Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erzincan’da ve Edirne’de sahnelenen görüntüler birbirinin aynı.. Her iki ilde sayıları 10 dolayında Gençlik Derneği üyesi basın bildirisi okuyor... İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istiyor... Gençler gözaltına alınırken toplanan kalabalıklar bu gençleri linç etmeye kalkışıyor.
Televizyonlar haberi:
“Vatandaşlar göstericileri linç etmeye çalıştı” diye veriyor.
Aynı olay birkaç yıl önce Trabzon’da sahnelendi.
Tayad’lı gençler basın bildirisi okurken birileri “PKK’lılar kentte olay çıkartıyor” diye haber salıyor. Bu haber üzerine bütün kent linç için seferber oluyor. Bu söylentiyi çıkaran kim?
Polis söylentiyi çıkaranları neden tespit etmiyor?
Linç girişimi adam öldürmeye teşebbüstür.
Polis linç edilme tehlikesine uğrayanları gözaltına alırken linçe kalkışanlarla ilgili hangi işlemi yapıyor?
Bir işlem yapıldığına ilişkin duyum yok şu ana kadar...
Eğer linç girişimleri asayişi önleme yolunda yöntem olmaya başlarsa umulmadık anlarda çok vahim olaylar patlayabilir. Eğer bu yoldan asayiş sağlanacağı düşünülüyorsa en tehlikeli yola gidiliyor demektir...
Emniyet müdürlükleri acaba uyarılıyor mu?

Haberin Devamı

Muğla’da HES
Muğla’nın Beyobası beldesinde Yuvarlakçay Irmağı üzerine bir hidroelektrik santralı kurulacak... İşe önce ağaç kesiminden başlandı.. TEMA Vakfı üyeleri santral için 300 yıllık çınar ağaçlarının ke0sildiğini bildiriyor. Çevreciler isyan halinde... Santral gerekli olsa içiniz yanmaz. Bu santrallar çoğunlukla hazineden para koparmanın yoludur... Aynen belediyelerin kaldırım ihalesi gibi...

Devlet sırrını belirlemek için kanun hazırlanıyormuş. İşi uzatmaya gerek yok!
Deniz Feneri örneğinde görüldüğü üzere ‘Açıklanması AKP’nin işine gelmeyen belgeler’ devlet sırrı niteliğindedir...
* * *
Hükümet IMF ile anlaşmış.
Darısı TSK’nın başına!
Gülhan Elmas

* En çirkin şeyleri yapmış olan kişilerin çoğu genelde güzel konuşmayı bilir...
Demokritos

Yargıç sınavı - 2
Dünkü sütunumuzda... Adli yargı sınavına 3 kez giren Ali Haydar Kara’nın her defasında mülakatta elendiğini, sonuncusuna itiraz ettiğini, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurduğunu ve elenen aday için özel sınav yapılması kararına vardığını bildirmiştik. Aday Kara, özel sınav konusunda mahkeme kararının uygulanmadığını bildirmişti. Başbakan ve Adalet Bakanı’na bu yüzden dava açmıştı. Bu konudaki yazımız üzerine Adalet Bakanlığı bir açıklama gönderdi... Açıklamada, Adalet Akademisi’nden mülakat kuruluna katılacak isimlerin bildirilmesinin geciktiği, mülakatın bu yüzden zamanında yapılamadığı bildiriliyor ve işlemlerin tamamlanması sonucu mülakatın 22 Ocak 2010’da yapılacağı kaydediliyor... İyi şanslar...

Haberin Devamı

Bahtsız öğretmen
Geçen eylülde öğretmen atamaları yapıldığında adı listeye girmeyen on binlerce öğretmen adayı umutlarını şubata bırakmıştı.
Sabırla bekliyorlardı...
Derken üç hafta önce aniden şubat atamasının yapılmayacağı, atamaların önümüzdeki ağustos ayına bırakıldığı açıklandı.
Şubat umuduyla yaşayan on binlerin başından aşağı kaynar sular döküldü.
Bu kararı açıklamak için neden aralık ayı beklendi? Amaç öğretmenleri biraz daha yıkmak mıydı?
Esas sebep muhtemelen yeni tasarruf zorunluğudur...
Tasarruf, bakanlara son model mersedes alınırken akla gelmez, ilk akla gelen eğitim olur.
Yüz binlerin umutlarıyla oynamak hükümetin daha kolayına gelir...
Bu arada öğretmenlere ikinci kazık.. Eğer atama ağustosta yapılırsa 2007 ve 2008 KPSS puanlarıyla atama bekleyenlerin puanları yanacak. Bu adaylar yeniden sınava girmek zorunda kalacaklar. Çünkü KPSS sınavları sadece 2 yıl geçerli.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’ya buradan çağrı yapalım...
Şubat atamasını yapınız... Kendi ihmalinizin günahını öğretmenlerin üzerine yüklemeyiniz... Maliye Bakanı para yok derse Başbakan’ın uçaklarını, ihalelerde sağlanan kıyakları, örtülü ödenekten harcanan paraları örnek gösteriniz... Öğretmenleri hayatlarının baharında eğitimden ve devletten soğutmayınız...

Haberin Devamı

Tekçi görüş...
AKP’nin 2010 yılı ajandasını televizyonda izleyenlerin gözüne “Tek Parti” sloganı takılmış. Üstelik defalarca tekrarlanıyormuş “Tek Parti”...
Neyi hatırlatıyor bu “tek”çi görüş... O tarihe geçen ünlü sloganı tabii..
“Ein Volk, ein Reich, ein Führer!”
Yani: “Tek Halk, tek Devlet, tek Önder...”
Nazizmin bu meşhur sloganını bilmeyen var mıdır?
2007 seçimleri öncesi AKP seçim afişlerinde şu slogan okunuyordu:
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet!”
Tekçilik ilerletilebilir... Mesela:
Tek parti, tek lider. Tek medya , Tek yargı...
Gidişat o yönde...