Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir günde 48 albay ve generalin evlerinin aranıp kendilerinin gözaltına alınması, Baykal’ın dediği gibi kamuoyunda “acaba dün gece darbe mi oldu?” merakını uyandırdı. Bu subaylar adeta darbe yaparken suçüstü yakalanmışlardı. Oysa kendilerine yönelik suçlama bundan 7 yıl öncesine aitti... Ve bir plan semineri görüntüsü altında darbe planı yapıldığı iddiası sözkonusuydu. Olayın bilmediğimiz yönleri olabilir. Onun için soruşturmanın ve davanın sonucunu beklemek durumundayız. Ne var ki bugün için bunu söylemek de çok anlamlı olmuyor. Zira bir tek mahkemenin üzerine yıkılan bu davalar bir türlü ilerlemiyor.
Prof. Ersan Şen dün ekranda: “Şüpheliler ifade vermeye önce davet edilir gelmezlerse gözaltına alınır” diyordu. Neden bu albay ve generaller davet usulüyle ifadeye çağırılmadı. Bu da soru işareti...
İlginç olan... Yabancı basının gerçeği bizden daha net görmesi... Mesela Financial Times ne diyordu dün:
‘Hükümet, yargı ve ordu ile açık ve acı bir güç mücadelesine bulaşmış durumda, bu da siyasi istikrara büyük zarar verebilecek bir çatışma riskini artıyor’
Aynı görüşte ve endişedeyiz... Dönüşü olmayan bir bölünmeye sürükleniyoruz. Saflar kemikleşiyor. Bakışlar düşmanlaşıyor. AKP, TSK ve yargıyı kolayca yenerek, laik cumhuriyeti bir gecede kendi hayalindeki ılımlı islam modeline dönüştüreceğini sanıyor belki... Bunu dışardan telkin edenler varsa (ki bizce var) onlar AKP’yi aldatıyor. Bu yoldan ancak ve sadece Pakistan’a gidilir... Yani sonsuz bir kaosa...

Haberin Devamı

Eskiden bedelli askerliği konuşurduk. Şimdi askerliğin bedelini konuşuyoruz.

Garip yakalama...
Balyoz soruşturması kapsamında gözaltına alınan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatlarından Hüseyin Ersöz:
- Arama sırasında çok garip şeyler oldu, diyor...
Çetin Doğan’ın İstanbul’daki konutu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla aranıyor. Kararda arama ve el koyma istemi var. Ancak yakalama yok. Aramayı yapan savcı yakalama emri verince avukatlar kendisine Ağır Ceza’nın arama kararında yakalama emri bulunmadığı hatırlatılıyor. Savcı bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21.02.2010 günlü yazılı emrindeki bir maddeyi anımsatıyor. Bu maddede:
“Eldeki delillerle birlikte yapılacak aramalarda çıkacak yeni delillerin de bulunması durumunda CMK 90. maddesinde belirtilen yetki gereğince şüpheliler hakkında yakalama işleminin gerçekleştirilmesi” belirtiliyor.
Avukatlar savcının bu maddeyi işaret etmesi üzerine arama tutanağını gösteriyorlar. Tutanakta “Yapılan aramada başka herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanılmaması üzerine, yapılan arama aynı gün saat 16.20’de sona ermiştir” deniliyor. Savcı Beye aramada suç unsuru bulunmadığı bildirilince bu defa saat 18.18 tarihinde yeni bir yazılı emir çıkıyor, bu emirde Çetin Doğan’ın yakalanması için kolluk kuvvetlerine emir veriliyor.
Avukatlar bu duruma bir anlam veremiyor...

Haberin Devamı

Haydarpaşa Garı otel olacakmış.
Paşalar operasyonundan Haydar Paşa da nasibini aldı demek...

Sözcü
Pazartesi sabahı ev aramaları yapılıyor... Albay ve generaller gözaltına alınıyor... Ekranlarda her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi darbe günlükleri diyor, kimi balyoz operasyonu, kimi Ergenekon soruşturması diye tahmin yürütüyor. Bu karmaşa zorunlu mu?
Elbette hayır. Birçok ülkede savcılık sözcüleri var. Bu tür operasyonlarda savcılık sözcüsü açıklama yaparak kamuoyunun merak ettiği soruları yanıtlıyor. Açıklık sağlıyor. Türkiye’de hem sivil hem askeri savcılıkların bu tür sözcülük kurumlarına ihtiyacı var. Ki en azından usule ilişkin meraklar giderilebilsin.

Haberin Devamı

TSK neyin bedelini ödüyor?
Acı ama gerçek... 12 Eylül cuntasının ulusal solun ezilmesi karşılığında cemaatleri palazlandırmasının...
Gülhan ELMAS

Çiçek!
Cemil Çiçek’in geçen yıl şubat ayında Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’i telefonla arayıp “Tutukluları salıverin” dediği bildirilirken Cemil Çiçek açıklama yaptı: “ Ben savcıya, gözaltına alınan 50 - 60 çocuğu sordum” dedi.
Kim doğru söylüyor? Konu nasıl netliğe kavuşacak?
Erzincan’ı yakından izleyen CHP Milletvekili Ahmet Ersin diyor ki:
- Bu telefon olayı sizce kesin bir şekilde nasıl netliğe kavuşturulabilir?
- Çok kolay. Cemil Çiçek, Telekom’dan o telefonunun tam metnini kamuoyuna açıklamasını ister, Telekom bu açıklamayı yapar, konu aydınlanır...

Bavuldan bavula fark var...Taraf’a giden “Balyoz” bavulunun gereği hemen yerine getirildi... Almanya’dan gelen Deniz Feneri bavulunun akıbeti hâlâ meçhul...
Haldun Ertem

Savcı
Bülent Arınç’ın son incisi:
- Van savcısı Ferhat Sarıkaya’nın hayatı karartıldı...
Yalnızca onun değil iktidar yanlısı herkesin dilinde bu mağduriyet!
Bir dostumuz diyor ki:
- Peki neden bir Allah’ın kulu şunu sormaz : Aynı Ferhat Sarıkaya, Rektör Yücel Aşkın’ı tarihi eser kaçakçılığı, rüşvet vs. gibi suçlardan içeri attırmadı mı? Hocamız bu suçlardan beraat etmedi mi? Mesai arkadaşı Enver Arpalı kahrından hapishanede intihar etmedi mi? Kim kimin hayatını kararttı... Neden esas hayatı karartılanlar hiç hatırlanmıyor?