Maksat muhabbet

Tayyip Erdoğan, geçen yıl 5 Kasım günü... Başkan Bush’la PKK konusunu görüştükten sonra Beyaz Saray çıkışında ne demişti:
“Sayın Bush’un gözlerinde terörü bitirme kararlılığı okudum.”
Aradan bir yıl geçti. Bugün gelinen noktayı biliyoruz. Bir yıl önce Bush’un gözlerinde kararlılık okuyan Tayyip Erdoğan, bu süre içinde birkaç istihbarat vermenin dışında kılını kıpırdatmayan Amerika’dan umudunu kesmiş olacak... Ya da eskisi kadar umutlu değil ki şimdi Barzani’nin kapısında... Yeni umudu Barzani.
İyi de bu hesap doğru mu? CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’e kulak veriyoruz:
- Barzani kimdir? Altı yıldır, “Ben PKK ile mücadele etmem. PKK, Türkiye’nin kendi iç meselesidir ve bu mesele askeri yöntemlerle çözülemez” diyen ve dediği gibi tavır takınan kişidir. Böyle birini muhatap almak ve ona umut bağlamak olacak şey midir? Amerika’ya yaptıramadığınız bir şeyi bütün varlığı ona bağlı birine yaptırabilmek söz konusu olabilir mi?
- Sizce yapılması gereken nedir?
- Bizim muhatabımız önce Amerika, sonra da Irak merkezi yönetimi olmalıdır. Cenevre 4. Sözleşmesi’ne göre, bir ülke asker bulundurduğu ülkede güvenliği sağlamak zorundadır. Amerika’ya bu hatırlatılmalıdır. Ayrıca sen Afganistan’da doğrudan mı savaşıyorsun yoksa El Kaide için Afganistan ordusuna istihbarat vermekle mi yetiniyorsun diye sormalıdır. Bağdat’taki Irak yönetimine de kendi anayasan, ülkendeki her türlü terörist gruplarla mücadele etmeni emrediyor, gereğini yap, yoksa ben yapacağım demelisin. Ve bu sözlerinde ciddi olduğuna karşı tarafı inandırmalısın.

Erdoğan diyor ki: “İlk yenmemiz gereken düşman, öfkemizdir.”
Duyan da bunu sakin ve mülayim biri söylüyor sanır...
Haldun Ertem

Taraf’ta, devlette olmayan her türlü istihbarat var!
Acaba müttefikimiz ABD, söz verdiği istihbaratı biraz gecikmeli olarak Taraf aracılığıyla mı yolluyor?
Engin Balım

Gurbetçilerin yurtdışındaki bankalardan getireceği paranın kaynağı sorulmayacakmış.
Onları dolandıranların getireceği paranın kaynağı soruluyor muydu ki...
* * *
ABD, Fethullah Gülen’e “yeşil kart” vermiş.“Yeşil kuşak” projesine verilen bunca hizmet karşılığında “yeşil kart”ın lafı mı olur!
Gülhan Elmas

Frankfurt’tan...
Frankfurt’ta yer gök Türkiye... Otobüsler, metrolar, caddeler, Türkiye’nin Frankfurt Kitap Fuarı’nda onur konuğu olduğunu bildiren renkli labirentli afişlerle kaplı... Frankfurt Kitap Fuarı’nın 60. yılında onur konuğu olmak onurlu bir konum... Türkiye’nin renklerini taşımak için hayli çaba sarf edilmiş... 300’e yakın yazar, şair, eleştirmen Frankfurt’ta edebiyatseverlerin karşısına çıkıyor. Dört bir yanda sergiler, film gösterileri, okuma seansları, açık oturumlar... Bunlar iyi şeyler... İyi olmayan ne var? Abdullah Gül‘ün açış konuşmasının sığlığı... Sayfaları karıştırması... Daha da önemlisi, Türk yayınevlerine ait stantların çok derme çatma ve sıkışık olması... Masraftan en az kaçınılması gereken yerde tasarruf yapmak akla gelmiş! Bir başka alanda Ertuğ / Kocabıyık Yayınevi’nin kitapları olağanüstü güzel bir stantta sergileniyor. Ahmet Kocabıyık sergi malzemesini ve pleksiglas vitrinleri olduğu gibi Türkiye’den getirmiş. Almanlara bile parmak ısırtıyor. Bu arada Türk pavyonunda İslami yayınevlerinin ağırlıklı olduğu görülüyor. Türkiye’deki oran burada tersine çevrilmiş... Türkiye dönüşüyor...

Cep...
Yazar arkadaşımız Neslihan Acu uyarıyor: “Şehirlerarası otobüslerde eskiden cep telefonu kullanımı (elektronik aksamı bozduğu gerekçesiyle) yasaktı. Şimdilerde serbest. İyi mi? Hayır. Kapalı, dar bir mekânda, açık halde bulunan onlarca cep telefonu sağlık için ciddi tehdit oluşturabilir. Çok daha vahimi.. Artık otobüsün kaptanı da bir eli cep telefonunda olduğu halde tek elle araç sürüyor. Biliyorsunuz, otomobil sürerken cep telefonu kullanmak yasak. Otobüste serbest!
Bir defasında bir eli direksiyondayken
numara tuşlayan
kaptan şoför bile
gördüm. Kaza
geliyorum diyor.”

Adalet Bakanlığı’nın “Deniz Feneri” dosyasınıtalep yazısı daha Frankfurt Başkonsolosluğu’na bile ulaşmamış.
Paralar ışık hızıyla, dava dosyaları kağnı hızıyla gidiyor...
A. Kökçe
* * *
Adnan Hoca’nın başkanı olduğu “Milli Değerleri Koruma Vakfı’na” okullarda konferans için onay çıkmış!Ama okullar ADD’ye kapalı!
Ezkaza çocuklar Atatürk’ü, düşüncelerini, devrimlerini öğrenirler de zehirlenirler filan Allah muhafaza!
Demet