Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mehmet Y. Yılmaz, dün Hürriyet'teki köşesinde sözünü ettiğimiz Milliyet Genel Yayın Müdürü'nün kendisi olduğunu yazarak şu açıklamayı yaptı:"...Ödül alan gazetecilerin de bir gurur vesilesi olarak gazetelere haber yapılmasına karşı değilim.Söz konusu ödüllerin, bir gazetecilik meslek kuruluşu ya da basın yayın fakülteleri gibi mesleğimizle doğrudan ilgili kuruluşlarca verilmesi şartıyla!"O zaman bir örnek... 2003 yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin en büyük ödülü olan Mustafa Ekmekçi Gazetecilik Ödülü bana verildi. Ödüller 7 Nisan'da açıklandı. 8 Nisan'da Hürriyet haberi verdi. Milliyet vermedi. Ödül töreni 8 Mayıs'ta yapıldı. 9 Mayıs'ta Radikal, Yeni Şafak dahil gazeteler haberi verdi. Milliyet vermedi...Tabii burada mesele gazeteye konulacak tek sütunluk haber değil. Mesele gazetenin yazarına karşı tavrı; yazarının ödül almasından rahatsız olması değil gururlanması, bunu okuruyla paylaşması, her kademedeki çalışanını bu yolda teşvik etmesi... Gazeteci ödül alırsa bu onun kadar gazetenin de başarısıdır... Hürriyet Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök'ü gazetecilik dalında ödül alan gazetesi mensuplarının törenlerine katıldığı için övmüş ve eklemiştik: "Geçmişte ödül alan gazete elemanlarını haber dahi yapmayan genel yayın müdürleri gördük..." ABD Elçiliği, içki yasağı konusunda AKP yöneticileriyle görüşme talep etmiş. Onlar "ılımlı İslam" istiyorlardı, bizimkiler katılaşınca rahatsız oldular anlaşılan... Hâkimler ve Savcılar Yasası değiştirilerek en az 3 yıl avukatlık yapmış olanların hâkim ve savcı olarak atanabilmesi sağlandı. Avukatların özlük dosyaları barolarda bulunuyor. Sağlıklı bir değerlendirme için Adalet Bakanlığı'nın barolardan görüş istemesi gerekir. Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu diyor ki:- Şimdiye kadar bizden hiç görüş istemediler. Sadece polisten rapor istiyorlar. Oradan gelen raporlara göre karar veriyorlar. Tarafsız bir değerlendirme yapmadıkları da buradan anlaşılıyor... İşte AKP yargısı Sözün yarısı söyleyene, yarısı dinleyene aittir... Rumların KKTC'deki mal ve mülklerinin iadesini öngören tasarı yakında KKTC Meclisi'nde ele alınacak. KKTC açısından çok tehlikeli bir tasarı bu. Meclis görüşmesinde Erdoğan, eleştirilere:- Rumlar KKTC'deki mallarını talep edecek olanlara hapis cezası öngören bir tasarı hazırladı, diyerek savunma yaptı. KKTC'de hazırlanan tasarının Rumları rahatsız ettiği havasını verdi. Oysa bu tasarıyı Rum kesiminde 1 milletvekiline sahip Avrupa Partisi verdi. Hiçbir ciddiyeti yok. Rumların oyunu Başbakan ile ekibi, Yeni Zelanda ve Avustralya seyahatinden döner dönmez, Yeni Zelanda'da deprem oldu, Avustralya'da ise şiddet olayları başladı. Türkiye yine iyi dayanıyor. Rektör Yücel Aşkın'ın duruşmasını izlemek üzere Van'a giden İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu ile yargılama usulüne ilişkin gariplikleri konuşuyoruz. Örnekler veriyor:- Örneğin mahkeme üyelerinden Ferhat Yalçın'ın ihsas -i rey'de bulunarak tarafsızlığı yitirdiği gerekçesiyle mahkeme heyetinden çıkarılması. Peki, nasıl ihsas -i rey'de bulunmuş. Yücel Aşkın'ın tutuklanması kararına, dosyada yeterli delil yok, suçlamalar soyut, deyip muhalefet şerhi yazmakla! Oysa bir yargıcın uygun bulmadığı karara muhalefet şerhi yazması yasaların emrettiği görevdir. Eğer bu ihsas -i rey oluyorsa tutuklanma yönünde oy kullanan üyelerin yaptığını da öyle saymak gerekir. Dahası, Ferhat Yalçın'ın yerine getirilen üye de tutukluluğun devamı kararına karşı çıktı. O zaman aynı gerekçeyle önümüzdeki duruşmada onun da heyetten çıkarılması gerekir. Çoğunluğun kararına uyarsan tarafsızsın, uymazsan taraflısın! Böyle bir hukuk olur mu? Bundan sonra yargıçların muhalefet şerhi yazmakta ne kadar zorlanacağını, bunun da yargının sağlıklı karar vermesini nasıl olumsuz etkileyeceğini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.- Başka?- Mahkemenin, Yücel Aşkın'ın tahliye istemini reddetme gerekçelerden biri de, diğer sanıkların dinlenememiş olması... Oysa, özellikle tutuklu sanık olan davalardaki bütün sanıkların ilk gün dinlenmesi esastır. Vakit çok geç olmuşsa o zaman ertesi güne bırakılır. Ama burada 15 gün sonraya ertelendi. Ve tahliye de o kadar ileri atıldı...- Son sözlerinizi alalım.- Van'da gördüklerim bana yargı bağımsızlığının ve hukuk donanımının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha düşündürdü. Bu dava hukuk tarihimize geçecektir... m.asik@milliyet.com.tr Van'da hukuk!