Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AKP ve taraftarlarının yargıyla ilgili stratejisini artık iyi biliyoruz...
Yargıtay Başsavcısı kapatma davasını açınca, ortada daha iddianame bile yokken Başsavcı’yı topa tuttular...
Hakaret yağdırdılar.
İddianame açıklanınca bu defa iddianameyi küçümseme, sulandırma, zayıflatma kampanyası açtılar.
Anayasa Mahkemesi, AKP’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” kararına varınca tabii bu karar da eleştirildi, kınandı, küçümsendi.
Son olarak türban ve kapatma kararlarının gerekçeleri açıklandı...
AKP cenahından salvolar birbirini izliyor...
Yazar ve yorumcular bu konularda düşüncelerini söyleyebilir... Yazarımız Taha Akyol gibi buna “yetki gaspı” diyen de olabilir... Burada yetki gaspı yoktur diyen de... Bunlar sübjektif yorumlardır.
Vahim olan AKP’li siyasetçilerin, Anayasa Mahkemesi kararlarının kendilerini de bağladığını unutarak bu kampanyada öncü rol oynaması...
AKP, yetkili organlarıyla, Anayasa Mahkemesi kararlarını küçümseyen, yozlaştıran, halkın gözünden düşürmeye çalışan bir tavır izliyor ki... İşte bunun tatsız sonuçları olabilir...
Hukukçu Noyan Özkan’ın dediği gibi:
- Yargıtay Başsavcısı, AKP’nin Anayasa Mahkemesi kararları karşısındaki tavrı nedeniyle bu defa “hukuk devleti ilkesine aykırılık”tan dava açabilir...
Anayasa Mahkemesi’nden ciddi ceza ve uyarılar alan AKP’nin son karar gerekçelerini, demokratik oyunda kendisine çizilen sınırlar olarak okuması iyi olur...

Haberin Devamı


Soru: Küresel ekonomik kriz Türkleri nasıl etkiliyor?
Yanıt: Dolar ve altına
yatırım yapanları teğet... Kömür ve nohuda yatırım yapanları delip geçerek...
Haldun Ertem

Bayram otobüsü
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nden Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a bir mesaj... Haklı bir istek:
“Dini bayramlarda yaptığınız bir uygulamayı ilk olarak Cumhuriyet Bayramı’nda da gerçekleştirip İstanbulluların kutlamalara, tören alanlarına daha kolay erişebilmelerini sağlamak üzere toplu taşım araçlarında yolculuk yapacaklardan ücret alınmaması ile ilgili meclis kararını almanızı talep ediyoruz.”

Haberin Devamı

Futbolun ruhu...
Ertuğrul Sağlam gitti, Aragones ile Skibbe bugün var, belki yarın yok. Üç büyükler iyi futbol oynamayınca günah keçisi olarak topun ağzına antrenörleri koyuyor. Suç onlarda mı? Kafalarda mı?
Geçen sezon sonunda Galatasaray sahaya yerli antrenör ve 11 Türk futbolcuyla çıktı. Son yılların en iyi futbolunu oynadı. Şampiyonluğu da aldı. Paranız büyük yıldız satın almaya yetmiyorsa... Takımın iskeletini Türk futbolculardan kuracak... “Ruh”la oynayacaksınız. O ruhu da ancak yerli futbolcularla oluşturabilirsiniz. Yabancılar çeşni olur. Bakınız Almanya’da Hoffenheim, İngilitere’de Hull City devlere kök söktürüyorlar. İkisi de birinci lige bu yıl çıktı. İkisi de pahalı yıldızla değil “takım ruhu”yla oynuyor. Pahalı ama ruhsuz takımlarla bu iş olmaz...

Türkçe
Konuştuğumuz dille ilgili her zaman yeni şeyler öğrenmek mümkün... Hasan Fehmi Nemli’nin, Cumhuriyet’te Feyza Hepçilingirler’e gönderdiği bilgi notunda olduğu gibi... Örneğin... Şu “gazlı bez” dediğimiz nesne? Gazlı bezde gaz mı var? Hayır... O halde nereden çıkmış bu sözcük? Efendim, Fransızlar pansuman yapılan tülbente “Gaze” adı verirlermiş de oradan... Sözcük Türkçeye aktarılırken anlamsız biçimde “Gazlı bez” olmuş... Bir başka sık kullanılan ama kökeni bilinmeyen sözcük “su basmanı”... Sözcüğün suyla ilgisi var mı? Yok... Meğer Fransızcadan “Sous basement” (su bazman - zemin altı) dilimize subasmanı diye geçmiş... Sutaşı da Fransızcadan “soustache” sözcüğünden geliyormuş... Biraz da uydurup uydurup söylemişiz anlaşılan...

Haberin Devamı

Güvercin...
CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Murat Karayalçın birkaç gün önce DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’i ziyaret ederek destek istedi. Aldığı yanıt:
“Bağımsız aday olursan destekleriz. CHP’den aday olursan desteklemeyiz.”
Zeki Sezer, DSP olarak tüm illerde başkanlığa aday göstereceklerini söylüyor...
Seçim kazanmaları söz konusu değil, ama oyları bölerek Melih Gökçek’e çalışabilirler...
Hatırlanırsa... 1994’te Melih Gökçek, Ecevit’in Doğan Taşdelen’i aday göstermesi sonucu oyların bölünmesiyle başkanlığı ele geçirmişti... Taşdelen’in aldığı yüzde 10 oy CHP’de kalsa Melih Gökçek başkan olamayacaktı... Zeki Sezer benzer bir rolde görülüyor.