Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yunan gazeteleri Başbakan Erdoğan’ın Ege’de Yunan karasularının 12 mile çıkarılmasını kabul ettiğini yazıyor...
Haber doğruysa bu bir skandal. Savaşmadan alınan ağır bir yenilgi...
Yllardır savaş sebebi saydığımız bir konuda bu muazzam tavizi neden veriyoruz?
Neden Ege’nin yüzde 80’ini Yunanistan’a bırakıyoruz?
Üstelik de adamların en zayıf olduğu, onlardan taviz alacağımız bir dönemde...
Doğrusu izahı mümkün değil..
Bu vahim gelişmeyi Ankara’da Genelkurmay’ın en hassas noktalarına uzanan arama haberleri örtüyor.
Şu haber de Fırat Haber Ajansı’ndan...
Kandil’deki PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, AKP’nin kendilerine “6 hususta taahhüt verdiğini” söylüyor. Bunlar:
“PKK karşıtı askeri operasyonların durdurulması, yeni bir anayasa için çalışmaların derhal başlatılması, PKK ve KCK ile olası bir çözümde “güvenlik” sorununun nasıl halledileceği meselesi, ilk olarak Abdullah Öcalan tarafından gündeme getirilen ve bölgedeki tartışmalı olayları soruşturacak bir ‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurulması, Öcalan’ın daha aktif rol alabilmesi için koşullarının gözden geçirilmesi ve son olarak halen sürmekte olan KCK operasyonlarının derhal sonlandırılarak başlanılmış olan yargılamalarda ise tahliyelerin olması” imiş.
Kalkan bu hususlara kendilerinin uyduklarını, fakat AKP’nin uymadığını söylüyor.
Verilen sözlere bugün uyulmaz yarın uyulur. Önemli olan bu sözlerin verilmiş olması.
Bu sözler ancak bir savaşta teslim olunduğu takdirde verilecek cinsten...
İçinde anayasa değişikliği sözü bile var.
Halktan ve Büyük Millet Meclisinden habersiz neler oluyor?

Haberin Devamı

facebook’ta “Referandumda oyum hayır” diyen öğretmen görevinden alınmış.
Böylece öğretmen birinci sınıf demokrasinin nasıl bir şey olduğunu da topluma öğretmiş oldu!
* * *
AKP’li Feyzullah Kıyıklık diyor ki: “Avrupa’ya da Erdoğan lazım.”
İsterlerse bizimkini alabilirler...
Haldun Ertem

İşte size ulema!
Başbakan malum dinsel konularda sürekli olarak aynı hatırlatmayı yapar:
“Ulemaya sordunuz mu?”
Okurumuz Ercan Düz, gönderdiği notta bu sözü hatırlattıktan sonra şöyle devam etmiş:
“Radikal gazetesi yazarlarından Ahmet İnsel, geçen gün yaptığı söyleşide Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’na, nüfus cüzdanlarındaki din hanesine ne dediğini sordu. Aldığı yanıt aynen,
- Nüfus cüzdanlarında din ve mezhebin belirtilmesinin toplumdaki ayrışmayı artırdığını düşünüyorum. Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kaldırılmalı, oldu.
Şimdi merak ettiğim şu; sayın Başbakan, Ali Bardakoğlu için, din uleması değildir, diyemeyeceğine göre... Onun sözünü dinleyip nüfus cüzdanlarından din hanesini kaldırtacak mı, kaldırtmayacak mı?”

Haberin Devamı

Köleler ne diyor!
Başta alışveriş merkezleri olmak üzere birçok sektörde günde 12 - 13 saat çalıştırılan gençlere yani modern kölelere şöyle bir değindik, yüzlerce şikâyet mesajı aldık. Mesela:
“... Abi geçen günkü köşende yer verdiğin modern köleler başlıklı yazın için ben ve iş arkadaşlarım çok teşekkür ediyoruz.
Ömrümüz insanların keyif yapmak için dolaştığı AVM’lerde kölelik yaparak geçiyor. Haftanın 6 günü sabah 10 akşam 10 çalışıyoruz, hiçbir sosyal aktivitemiz yok, sevdiklerimizin yüzünü bile göremiyoruz.”
* * *
“... Aynı olay devletin içinde, hatta Ankara’da var. Kızım Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli polis. Burada resmi ve dini bayram tatili izni yoktur. Normalde 2 gün çalıştırıldıktan sonra 1 gün izinli sayılır. Ancak bu bir gün izin de zaman zaman uygulanmaz. Günlük mesainin çoğu kez 10, 11 ve hatta 12 saati geçtiği olur. O yüzden haftalık çalışma süresi en az 60 saattir. Bu süre bazen 80 saati bulur. Bunun için hiçbir ek ücret verilmez. Bu gençlerin hiçbir sosyal aktiviteleri yoktur. Hepsi psikolojik rahatsızlıklara adaydır.”
* * *
“... Ben kurumsal bir otel zincirinde, eşim ise bir bankada çalışıyor. Ben etrafımda normal çalışma saatini bitirip çıkan insan bilmiyorum. Eşim sabah 08.30’da işe başlayıp akşam 8 - 9 -10 artık kaçta çıkarsa... Bankalar yaptıkları kârlarla övünüp duruyor. Bana da 8 saat ücretiyle 12 saat çalışacak bin kişi verin, ben de bakın nasıl zengin oluyorum.”
* * *
“İç ve Doğu Anadolu’daki birçok KOBİ ile iş yapıyoruz. Dini günler ve bayramlar konusunda çok hassas olan buradaki işverenler maalesef milli bayram ve tatil günlerinde aynı hassasiyeti göstermiyor. Neredeyse bütün fabrikalar ve işyerleri 23 Nisan’da, 29 Ekim’de istisnasız çalışıyor. Yalnız işçiler değil beyaz yakalılar da aynı durumda...”

Haberin Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim resepsiyonuna katılıp katılmamayı dört gün daha düşünecekmiş.
CHP’nin başına bu kadar “düşünceli” bir Genel Başkan da hiç gelmemişti hani!
Fahrettin Fidan