Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Bir tiyatro okulu istiyoruz Paşam, diyor...Atatürk Başbakan İnönü'yü Köşk'e çağırarak isteği anında naklediyor. O ünlü sözü de o akşam herkesin önünde söylüyor:- Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatçı olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata veren bu çocukları sevelim. (Atatürk'ten Anılar - İnkılap Kitabevi) Tiyatro sanatçıları 11 Nisan 1930 akşamı Marmara Köşkü'nde Atatürk ve devlet erkânına bir gösteri sunuyor. Gösteri sonrası Atatürk sanatçılara kendisinden bir istekleri olup olmadığını soruyor. Ne maaş artışı, ne ödenek, ne ayrıcalık... Muhsin Ertuğrul: Üniversite mezunu imamlar maaşlarını artırmak için Diyanet'ten başka kurumlara geçiyormuş. İşsizliğin zirveye oynadığı bir dönemde böyle iş değiştirme lüksüne sahip olmak da güzel bir şey... Antalya Dış Hatlar Terminali'nde uçağının kalkış saatini bekleyen Tansel Kılıç, bistrodan simit alıyor... Kendisinden 5 YTL isteniyor... Okurumuz meraklanıyor:- Dışarıda 50 kuruş olan simit burada neden 5 YTL?- Beyefendi fiyatlarımız Avrupa ülkelerinin havaalanlarındaki bistrolara göre ayarlanmaktadır.Okurumuz Avrupa'nın hiçbir havaalanında simit satılmadığını yazıyor bize gönderdiği notta. Tabii bir merak daha:- Havalimanlarında satılan yiyecekler Avrupa'dan ithal edilmediği halde fiyatlar neden Avrupa'ya göre ayarlanıyor? En pahalı simit Tarihçimiz Halil İnalcık, Türkiye'nin geldiği noktayı, Doğu Batı dergisindeki yazıları arasında bir paragrafta şöyle net anlatıyor:"Abartmasız görünen gerçek şudur ki, Türk milleti bugün birbirini anlamayan, anlamak istemeyen, zihniyeti, inancı ve değer sistemi, yaşam tarzı, dili, giyim kuşamı, selamlaşması bile farklı iki ayrı toplum haline gelmiştir. Tehlikeli olan şey, bu iki toplumun birbirine düşman gözüyle bakması ve siyasi iktidarı ele geçirip ötekini baskı altına almaya çalışmasıdır." Durum tespiti... Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu'nun dün sütunumuzda yer alan, "İlahiyat mezunu din adamı bulamıyoruz", sözlerine takılmış... Telefonda dedi ki:- Üniversitemizde 2 yıllık ilahiyat yüksekokulu var. Şu anda 35 bin 142 öğrenci burada açık öğrenim görüyor. Şimdiye dek 10 bin 890 mezun vermişiz... İmam ve hatip olarak görevlendirilecek din adamları için bu eğitim kâfidir. Yeter ki Diyanet İşleri mezunlarımızı değerlendirsin... Diyanet'e not... Raporun adı Suç Dosyası... Ankara Ticaret Odası (ATO), Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden yola çıkarak hazırlamış. Rakamlara bakarken dehşet içinde kalmamak olası değil... Örneğin; bu yılın altı ayında şahsa karşı işlenen suçlarda yüzde 26... Mala karşı işlenen suçlarda yüzde 43... Evden hırsızlık olaylarında yüzde 50... Kapkaçta yüzde 55... Yankesicilikte yüzde 71 artış olmuş. Trendin bu şekilde devam etmesi halinde suç rakamı yıl sonunda 450 bini, faili meçhul olay sayısı 200 bini bulacakmış.Yani suç işleyenlerin de... Yakalanamadığı için işlediği suçun cezasını çekmeyenlerin sayısı da hızla artmakta... Türkiye giderek suç cehennemine, suçlu cennetine dönüşmekte... ATO Başkanı Sinan Aygün'e, raporun bilimsel olmadığına ilişkin eleştirilere ne dediğini soruyoruz önce:- Rapor tamamen Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verdiği rakamlara göre hazırlandı. Öyle olmasa şimdiye dek Emniyet Genel Müdürlüğü rapora çoktan itiraz ederdi. Daha acısı, bu rakamların da gerçeği yansıtmaktan uzak, gerçeğin çok daha vahim olduğunu düşünüyoruz...- Ne gibi?- Vatandaş artık büyük ölçüde, suçlu nasıl olsa yakalanamayacak, boşuna vakit kaybetmeyeyim, diyerek zarara uğradığında şikâyetçi olmuyor. O yüzden pek çok olay istatistiklere girmiyor. Raporumuzun yayımlandığı gün bir profesör beni aradı. Birkaç gün önce Çeşme'deki yazlığı soyulmuş, polise gidip şikâyetçi olmamış. Çünkü daha önce İstanbul'daki evi soyulduğunda polis bir şey yapamamış. Geçenlerde benim yeğenimin telefonu Karum Çarşısı önünde gasp edildi. Biz de polise gitmedik... O yüzden tablo rakamların gösterdiğinden daha vahim.Bir başka ülkede olsa bir yılda suçların yüzde 50 patlaması o ülkenin gündeminin baş sırasına otururdu. Oysa bizde hiç yankı yapmadı. Hayret... Tatsız rekor... Başbakan Erdoğan'ın korumaları, şerit değiştirmediği gerekçesiyle bir minibüs şoförünü dövmüş. m.asik@milliyet.com.tr Onlar da bu memleketin insanı... Şiddet olaylarındaki artış eğliminden etkilenmemeleri mümkün mü?