Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bizim Dışişleri geceyarısı Washington’a bir mesaj göndermiş:
“Türkiye ile Ermenistan... kapsamlı bir çerçeve üzerinde mutabık kalmışlardır. Bu çerçevede bir yol haritası belirlenmiştir.”
Bu yol haritasının içeriğinden ne bakanların haberi var, ne Meclis’in , ne basının... Ancak bizim medya yine olmadık balonlar uçuruyor. Ermenistan’ı taviz vermiş gibi gösteriyor. Oysa... Bu ayın başında  Ermenistan Milli Kongresi Sözcüsü David Şahnazaryan, anlaşmanın ana hatlarını açıklamış, sadece : “Diplomatik ilişkiler kurulacak, sınır çizgisi karşılıklı olarak tanınacak ve açılacak ve de soykırımın tartışılacağı bir komisyon oluşturulacak” demişti.
3 Nisan 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Amerikan Wall Street Journal Gazetesi’nin haberini aktardı... Wall Street yukardaki haberi doğruluyordu; “Taraflar 3 konuda uzlaşmaya varmıştır; “sınırların açılması, diplomatik ilişkilerin kurulması ve soykırım iddiaları gibi anlaşmazlıkları ele alacak komisyonlar kurulması.”
Bu tabloda Ermenistan’ın verdiği ya da vereceği bir taviz görünmüyor.
Bir takım (ne işe yarayacağı meçhul) komisyonlar kurulacak, karşılığında sınır açılacak!
İki ülke arasındaki sorunlar elbet çözülmeli. Ama tek taraflı tavizlerle varılacak bir çözüm, uzun vadede Ermenistan’ın daha da şımarmasına,karşımıza yeni taleplerle çıkmasına yol açacaktır. Azerbaycan’la ilişkilerin kopması ise çok değerli petrol ve gaz borusunun tıkanması anlamına gelir.
ABD ve diyasporayı memnun etmek AKP’nin çıkarınadır ama olayın bütünü Türkiye’nin büyük zararına sonuçlanır.

Haberin Devamı

AKP, kamuoyunda “liberal” olarak tanınan bazı yazarların “Siyaset Akademisi”nde ders vermesini istiyormuş.
Niye ki? O yazarlar Akademi’de gazetelerde yazdıklarından farklı şeyler mi söyleyecekler?
Haldun Ertem

Ecem sempatikti!
23 Nisan’da Başbakan’ın koltuğuna oturtulan 10 yaşındaki Ecem Gülce Uçar’ın gazetecilere verdiği cevaplar pek sempatik bulundu! Ecem’e soruluyor:
- Türkiye, Ermenistan sınır kapısını açacak mı?
- Bu konuda Azeri dostlarımızı üzecek bir şey yapmayız.
- Memura verilen para yetmiyor...
- İmkânlarımız bu kadar... Keşke daha çok yapabilsek...
Anlaşılıyor ki Ecem’e “Başbakan’ın ağzıyla konuşma” konusunda ders verilmiş... Yoksa bir çocuğun içinden bu tür cevaplar gelmez. Demek artık bir çocuğun şakacıktan sorulara vereceği doğal yanıtlardan bile korkuluyor? Önlem alınıyor... Pes...

Haberin Devamı

ÇYDD ve miting
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin “17 Mayıs’ta Ankara’da yapılacak cumhuriyet mitingine katılmayacağız” açıklaması ilgi uyandırdı. Sebebini ÇYDD yönetiminden Prof. Filiz Meriçli ile konuştuk. Dedi ki:
- Bu miting internet sitelerine “ADD ve ÇYDD’nin düzenlediği miting” diye düştü. Oysa bu konuda yetkili kurullarımızca alınmış bir karar yoktu. Adımız, iznimiz olmadan düzenleyiciler arasına konulmuştu. O yüzden dernek olarak katılmayacağımızı açıkladık. Ancak mitinge katılma her bireyin Anayasal hakkıdır... Derneğimizin üyeleri de diledikleri takdirde bu mitinge katılacaklardır...”

İkiyüzlü Alman
Almanya Federal Parlamento üyesi Prof. Hakkı Keskin, Federal Hükümet’e Ergenekon operasyonlarıyla ilgili sorular soruyor. Mesela:
- Federal Hükümet’in Türkiye Cumhuriyeti ile çok dostça ilişkileri söz konusudur. Federal Hükümet, bu yakın ilişkileri temelinde laik ve muhalif kişi ve kurumların korunması ve tutuklanan muhaliflere hukuk devleti prensiplerine bağlı kalınarak davranılmasına yönelik girişimlerde bulunacak mıdır? 
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gernot Erler soruyu parlamentoda yanıtlıyor:
“Türkiye’deki gruplaşmaların birinden yana taraf çıkmamaya dikkat etmemiz gerekir. Bizim edindiğimiz ve sonuçta sizin de paylaştığınız izlenim, Türkiye’deki mücadelenin, bir yanda Anadolu’nun yükselen sınıfı olarak nitelenen kesim, diğer yanda eskiden bu yana var olan Kemalist seçkinler olmak üzere, her biri kendi içinde son derece heterojen olma özelliği taşıyan iki grup arasında yaşandığı yönünde. Çekişmenin altında, bu sosyolojik arka planın yattığı anlaşılıyor. Öte yandan, örneğin çok ses getiren son tutuklama dalgasının ardından kapsamlı silah depolarının ortaya çıkarıldığı konusunda da bilgilendik. Bu nedenle, söz konusu çekişme kapsamındaki ciddi bulguların da göz önünde tutulması gerekiyor...”
Alman Dışişleri Müsteşarı aynen bizim yandaş medya gibi düşünüyor; toprak altında silahlar bulunduğuna göre rektör ve profesörlerin tutuklanması ya da Türkan Saylan’ın evinin aranması meşrudur! Üstelik olup biten de zaten “Anadolu’nun yükselen sınıfı” ile “Kemalist elit” arasındaki mücadeledir. Hukuk adına müdahil olmaya gerek yoktur. Tam bir ikiyüzlülük...

Haberin Devamı

Koruma çemberi!
TBMM’de, 23 Nisan nedeniyle verilen resepsiyonu TV’de izledik. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve bakanların çevresi yakın korumalarca abartılı bir şekilde sarılmış durumdaydı...
Giriş çıkışın sıkı kontrol altında olduğu TBMM’de bu kadar koruma kimi kimden koruyordu? Acaba kimi resmi zevat diğerlerine karşı eylem hazırlığında mıydı?
Gazeteler birkaç gün önce yazdı... 21 yaşında bir delikanlı, 2 yıl süreyle  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın yakın koruması diye bu tür resepsiyonlara girmiş çıkmış, kimse farkında olmamış. Daha ne koruması!