Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri Bülent Serim, referandumda “evet” çıkması halinde, Başbakan Erdoğan’ın muhtemel takvimini şu şekilde özetliyor:
- Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle yaratılacak yandaş yargı aracılığıyla, son kalan birkaç yazılı ve görsel medya dahil karşıt görüşlüler tümüyle susturulacak ve yol üzerindeki engeller temizlenecektir.
- Ele geçirilen Anayasa Mahkemesi sayesinde, kapatma nedeni olmayacağı için, laiklik karşıtı eylemler artarak sürecek ve seçmen tabanınca istenip de yapılamayan düzenlemeler gerçekleştirilecektir.
- 2011 seçimlerine bu ortamda girilecek; oy satın alma yöntemleri ve bilgisayarlı seçim yöntemi oyunları da kullanılarak seçimler kazanılacaktır.
- AKP yeniden tek başına iktidar; Sayın Erdoğan yeniden Başbakan olacaktır.
- Anayasa’da köklü değişiklikler yapılıp,
* Başkanlık sistemine geçilecek,
* İlk dört madde değiştirilerek, laik Cumhuriyet İslami yapıya kavuşturulacak,
* Federasyona geçiş için gerekli düzenlemeler yapılacak,
* Bugüne kadar örtülü olarak ABD’nin kullandığı ulusal egemenlik, bunun yanında AB’ye devredilecektir.
- Sayın Erdoğan, 2014’te, Cumhurbaşkanı’nın 7 yıllık süresinin bitmesiyle birlikte “Başkan” seçilecek ve (5+5) 10 yıl Devleti tek başına yönetecektir.
Kuşkusuz bu takvimin işlemesi, bu referandumda yapılan değişikliklerin kabul edilmesine bağlıdır. Bu takvim gerçekleşirse, Devlet “tek parti devleti”ne, rejim “İslami Cumhuriyet”e, yönetim “seçilmiş krallığa” dönüşecektir.
Tayyip Erdoğan, “Referandumda hayır çıkarsa demokraside ve ekonomide travma olur” demiş.
Demokrasi ve ekonomi dediği kendisi olsa gerek!
Fahrettin Fidan
Soru: Referandumda “evet” çıkar da bağımsız yargı rahmetlik olursa iktidar ne yapar?
Yanıt: İsterse suçsuzu içeri attırır... İsterse suçluyu beraat ettirir...
Haldun Ertem
Çiçekler açıldı...
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak mitinglerde konuşuyor:
“Kendi anayasamızı kendimiz yazacağız.”
Eşbaşkan Selahattin Demirtaş Tunceli’de:?“Dersim tarihte olduğu gibi yine kendi kendini yönetecek, yine Dersim Cumhuriyeti diyecek. Özerk Dersim Parlamentosu olacak”
AKP’nin ilan ettiği açılım sonucu BDP siyaseti de kabak çiçeği gibi açıldı. Apo’nun sözcüleri nereden hangi sözü aldıysa artık devlet içinde devlet, cumhuriyet içinde cumhuriyet kurmaktan dem vuruyor... Bizim “açılımcı”lar bu işe ne diyor? “Açılımı destekliyoruz” korosunun hiç sesi soluğu çıkmıyor da... Amaç bu noktaya varmak mıydı? Amaca varıldı mı? Onu söyleseler bari...
İki yüzlü Avrupa
AB Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten yazılı açıklamasında “evet” propagandası yapıyor:
“Anayasa değişikliği Türkiye’nin daha demokratikleşmesi ve modernleşmesi için ilk önemli adımdır. Anayasa değişikliği Türkiye’nin ve halkının refah seviyesinin artmasına yardımcı olacaktır.”
Bir zamanlar demokrat olmakla övünen Avrupa artık iki yüzlü ve sahtekâr bir kimliği temsil ediyor.
Aslında referanduma gidecek anayasa taslağı yalnızca Türkiye değil Avrupa için de tehlikeler içeriyor...
En basitinden... Anayasa Mahkemesi’nin 17 üyesinden 10’unu iktidar tayin edecek... Anayasa Mahkemesi iktidar üzerinde denetleyici ve korkulur organ niteliğini kaybedecek... “Laik devlet” ve “üniter devlet”i savunamayacak... Türkiye dağılma sıkıntısına ve “İslam devleti” modeline taşınabilecektir...
Böyle bir sonuç Türkiye kadar Avrupa’nın da zararına...
Avrupa’nın yanıbaşındaki bir İslam devleti hem Avrupa ülkelerindeki İslamcı akımları radikalleştirir.. Hem istikrarsız bir Türkiye Avrupa’ya istikrarsızlık taşır...
AKP zihniyetinin Türkiye’yi götüreceği yer Pakistan’dır... Avrupalı bunu bilmiyor mu?
Biliyor ama Erdoğan’dan kısa dönemli beklentileri ağır bastığından bilmezlikten geliyor...
Ayrıca... Anayasa taslağında Adalet Bakanı ve müsteşarının HSYK’da yer almaması AB’nin yıllardır ısrar ettiği bir konuydu. Şimdi o ısrarlarını unutmuş görünüyorlar. Birbirinden farklı maddeleri tek bir metin halinde oylamak da Venedik kriterlerine aykırı... Ancak o da görmezden geliniyor... Bayan Ria riyakâr biri...
İtibar görmedi!
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel açıklama yaptı... Referandum değerlendirmelerinde ÇYDD üyelerinin özgür olduğunu... Ancak kendi oyunun “hayır” olacağını bildirdi. Sebebi:
“Referanduma sunulan anayasa değişikliklerinin yargıya ilişkin hükümleri, ülkemizde yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıracak nitelikte olduğu için...”
Film yıldızları ya da türkücülerin “evet” oylarını büyük puntolarla duyuran medyamız bu açıklamaya itibar etmedi... Ne de olsa Prof. Aysel Çelikel bir hukuk profesörü...
