Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sonunda bazılarının hevesle beklediği istifa geldi; ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan görevinden ayrıldığını açıkladı. Galatasaray Lisesi’ni ve Fransa’da okuduğu üniversiteyi birincilikle bitirmiş, 37 yıldır ÖSYM’ye emek veren bir isimdi Ünal Bey... Onun sayesinde ÖSYM uzun yıllar en güvenilen kurumlardan biri oldu. Ne var ki, üniversitelere ve devlet kurumlarına öğrenci ve memurların adil seçilmesi bazılarının işine gelmiyordu. Çünkü adil seçim kadrolaşmayı zorlaştırıyordu. O yüzden YÖK iktidarın eline geçince ÖSYM’yi lağvetmeyi de gündeme getirdiler ama gerekçe bulamıyorlardı. Son aylardaki kopya skandalları bu arayışlara ilaç oldu. ÖSYM sarsıldı. Prof. Ünal Yarımağan’a istifadan başka yol kalmadı..
İlginçtir... ÖSYM doğrudan YÖK Başkanı’na bağlı olduğu halde kopya skandallarıyla ilgili YÖK’ten bir rahatsızlık belirtisi gelmiyor. Bütün suçu Ünal Yarımağan’ın sırtına yıkma çabası gözleniyor. Bu arada eğitim sınavlarını Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapması için bir yasa hazırlandığı bildiriliyor.. Ki amaç da buydu... Sınavları ÖSYM’nin elinden almak.. Her bakanlığın, her devlet kuruluşunun kendi sınavını kendisinin yapması.. Böylece kadrolaşmanın önündeki son engellerin kaldırılması...
Öğretmen adaylarından gelen e - postaları okuyoruz...
Esas faillerin bilinçi olarak gözden kaybedildiği, soruşturmanın bilinçli olarak saptırıldığı kanısındalar.
Sınavları Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmasına karşı da aynı ölçüde tepki var... Bakanlığın adil bir sınav yapacağına inanmayanlar büyük çoğunluk oluşturuyor. Adalet malum, iktidar saflarından elini eteğini iyice çekti...

Haberin Devamı

Esir Afro Star
Gürcistan’nın Karadeniz’de baskınla ele geçirdiği gemilerimize hükümetin ilgi göstermediğini bildirmiştik... Afro Star Gemisi Armatörü Reha Üçüncüoğlu’ndan şu notu aldık dün:
“18.08.2009 tarihinde şirketimize ait Afro Star isimli kuru yük gemimiz yükü ile beraber İstanbul Dil İskelesi’ne giderken Sinop’a 84 mil, Gürcistan’a 230 mil mesafede Gürcistan hücumbotu tarafından baskına uğramış, kaptan ve tayfalar silah zoru ile tutuklanmış, gemi zorla Poti limanına çekilmiştir. Aynı yöntemle bizden evvel armatörü Türk olan 4 gemi daha kaçırılmıştır. Kaptan ve tayfalar düzmece mahkemelerle 24 yıla mahkûm edilip daha sonra para karşılığı serbest bırakılmıştır. Bu şekil muamele sadece armatörü Türk olan gemilere yapılmaktadır.
Bir yıldır Türkiye’de başvurmadığımız merci kalmamıştır. Sayın Başbakan Recep Tayyip Bey’e, dosyamız bizzat ulaştırılmıştır. Askeri yetkililer bizim yüzde 100 haklı olduğumuzu, bunun adının korsanlık olduğunu kabul ettiler. Ancak hiçbir netice alamadık. Gürcistan makamları arayarak geminizi geri almak için ne kadar para ödersiniz diye bizlerle pazarlık yapmaktadırlar. Son aldığımız duyuma göre Afro Star adlı gemimizin ismini Akademi Batumi olarak değiştirip, okul gemisi yapıp Batum limanına çekmişlerdir. Geldiğimiz bu noktada ticari hayatımız bitmiş durumdadır. İcra takipleri ile uğraşmaktan hiçbir ödememizi yapamamaktayız.
Filistin’e giden gemiler için yapılan muameleyi uluslararası korsanlık olarak niteleyen Türk yetkilileri kendi vatandaşlarının malı ve canı için aynı hassasiyeti ne hikmetse 1 yıldır Gürcistan’da göstermemektedir.”

Yavşak
Fazıl Say geçenlerde arabeskçiler için “yavşak” deyimini kullanınca büyük bir gümbürtü patladı. Son olarak da Haluk Bilginer “Oyuncuların çoğu yavşak” dedi, ortalık yine birbirine girdi.
Neslihan Acu güzel bir tespit yapıyor:
“Bayılıyor halkımız zararsız konularda polemiklere girmeye.
Aslında fena da olmuyor.
Tek sorun, tüm bu polemiklerin zararsız konular etrafında dönmesi.
Birisi de çıkıp, ‘çevre katliamı yapan yavşaklar’ dese mesela...
Çevre katliamları konusunda çetin polemiklere girilse...
Ya da ‘YouTube’u üç yıldır kapalı tutan yavşaklar’ tarzı bir laf etse biri...
Bu konuda harbi tartışmalara girilse...
Fena mı olur?”

Soru: İktidar muhalif gazetecileri neden susturmak istiyor?
Yanıt: O gazetecileri halkı uyaran bir sis çanı gibi görmesi yüzünden...
Haldun Ertem


Omlet

Yaklaşık beş yıl önce... ABD’nin Irak’a demokrasi götüreceği tartışılırken bir Amerikalı gazeteci:
- Irak’a demokrasi gelemez, demişti, çünkü bu ülkede özgür basın yok. Özgür basının kurulması da en az 20 yıl alır...
Bir ülkede özgür basın ve basın özgürlüğü yoksa o ülkede demokrasi de yeşermez...
Yumurtasız omlet olur mu?
Halk çeşitli görüşler konusunda bilgi sahibi olmazsa, iyiyle kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt edemezse oyunu doğru kullanabilir mi?
Bu kadarcık şeyi akıl edemeyen bir toplum demokrasiyi hak ediyor olabilir mi?

PKK eylemsizlik kararını uzatmış.
Üsluptaki şu zarafete bir bakar mısınız! Cinayet işlememenin adı eylemsizlik oldu.
* * *
Amerika’da geliştirilen cihaz karın yağlarını yok ediyormuş.
Bize yağları değil yağcıları yok eden cihaz lazım!
Fahrettin Fidan


Doğu
Batı ülkelerinde bakanlara, başbakanlara yumurta atıyorlar, ketçap fırlatıyorlar, saldırgan anında etkisiz hale getiriliyor. Ama fazla da üzerine gidilmiyor. Saldırıya uğrayan siyasetçi, saldırganın peşine düşmüyor. Birkaç yıl önce bir Amerikalı gazeteciyle sohbet ederken bu konuda Batı ile Doğu’nun farkını sormuştuk. Demişti ki:
- Batı’da bir siyasetçi ‘Bana nasıl yumurta atarlar?’ diye değil ‘Neden yumurta atıyorlar?’ sorusu üzerinde düşünür... Demokrasinin farkı budur...