Ümran Avcı yıllarca Milliyet’te çalışmış bir muhabir arkadaşımız... Kısa süre önce bir başka gazeteye geçti. Bu arada 5 yıldır üzerinde çalıştığı kitabı bitirdi; “Kum Saati” Bilgi Yayınevi’nden çıktı. Kitap Abdi İpekçi, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Onat Kutlar, A.Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu gibi aydınların son günlerini anlatıyor. Öldürülmeden hemen önceki son sohbetleri, son yemekleri, son projeleri, son vedaları... Ümran Avcı’nın dediği gibi:
- Biz onları birer akademisyen, gazeteci olarak tanırken onlar önce birer ana baba, birer sevgili, eşlerine aşık birer kocaydı...
Ölüm kapının ardında onları beklerken kimi ailesiyle olağan bir gün geçirmişti. Kimilerinde belli belirsiz huzursuzluklar vardı...
Abdi İpekçi Paris’te ailesiyle buluştuğunda kızına, bir gece yarısı Boğaz’dan otomobille evine dönerken Maslak’ta önüne bir adamın çıktığını, tabancasıyla yere birkaç el ateş edip ortadan kaybolduğunu anlatıyor. Yaşar Kemal’e de çalışma masasının altında bir TNT kalıbı bulduğunu söylemiştir. Ölüme yaklaştığı günlerde sağ basın aleyhinde kampanya başlatmış, İpekçi bir şeyler olacağını güçlü şekilde hissetmiştir.
Muammer Aksoy ölümden bir gece önce uyuyamamış, Çetin Emeç yaz tatiline gelmiş olan oğlu Mehmet’e:
- Amerika’dan bir dahaki gelişinde buralarda olmayabilirim, buna kendini hazırla, demiştir.
Biz geçmişte bu aydınların katline elbette çok üzüldük. Karalar bağladık. Ama hiç ölüme yürüdükleri saatlerde onlar ve aileleriyle bu kadar yakın olmamış, dramı bu kadar yakından yaşamamıştık. İnsanın içini ezen müthiş bir kitap oluşturmuş Ümran Avcı... Okumalısınız...
Sigarayı yeniyoruz
Kapalı alanlarda sigara yasağı uygulamasına sadece iki hafta kaldı... 19 Temmuz’da yasak yürürlüğe giriyor... Son zamanlarda hayli yaygınlaşmış olan nargile kahvelerinden hafif itirazlar geliyor... Ancak pek faydası yok... Çünkü yasak nargile kahvehanelerini de kapsıyor... Kapalı alanlarda nargile de içilmeyecek... Nargileyi böğürtlen, şeker kamışı gibi otlarla servis yapmak isteyenlere de izin yok. Yasağın mimarlarından Prof. Elif Dağlı ilginç rakamlar veriyor...
- Halkın yüzde 90’ı yasakları destekliyor, diyor...
- Sigara içenler de yasağı destekliyor mu?
- Evet, sigara içenler de destekliyor.. İçenlerin yüzde 83’ü zaten sigarayı bırakmak istiyor...
Bu hesaba göre çoğunluk sigarayı istemeden içiyor...
Türkiye, sigara yasaklarını kapsamlı uygulayan Avrupa ülkeleri arasında üçüncü, dünya ülkeleri arasında altıncı sıradaymış...
Bu konuyu iyi götürdük... Hemen hiç para cezası ve zorlama uygulamadan milletçe yasağa kendimizi uydurduk... Kendimizle övünebiliriz...
Antiparantez (!)
Yabancı sözcükleri kullanmayı marifet sananlar üstelik bir de bunları yanlış kullanmaz mı? Tabii ki insanın iki kez tepesi atıyor. Odatv'de Ömer Bozkurt, yanlış kullanılan yabancı sözcükleri ele almış... Kullanacaksanız hiç değilse doğrusunu kullanın diyerek açıklamalar yapıyor. Kısaltarak dikkatlere sunalım:
Antiparantez: Kullanan çok, ama böyle bir söz yok! Doğrusu antrparantez: Fransızca entre paranthèses (parantez içinde) sözünün okunuş biçimi.
Antreman: Doğrusu, Fransızca entrainement sözünün okunuş biçimi olan antrenman.
Datalar: İngilizceden alınan data sözü, Latince datum, Türkçe "veri" sözünün çokluk biçimidir. Güzel bir şekilde veriler demek varken datalar diyenler de aynı bilgisizlik kapanına kısılıyorlar. Data zaten çoğul, datalar diye kullanmak iyice komik.
Dejavu: Fransızca aslı déjà vu, "önceden görülmüş" demektir. Doğru okunuşu ise “dejavu” değil “dejavü”dür.
Hat trick: İngilizcede şapkadan tavşan çıkarmak gibi sihirbazlık numaralarının genel adı. Spor olaylarında orijinal kullanımı kriket oyunundan geliyor. Bu sözün kullanılmasının altında, üç sayı yapan kriketçilere şapka hediye etme geleneği yatıyor.
Jetlag: Hiçbir Türkçe Sözlük’te yer almadığı halde kullanan kişi çok... Belki İngilizce bilenlerin kolayına geliyor, ama bu da dilin içine yapay bir sözcük itelemesi. “Saat farkından doğan düzen bozukluğu” biraz uzun da olsa en azından dilimize karşı daha sorumluca bir ifade.
Şarz: Sözcüğün doğrusu şarj (Fransızca charge sözünün okunuşu) olduğu halde eğitimli küçük bir azınlığın dışında herkes şarz demekte...
Şoke olmak: Dilimizde “sarsıldım, çarpıldım” gibi güzel karşılıklar varken şok lafında ısrarlı olanlar için “şok oldum” demek kötünün iyisidir. Şoke olmak yanlış.
Avam proje: Doğrusu Avan proje... Avan Fransızcada avant yani "ön" anlamındadır...
En iyisi şu bildiğimiz dili konuşsak da hem kendi dilimize ayıp etmesek hep başkasının diline.
Sigara yasağını delmek isteyen bazı nargileciler “tütün değil, şeker kamışı kullanıyoruz” diyormuş.
Utanmasalar, “Tütün değil, haşhaş, Hint keneviri, marihuana kullanıyoruz” diyecekler…
Haldun Ertem
TSK mensuplarının darbe suçundan sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasa Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde onay bekliyor... Provası tamam... Yasa onaylanırsa malum karanlık gazete, düzmece bir fotokopiyle istediği albayı veya generali tutuklatıp sivil mahkemeye sevk edebilecek. Bu bir ateşle oyun... Cumhurbaşkanı Gül tehlikenin farkında mı?
İzin dilekçesi...
Yıllık iznimizi geçirmek için değerli okurlardan biraz izin istiyoruz...
Yakında daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025