- Yeni bir şey öğrenirseniz lütfen beni haberdar edin...Birkaç ay sonra delikanlıdan yeni bir mektup geliyor:- Araştırmanıza gerek yok, ben cevabı buldum. Oralara kadar boşu boşuna gelmişim. Tek yapmam gereken şey burada yaşayan birkaç Kırşehirli aileyi bulmak ve onlara sormakmış...Sonra da bir cümlede araştırdığı olayın sırrını izah ediyor:Çünkü o dönemde İş ve İşçi Bulma Kurumu Başkanı Kırşehirliymiş. Olay 1970'li yıllarda geçiyor... Bir gün Kırşehir'e tez konusunu araştırmak için uzun saçlı, sakallı bir Fransız üniversite öğrencisi geliyor. Araştırdığı konu, belli bir dönemde Avrupa'ya işçi olarak giden Türklerin çok büyük bir çoğunluğunun Kırşehirli olması... Kendisine Kırşehir'de çat pat İngilizce bilen hocalar yardımcı oluyor. Derken o günlerde 1980 darbesi patlak veriyor. Fransız öğrenciyi kuşkulanıp sınır dışı ediyorlar. Delikanlı dirençli biri. Ülkesine dönünce araştırmaya devam ediyor. Kırşehir'de tanıştığı hocalara da mektup yazıyor: Başbakan Erdoğan, Malatya rezaletinde medyayı suçlamış. Niye? Malatya Çocuk Yuvası'ndan Basın Konseyi mi sorumlu?.. Bilinmeyenin simgesi o en gizemli harf "x" nereden çıkıp gelmiş? Arabesk ve Tılsımlar adlı kitaptan öğreniyoruz ki, "x" harfi Arapça kaynaklıdır. Üstelik Arapçada "x" harfi yoktur... Peki nasıl olmuş da olmayan harf Arapçadan türemiş. Araplar bilinmeyen için "şey" sözcüğünü kullanmakta ve cebirde bunu "ş" harfi ile ifade etmekteydiler. İspanyollar bu kısaltmayı kendi yazı dillerine aktarırken, İspanyol alfabesinde "ş" sesini "x" harfi verdiğinden dolayı "x"e dönüştürmek durumunda kaldılar. Meçhul Çocuklar bir su birikintisi görünce içine dalıp oynamaya başlar. Gençler üstünden atlar. İhtiyarlar ise şikâyetler yağdırıp çevresinden dolaşır. Hayatın engelleriyle eğlenin, adımlarınızdan canlılık, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın. Hiçbir sebep olmadan da kendinizi iyi ve mutlu hissetmeye bakın... Tayyip Erdoğan, Malatya olayında da suçluyu hemen tespit etti; Medya!Peki, nasıl bir suç işlemiş medya?"Burada çok farklı şeylere yer veriyor, ama asıl vermesi gerekeni (kendilerinin muhteşem Londra çıkarmasını) vermiyor."Medyaya gazetecilik dersini böylece verdikten sonra devam ediyor:"Medya yargısız infaz yapıyor. Benim bakanım, döneminin değil geçmişin faturasını mı ödeyecek?"Başbakan kabahati işleyeni değil, yazanı suçluyor. Medya son yıllarda hiçbir başbakana bu kadar kredi vermedi. Kimi gazetelere dikkat buyurun. Tayyip Erdoğan'ın ağzından çıkan her söz koca puntolarla mutlaka birinci sayfada. Bu konuşmaların eleştirileri ya iç sayfalarda ya çöpte... Başbakan'ı mutlu etmeyecek haberler görmezden gelinmekte. Azımsanmayacak sayıda yazar Başbakan'ın, avukatlığına soyunmuş... Bunlar Türkiye'nin karanlığa gittiğini gördüğü halde Başbakan'la iyi geçinmek için gözlerini gerçeklere kapatıyor. Başbakan da bu hesapçı destekten güç alıp medyaya bindiriyor. Medya kendisine yapılan haksız saldırıları sineye çektikçe bindirecek de...Başbakan konuşmasında bir müjde daha veriyor...İngiltere'de kamu kurumlarında başörtülü insanların çalışabildiğini, ancak çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de kamu kurumlarında başörtülü çalışılamadığını söylüyor. Başörtüsünün insan hakkı olduğunu ekliyor. AKP'nin derdinin türbanı üniversitede serbest bırakmaktan ibaret olmayıp kamuda da türban özgürlüğü istediğini kamuoyu birinci ağızdan öğrenmiş oluyor.Başbakan'ın İngiltere'nin en ünlü üniversitelerinden birinde yaptığı konuşmanın eksenindeki konulara dikkat buyurun: Türban, medya, Malatya... Ne Avrupai konular... Yaramaz medya ABD, Irak'ta "Bağımsız Kürt Devleti" kuruyormuş. Bari kurulacak devletin adı konusunda dürüst olsunlar da, adını "Amerika'ya Bağımlı, Bağımsız Kürt Devleti" koysunlar! Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü İsmail Barış telefonda... Önce kendisinin ilahiyat fakültesi mezuniyeti yanında sosyal bilimler dalında mastır derecesine sahip olduğunu anlatıyor. Çocuk yuvalarının geleceği konusunda umutlu. Çözümü anlatıyor:- Çocuk yuvalarında 15 bin çocuk var. Bu çocukların yüzde 90'ı analı babalı... Ailelere aylık 300 milyon para ve iaşe yardımı yaparak çocuklarını geri gönderiyoruz. 12 bin çocuğu program dahilinde ana babalarının yanına göndereceğiz. 3 bin çocuğu da sevgi evlerine aktaracağız. Sorun bu şekilde çözülecek.İnşallah, diyoruz... m.asik@milliyet.com.tr Malatya çözümü