Satış ve kiralama sırası deniz fenerlerine geldi... 16 deniz feneri sırayla ve açık artırma usulüyle kiralanıyor. Önceki gün İstanbul’da Antalya Deniz Feneri’nin kiralanmasıyla ilgili açık artırma yapıldı. Artırmayı 8 milyar lira aylık kira teklif eden Kemal Yıldız kazandı. Galata Köprüsü altındaki “New Galata Restaurant”ı işleten Kemal Yıldız, satış onaylanırsa, Antalya Feneri’nde de bir balık lokantası açacak. Bu arada lokantacılara kiralanan fenerlerin iptal edilmeyeceğini, yanıp sönmeye devam edeceğini duyuralım. Ek bilgi: Fenerleri artık fener bekçileri yakıp söndürmüyormuş. Bu işlem de otomatiğe bağlanmış.
Türkan Saylan’ın oğlu doktorların annesinden umudu kestiğini söylemiş.
Artık faili meçhul cinayetler işlenmiyor, fail belli...
Haldun Ertem
Erdoğan’ın sicili...
Meclis Başkanlığı bir soru üzerine milletvekillerinin suçlarını açıklıyor. Başbakan dokunulmazlık nedeniyle yargılanamadığı suçları şunlar:
“Görevi ihmal, zimmet, biletlerde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak vs...”
Sabahattin Önkibar doğru bir noktaya işaret ediyor:
- Kimse bu suçlarından dolayı Başbakan’ı - kalpazan, sahteci, dolandırıcı - diye damgalıyor mu? Hayır... Neden? Çünkü henüz bu davalar karara bağlanmış değil. Peki Başbakan’a bağlı basın neden Ergenekon’dan yargılanan herkese çete, darbeci, terör örgütü üyesi vb. diye hakaretler yağdırıyor?
Sanırız Başbakan’a bağlı basın ile Başbakan’a bağlı olmayan basın arasındaki hukuk, etik ve gazetecilik farkı da burada...
Radyo Kebap!
Siz farkında mısınız, hiç dinlediniz mi, bilmiyoruz. TRT sessiz sedasız yeni bir radyo kanalını hizmete soktu. 6 Mayıs’ta yayına başlayan radyonun adı; TRT Ankara Radyosu.
Nasıl bir radyo olduğunu TRT’ci dostumuz bakınız nasıl anlatıyor.
“Adından dolayı dinleyicilerde yılların Ankara Radyosu’nu dinliyorlarmış izlenimi uyandıran bu yeni radyo her gün 07.00 - 24.00 saatleri arasında yayın yapıyor. Ama insanlar beş - on dakika bile dinlediklerinde hayretler içinde kalıyorlar. Bizi arayıp, hiç böyle yayıncılık olur mu, ne oldu size böyle, diyerek haklı olarak sitem ediyorlar. Çünkü bu radyonun kendi yapımcıları hemen hemen yok gibi. Neredeyse bütün programlar yayıncılıkla tek ilgileri AKP yandaşı olmak olan! birtakım kişilere büyük paralar karşılığı hazırlatılıyor. Ya da o kişilerin önerdiği programlar aynen kabul ediliyor. Bu kişiler canlı yayın yapıyorlarsa yayından beş - on dakika önce yanlarında konuklarıyla geliyorlar. Kendi aralarında program adı altında geyik muhabbeti yaptıktan ve ilgisi var ya da yok demeden AKP’yi, Başbakan’ı, hükümeti bol bol yıkayıp yağladıktan sonra bizim bir ayda aldığımız paraların çok daha fazlasını ceplerine koyup gidiyorlar. Bu arada TRT yayın ilkeleri de paspas oluyor tabii... Örneğin konuşmacılardan biri müdavimi olduğu kebapçının adını rahatlıkla vererek kebaplarını övebiliyor. Bu yüzden bir süredir bu radyonun bizim aramızdaki adı: Radyo Kebap.”
Bil...
ÖSYM'nin yaptığı ALES 2009 ilkbahar sınavında şu soru soruldu:
"Denizde toplu halde yaşayan Golyan balıkları üzerinde bilim insanları bir deney yaptılar. Balıklardan birinin beynini açarak sürüde birlikte hareket etmeyi kontrol ettiğini düşündükleri bölümünü etkisiz hale getirdiler. Daha sonra bu balığı türdeş balıkların arasına bıraktılar. Bu balığın sürüyü bırakarak ayrı gezmeye başladığı görüldü. "Yarım beyinli" balık böyle olunca, öteki balıklar da onun peşinden gitmeye başladılar. Böylece "yarım beyinli" balık, "tam beyinli" balıklari peşinden sürükledi"
SORU: Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir:
A) Liderlik için özgür düşünce gerekir. B) Liderlik, nitelikli olmayı gerektirir. C) Sürüde toplu hareket sorgusuz gerçekleşmektedir. D) Sürü hareketi, insanlar tarafından kontrol edilebilir. E) Sürüden ayrılmak Golyan balıkları için tehlikelidir.
Doğru cevap hangisi sizce...
(Doğru cevabı e-posta ile bildiren okurlarımızdan 10 kişinin adresine birer kitap göndereceğiz.)
Yağ
Tariş Basın Danışmanı Zehra Uğur’la ayaküstü zeytinyağı sohbeti yapıyoruz...
Faydalı bilgiler alıyoruz...
Tariş’in İstanbul’da Suadiye ve İstinye Park’ta iki zeytinyağı satış butiği var...
Buralarda hoş ambalajlar içinde envai çeşit zeytinyağı satılıyor...
Meğer bu tür butiklerden Chicago, Toronto ve Düsseldorf’da da varmış...
Tariş şu anda tam 41 ülkeye şişe içinde zeytinyağı ihraç ediyormuş...
Bazıları özel zeytinyağı yaptırıp satıyormuş...
Örneğin ABD’de iş yapan Zati Uysal adlı bir işadamı, annesinin anısına, onun adını ve fotoğrafını koyduğu etiketlerle zeytinyağı şişeletip ABD’ye götürmüş.
İstanbul’daki Üçüncü Kolordu da yabancı konuklarına özel yaptırdığı zeytinyağını armağan ediyormuş.
Tariş’te partizanlık kalmadığını, kuruluşun kredi almadan ayakta durduğunu bilvesile öğrendik...
Şut
Bizim kulüplere neden antrenör dayanmıyor? Atilla Kıyat dostumuz anlatmıştı:
- Kulüp şampiyon olursa, başkan herkesin antrenörü övmesinden, kendisinin ikinci plana düşmesinden rahatsız olur, antrenörü bu yüzden kovar...
Kulüp başarısız olursa başkan antrenörü kendini eleştirilerden kurtarmak için kovar.
Antrenörler bu yüzden ikiye ayrılır: Kovulanlar, kovulacak olanlar...