Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dostlar soruyor: - Yahu bu CHP ne yapmak istiyor Allahaşkına?
- İkinci Cumhuriyetçilik oynuyor
- Yani...
- Kendini son sürat İkinci Cumhuriyetçilere ve AB’ye beğendirmeye çalışıyor. Türban, laiklik, Kürt meselesi gibi konularda liberallere yoktur sizden farkımız mesajları vermeye çalışıyor. Ulusal konularda duyarlı politikayı terk ediyor.
- Oysa ne yapmalıydı CHP?
- Tarım çökmüş, hayvancılık ölmüş, işsizlik milletin belini bükmüş, sıcak paraya dayalı ekonomi pörsümüş, sınav sistemleri çürümüş, gençler umutsuzluğa sürüklenmiş, gelir adaletsizliği zirvede, iç ve dış sömürü dorukta, insanlar piyasanın insafına terk edilmiş... Bu konuları sorgulamalı, çözüm üretmeye çalışmalıydı. Bir sosyal demokrat partiden beklenen buydu.
- Dış konularda nasıllar?
- AKP’nin istepnesi gibi... Mesela AKP kendi başına iş çeviriyor, füze kalkanını TBMM’den habersiz, muhalefetin görüşünü almadan topraklarımıza yerleştiriyor. CHP’den soru veya itiraz yok...
- Amaçları ne?
- Uslu muhalefet olmak... Batı’nın dayattığı Kıbrıs, Ermenistan, Güneydoğu çözümlerinde itirazcı parti olmamak... Özelleştirmelere taş koyan ulusalcı tavrı terk etmek. Bir zamanlar Kemal Derviş’in üstlendiği misyon bugün partiye egemen olmuş gibi görünüyor...
- Belki de yanılıyorsun... Belki öncelikle partinin uzlaşmaz görünen kimliğini ortadan kaldırıyorlar sonra sosyal demokrat elbiselerini giyip iktidar yarışını başlatacaklar...
- Keşke öyle olsa da, biz de mahcup olsak... Ne iyi olur...

Haberin Devamı

Ah bu ulusalcılık...
Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı arkadaşımız enfes bir kitap yazdı:
“Ulus Yıkıcılığı Zamanları”...
Ulusalcılık (ya da ulusçuluk) son yıllarda en çok hücuma uğrayan kavram...
Eskinin “komünist”i gibi.. Neredeyse vatan haini ile eş...
Oysa nedir ulusalcılık?
En basit deyimiyle ulusal değerleri ve ulusal çıkarları savunmaktır...
Orhan Bursalı “önsöz”de diyor ki:
“Ulusalcı(lık) bir bakmışsınız Ergenekonculuk oluyor. Ulusalcı, askeri vesayeti savunan bir kimse de olabiliyor. Ülkemizin kuruluş değerlerini ve temellerini, Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı savunanlar da ulusalcı diye damgalanıyor. Onların gözünde, sözünde, düşüncesinde ulusalcının karşılığı şöyle: milliyetçi, yani ırkçı, bazan kafatasçı, bazan faşist...
Yurt sevgisinden, yoksulluktan vb bahsedenler hele de bunlar iflah olmaz ulusalcılardır. AKP karşıtı iseniz tam ulusalcısınız! Ulusalcılık bunlara göre, küresel ilişkilere karşı olmaktır, Türkiye’yi dünyadan tecrit etmektir, ekonomiyi içe döndürmek ve kaplatmaktır, küreselleşmeyi reddetmektir, koyu devletçiliktir vs. Üstelik ulusalcılar askeri darbecidirler...
Orhan Bursalı “ulusalcılık” kavramını her türlü melanete bulaştırıp halkın gözünden düşürmeye çalışanların kimliklerini şöyle özetliyor:
- Baktığınızda sanki bunların hiçbirisinin bu ulusla ilgisi yok. Bu topraklar üzerinde yabancı olarak yaşıyorlar. Kim bilir belki de öyledirler. Bu ülkeye karşı neredeyse en büyük şeytanla bile işbirliği yapmaya hazır olduklarına göre...
* * *
Yukardaki satırlar kitabın önsözünden alıntı... Kitabın içeriği ise olağanüstü zengin. Mutlaka okumalısınız.

Haberin Devamı

Dost
Dostum sözü yerli yersiz kullanılıyor... Yabancı dizilerde birbirini tanımayan insanlar bile birbirine “Dostum” diye hitap ediyor.
Oysa dostluk kolay şey mi?
Şair Ahmet Haşim’in bir arkadaşı kendisine böyle hitap edilmesine kızar, şöyle dermiş:
“Dostunuz olduğumu siz değil ancak ben bilebilirim. Onun için dostum demeniz gülünç bir hatadır. Makul bir adam karşısındakine bu sözle hitap etmeye kendini haklı görmez...”

Haberin Devamı

Türkiye makarna üretiminde dünya beşincisi olmuş.
Makarnayı demokrasimizin vazgeçilmez unsuru haline getiren iktidarımız sayesindedir...
* * *
Türkiye sıcak para cennetiymiş.
İnsanın cennette yaşayıp da cehennem azabı çekmesi ne acı...
Haldun Ertem

Gezi
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan görevde bulunduğu 550 günde 44 ülkeyi ziyaret etmiş... 461 bin kilometre yol kat etmiş... Diğer hükümet üyeleri de öyle... Akıl almaz bir hızla dünyayı dolaşıp duruyorlar. Bu kadar çok gezen bir iktidarı Türkiye ilk kez görüyor. Ya çalışmayı çok seviyorlar.. Ya gezmeyi... Peki netice? Onu bilemiyoruz. Ama merak ediyoruz. Acaba daha az seyahat etseler dış dünya ile ilişkilerimiz daha kötü olur muydu? Dışarda fazla görünmeleri ülkenin lehine mi oluyor aleyhine mi? Kısacası... Acaba bu kadar çok gezinin sağladığı ekonomik başarı sarf edilen benzin parasına ve alınan harcıraha değiyor mu?

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, “Bizde Genel Başkan’a kafa tutulmaz” demiş.
Köşe tutmaya gelmiş adamlar neden kafa tutsun ki!
Fahrettin Fidan

Baba
Makedonya’da Merkez Jupa’ya bağlı Kocacık köyünde Mustafa Kemal Atatürk’ün babası, Ali Rıza Efendi’nin evinin restore edilmesi için 2009 yılı ortasında Makedonya Başbakanı Sn. Nikola Gruevski ile Türkiye Kültür Bakanlığı Müsteşarı Nihat Gül’ün de katıldığı temel atma töreni düzenlenmişti.
Temel atılmasına rağmen Ali Rıza Efendi’nin evinin restorasyon çalışmalarına 15 aydır başlanmadı. UFUK Derneği (ufukdernegi2008@gmail.com) Başkanı Enes İbrahim ilgililere gönderdiği bilgi notunda diyor ki:
- Makedonya Cumhuriyeti hükümeti Mustafa Kemal Atatürk’ün baba evi için bütçe ayıramadığı takdirde, izin verilirse biz “UFUK” Derneği olarak bu evin yapılmasını üstlenmek istiyoruz.
Birileri mahcup olur da bu inşaatı başlatır mı?