan Agos gazetesi... Hikâye şu:
Ermenistan'dan Türkiye'ye Hripsime Sebilciyan adlı bir hanım geliyor. Temizlik işinde çalışan bu hanım (gündelikçi mi, temizlik şirketi sahibi mi belli değil) Agos gazetesine büyük sırrı ifşa ediyor:
- Sabiha Gökçen, annem Diruhi'nin kardeşidir. Asıl adı Hatun'dur. Dedem 1915 olayları sırasında ölmüş. Annem, teyzem Hatun'u götürüp Şanlıurfa Halfeti'ye bağlı Cibin köyündeki yetimhaneye vermiş. Atatürk yetimhaneyi dolaşırken Hatun'u sevmiş, alıp götürmüş. Hatun o zaman 5 - 6 yaşındaymış...
Hikâyenin iler tutar yanı yok...
İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen 1913 doğumludur. İstanbul Vilayet Başkâtibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır. Babası o küçükken ölmüştur. Evleri Bursa'da Atatürk'ün kaldığı Hünkâr Köşkü'nün yanındadır. 1925 yılında Hünkâr Köşkü'nün bahçesine geçip Atatürk'le tanışmış, okumak istediğini söylemiş, Ata tarafından alınıp Çankaya'ya getirilmiştir. Sabiha Gökçen bu ilk tanışmayı her söyleşide anlatmıştır. Ablaları, ağabeyi bellidir.
Sabiha Gökçen'in hayatını Milliyet 1956 yılında tefrika etti. Gökçen'in hayatını yazan Halit Kıvanç dün dedi ki:
- Sabiha Hanım'la 10 gün sürekli konuştum. Yakınlarıyla ve arkadaşlarıyla görüştüm. 1956'da yayımlanan röportaj ayrıca 1998 yılında "Bulutlarla Yarışan Kadın" başlıklı İngilizce - Türkçe kitap oldu. Sabiha Hanım'ın Ermeni asıllı olduğunu bugüne dek hiç duymadım...
Bir küçük ayrıntı daha (!)... Atatürk Cumhuriyet'ten sonra ne Urfa, ne Halfeti'ye gitmiş...
Sabiha Gökçen Urfa'dan evlatlık alınsa bunun saklanması için ne sebep olabilir? Ayrıca böyle bir şey saklanabilir mi?
İpsiz sapsız iddialarla saygın bir isim üzerinde kuşku yaratmak Cumhuriyet nesline yakışır mı?