Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öte yandan... KKTC yönetimi de teslimiyetçiliğin birbirinden parlak örneklerini veriyor. Örneğin... Adı Girne Milletvekili olarak geçen Rum Meclis Başkanı Hristofyas'a, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim propagandası yapması için izin veriyor. Hristofyas Girne'ye geliyor, sayıları 500'ü aşmayan Maronit ve Rumlara propaganda yapıyor. Amaç oy almak mı? Yok canım... Onun amacı "Girne bizimdir" imajını güçlendirmek. Cumhurbaşkanı Talat, Hristofyas'ı bunu bile bile, Dışişleri Bakanlığı'ndan da habersiz buyur ediyor...Bir başka teslimiyet gafı... Rum Merkez Bankası bir konferans düzenliyor. Baş konuşmacı, Papadopulos... Konferansın davetiyeleri Kuzey Kıbrıs'ta KKTC Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi tarafından dağıtılıyor. Sanki KKTC Dışişleri Bakanlığı Papadopulos'a bağlıymış, onun hizmetkârıymış gibi...Papadopulos, Rum egemenliğinde bir Kıbrıs kurmakta kararlı... Bizimkileri adam yerine koymuyor. Bizimkilerin bu muameleden rahatsız olduğu da pek gözlenmiyor... AB bastırıyor; "Limanları ve havaalanlarını Rumlara açın"... Haklılar... Çünkü bizim hükümet hem Brüksel'de hem Ek Protokol'de Rum yönetimini tanıyacağına söz verdi. İç kamuoyunu bugüne dek yalanlarla oyaladılar. Ama yanlış hesabı ödeme vakti geldi. Eğer bu yıl limanları açmazsak AB görüşmeleri çıkmaza girecek. Erdoğan, "Cumhuriyet'e lafla sahip çıkılmaz" demiş. Doğru... İşte onun için on binler Anıtkabir'e çıkıyor... Başbakan Erdoğan, Danıştay'a yapılan saldırıyla ilgili konuşurken arada şunu söylüyor:"Bu ülke Necip Hablemitoğlu cinayetini yaşamış, sonrasında her şey örtbas edilmiş bir ülke. Bazı derin noktalara doğru yol alan bir komplo olabilir."Necip Hablemitoğlu öldürüldüğünde AKP iktidarda idi. Suikastın ardından 3.5 yıl geçti. Bugün iktidarda olan parti yine AKP...Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili kim, neleri örtbas etti? Başbakan bunu kamuoyuna açıklamalıdır. Aksi takdirde faili meçhul cinayeti örtbas edenlerden biri de o olur... İlginç ifşaat... Biri size ölü numarası yaparsa siz de onu gömme numarası yapın... Türk - İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCCİ) yıllık balosu 19 Mayıs akşamı Londra'da Kensington Royal Garden otelinde yapılıyor... Başkanlığını Remzi Gür'ün yaptığı TBCCİ, bu yıl Devlet Bakanı Ali Babacan'ı konuk ediyor. Babacan Türk ve İngiliz işadamlarına yaptığı konuşmada çeşitli konulara temas ediyor... Ancak 19 Mayıs'la ilgili tek söz sarf etmiyor. Konuşmasında bir de hayali tespit yapıyor:- Türkiye'de aç ve fakir insan kalmamıştır...Türkiye'yi hiç görmemiş olanlar bunu duyunca çok mutlu oluyor. Türkler önlerine bakıyor... Londra'da balo... Yazar Orhan Pamuk'un NPQ dergisinde yayımlanan şu sözleri bu sütunda 13 Mayıs 2003 tarihinde yer aldı:- Erdoğan başarılı olsun istiyorum ve ordu siyasetin dışında kalsın istiyorum. Erdoğan şimdi bu doğrultuda bir patika açıyor. Eğer bu patikadan dikkatlice geçilirse, Türkiye ister istemez daha açık, daha liberal bir toplum haline gelir...AB ve ABD'nin politikası da aynı doğrultudaydı... Türkiye'yi Tayyip Erdoğan'ın açtığı yoldan demokrasiye götürmek! O yolun Türkiye'yi demokrasiye değil de başka bir tarafa götüreceğini görememişler miydi? Yoksa amaçları ülkeyi "demokrasiye gidiyor" gösterip "din devleti" istikametine sürüklemek miydi? Fuller, Huntington, Henze gibilerinin de tavsiyesi doğrultusunda...Türkiye'yi "Atatürkçü Laik Cumhuriyet" kökünden koparıp kişiliksiz bir Ortadoğu ülkesi ve onursuz bir Amerikan sömürgesi yapmak... Bu olabilir miydi gerçek amaç?Mevcut manzara neyi gösteriyor? Patikanın sonu... Kasvetli günleri birkaç satır neşeyle dağıtmaya çalışsak mı? Mesela...Alican terbiyesiz bir çocukmuş... Annesi ise nazik bir hanım... Arkadaşları bir gün konken oynamaya gelmişler. Oğlunun yanlış bir şey yapacağından korkan anne, konuklara:- Alican terbiyesiz bir laf edince kalkıp gidiyor gibi yapın, utanır vazgeçer, demiş...Hanımlar konkene başlamış... Alican biraz sonra koşarak gelmiş:- Anne anneee... Limana bir gemi yanaştı, içinde bir sürü azgın denizci var, etrafta kadın arıyorlar...Misafir hanımlar kalkıp gider gibi yapmışlar. Alican tekrar atılmış:- Acele etmeyin teyzeler, daha bir hafta buradalar... Terbiyesiz fıkra Bir yazarla açıkgöz bir müteahhit dost toplantısında tartışmaya başlamışlar. Yazar: - Para kazanmanın pek çok yolu vardır. Ama namuslu para kazanmanın tek yolu vardır... Müteahhit meraklanmış: - Nedir o? Yazar taşı gediğine koymuş: - Bilmediğinizi biliyordum... m.asik@milliyet.com.tr