Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sevgili okurlar,20 yıldır bu sütunda doğruyu yakalamaya, iyiyi bulmaya, ne öğrenmişsek onları sizlere aktarmaya uğraşıyoruz... Hiçbir saptırıcı etkiye kapılmadan, dürüst insanlara dürüst mesajlar verme görevini aklımızdan hiç çıkarmadan... Özlemimiz insanların insan gibi yaşadığı, dünya uluslar ailesi içinde onurlu, çocukların yarınlara umutla baktığı bir Türkiye'dir... Haksızlıkların, adaletsizliklerin, eşitsizliklerin en aza indiği bir mutlu ülke... Bir çağdaş Cumhuriyet.Bu rotayı her zaman sizlerin aydınlatıcı düşünceleri, uyarıları, istekleri yönünde çizdik... En büyük desteği sizlerden aldık... Elbet yanlışlarımız da oldu. Onları da sizlerin eleştirileriyle düzeltmeye çalıştık, çalışıyoruz.Geçen 20 yılda Aydın Bey'den (Aydın Doğan) gördüğümüz büyük desteğe ve dostluğa teşekkürü borç biliyoruz... Milliyet, bu 20 yılda bazen sıkıntılı dönemler geçirdi. Ama bugün emin ellerdedir. Doğru çizgidedir. Geleceğe umutla bakıyoruz. Gazete içinden ve dışından bizlere destek veren tüm dostlara yıllar dolusu teşekkürler... Sevgilerinizi eksik etmeyin... Milliyet 56. yaşını kutluyor... Açık Pencere'nin de Milliyet'teki 20. yılı doldu... Her yıl sonunda o yılın Açık Pencere'lerini kesip ciltletiriz. Siyah ciltler odanın bir köşesinde üst üste durur... Yılların emeğinin birkaç cilde sığması, geriye kala kala bu ciltlerin kalmış olması bazen tuhaf gelir. Ercan'la şakalaşırız: Değer miydi? Düşünür taşınır aynı kanıya varırız: Değer... AB maçında attığı penaltıyı değerlendiren Erdoğan, "kaleci Hanya'ya gitti, ben Konya'ya attım" demiş. Tıpkı ülkeyi Batı'ya götürüyormuş gibi yapıp Doğu'ya götürdükleri gibi... CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, "1 İLERİ 5 GERİ" adlı yeni kitabında TBMM'de yaptığı çalışma ve konuşmalara yer vermiş. Örneğin... İnce, Kültür Bakanı Atilla Koç'un yaptığı tayinleri eleştirmiş... Gerisini zabıtlardan okuyoruz:Koç - Geçici görevle İzmir ve Ankara kadromuzda koro elemanı olarak, çalma elemanı ve söyleme elemanı olarak her birinde 120 kişi vardır.İnce - Bu ülkede çalma elemanı daha fazladır!Koç - Vallahi sizin aklınız hep çalmalarda galiba. İnce - Sizi görünce aklıma geldi! Koç'un hatırlattığı! Bugün Anneler Günü... Annenizin kıymetini bilin çocuklar... O gittikten sonra değil bugün hayattayken sevin, sayın, hatırlayın onu... Ellerinden öperek... Gül yüzüne gülümseyerek... Bu hafta Hemşireler Haftası... Hemşirelik deyince akla ilk Florence Nightingale gelir. Florence varlıklı bir İngiliz ailesinin kızıdır. Babasının itirazına rağmen hemşire olmuş, Kırım Savaşı sırasında askerlerin salgın hastalıklardan kırıldığını görünce, ordunun kadın hemşire itirazlarına rağmen 38 hemşire ile birlikte 1853 yılında Türkiye'ye gelmiş, Üsküdar'da Selimiye'de hasta askerlere hayat vermiştir. Hemşirelik fedakârlık ve idealizm mesleğidir. Başka amaçla yapılamaz... Tüm hemşireler melektir... Borçları ödenemez... Beyaz melekler... Neyimiz var, neyimiz yok yabancılara satılırken, bankalarımız Yunanlılara satıldı diye adeta göbek atarken, aklımıza yine yarının Türkiye'si ve "Türk Osman" hikâyesi geldi. Okuyalım...Osman Bey, sabah saat 07.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi.Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine 'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı. Şehrin göbeğindeki Mega Center'da çalıştığı Finansbank'a gitti. Müdürü Yorgo'ya ve şefi Yannis'e bonjur diyerek odasına geçti. Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi.Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Akşamüzeri iş çıkısı Image Bar'a uğrayıp JB'sini yudumladı, sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kâğıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi. Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programlar izledi. Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk dili üzerine panel başladı. Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti."Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye gerindi ve uyudu. Hâlâ uyuyor... Türkiş Osman... Tayyip Erdoğan, Viyana zirvesinde eylem yapan bikinili bayana bakmadı... Kemal Unakıtan üstsüz turisti görünce gözlerini çevirdi... Medyamızın Müslümanlık testi nedense hep bu konuya takılı kalıyor... Muhteremler hak edilmeyen parayı görünce de kafalarını çeviriyorlar mı? Marifet budur. m.asik@milliyet.com.tr