Başbakan Mesut Yılmaz, üniversite diplomasını Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezuniyetinin 27'inci yılında aldı... Mesut Bey geçen hafta diplomasını aldıktan sonra gazete ve televizyonculara memnuniyetini belirtirken dedi ki:
- 1971 yılının Haziran ayında okulun Maliye şubesinden mezun olan tek kişi benim... O yıl boykot olduğundan Haziran'da herkes sınıfta kılmıştı...
Bu sözleri ekranda dinleyenler:
- Afferim delikanlıya!.. Bak komünist ve anarşistler boykot yaparken o paşa paşa derslerine çalışmış, Haziran'da sınıfını geçivermiş,
diye düşünmüş olmalılar... O zaman soralım:
Acaba o yılın Haziran'ında öğrenciler neden boykottaydı?
Çünkü;
SBF Dekanı Profesör Mümtaz Soysal, 12 Mart darbesini yapan askeri yönetimin emriyle fakülteden alınıp götürülmüş, hapse atılmış, yazdığı "ders kitabı" yüzünden hakkında dava açılmış; mahkemeye elleri kelepçelenerek çıkarılmıştı.
Öğrenciler, solcusu, sağcısı, ortacısı, tam kadro, Fakülte Dekanı'na kelepçe vurulmasını protesto için dersleri ve sınavları boykot etmişti.
Demokrasiye bir parça saygısı, haksızlığa bir parça tepkisi, okuluna ve hocalarına bir parça sevgisi olan herkes o boykotu haysiyet meselesi yaptı. Bir avuç boykot kırıcı öğrenci ise herşeye rağmen sınavlara girdi. Mesut Bey o öğrenciler arasında bulunduğunu kendi ağzından yıllar sonra itiraf ediyor.
Kutluyoruz...
Bilvesile Mesut Bey'in ne kadar Mülkiyeli olduğunu öğreniyoruz.
Türkiye'de demokrasi kimlere emanet edilmiş... Kendi itiraflarıyla öğreniyor, ülkenin bugünkü duruma tesadüfen gelmediğini bir kez daha görüyoruz...
Dış Haberler Servisimizin "bir alt kattan" bildirdiğine göre; "Hihi" adıyla anılan nadide bir kuş türü daha yokolup gitmek üzereymiş... Neden mi?
İşte acı gerçek:
"Yeni Zelanda'daki Massey Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre; hihi'lerin soyunu kurutan şey, aşırı seks düşkünü olmaları... Her ikisi de `ateşli' olan dişi ve erkeklerinin `arzu' anları çoğunlukla birbirini tutmuyor... Bu yüzden taraflardan biri `Hayır!' dese de öbürü dinlemiyor. Çok fazla seks yapan bu kuşun erkekleri, eşleri niyetli olmadığı zaman bile bir taş arkasına saklanıp üstlerine atlayarak onlara tecavüz ediyor. Bu durum serçe kadar küçük olan hihi'lerin dişilerinin yorgun düşmesine, hastalanmasına yolaçıyor. Soyları tehlikeye giriyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, geçen akşam bir televizyon programında konuşuyor:
- Filanca kişi hakkında hakaret davası açtım, adamı şu kadar paraya mahkum ettirdim...
- Filanca kişi mi?.. Onu da mahkemeye verdim, tazminatımı çatır çatır aldım...
Sunucu araya girip;
-Peki diyor, sizin hiç mahkum olduğunuz dava yok mu? Varsa, onları nasıl açıklarsınız?
Hazret biraz ıkınıyor - sıkınıyor; "Evet oldu" dedikten sonra başlıyor aleyhine karar veren hakimleri suçlamaya... Yok o hakim solcuymuş da, yok bu hakim Marksist - Leninistlerle içli dışlıymış da... Aleyhine kim karar verdiyse var bir faulü... Çünkü hukuk hep ondan yana...
Muhterem kendine özgü hukuk anlayışının yeni bir versiyonunu bugünlerde yine sergiliyor. İnönü Meydanı'nda başlattığı alt - üst geçit inşaatı bilindiği gibi Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'in başvurusu sonucu yargı kararıyla durduruldu... Hemen kocaman bez pankartlar hazırlatarak Ankara'nın meydanlarına astırmış; hukuk yoluyla inşaatı durduran kişiyi halka şikayet ediyor:
"Sevgili Ankaralılar! Başlattığımız bu hayırlı işi engelleyen kişi Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'dir, durumu sizin takdirlerinize sunuyorum!"
Sevgili Ankaralılar, hukuk terbiyesinden, yargı kararlarına saygıdan böylesine yoksun kişiyle ilgili takdirlerini önümüzdeki seçimlerde gösterirlerse ne ala... Yoksa... Ankaralıları enayi yerine koyan bu kafanın kendini beş yıl daha yönetmesine şimdiden hazır olsunlar!..
Gerçek bir gazeteci olan, son yıllarda "Yüksek Tansiyon" adlı TV programıyla adından söz ettiren Erhan Akyıldız arkadaşımız da erkenden gitti...
Ah Erhan ah... Bilmez miydin ki "Yüksek Tansiyon" bu ülkede sadece politikacılara yarar!..
***
Medyanın yarattığı starlar medyayı suçlarken, reytinglerini geri iade etsinler önce!..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr