Ajanslar, 28 Aralık'ta aynı Marcello Pera ile ilgili şu haberi geçtiler:"...İtalya Senatosu Başkanı Marcello Pera, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olması durumunda, 67 milyonluk Müslüman nüfusuyla Avrupa kıtasının kimliğini altüst edebileceğini söyledi. İtalyan Corriere Della Sera gazetesine demeç veren Pera, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin kendisini endişelendirdiğini belirtti. Pera, "Mevcut birkaç milyon göçmeni dahi, kendi kültürel şablonlarımıza dahil etmekte zorluk çekiyoruz. Hal böyleyken, Avrupa kapılarını bir de Türkiye'ye açıyoruz" dedi. Bir piskoposun, "30 yıl içinde Müslümanların hilali Avrupa'ya dayanmış olacaktır" sözlerine hak verdiğini belirten Pera, Avrupalıların göçmenler karşısında nihai bir teslimiyet içinde olduğunu belirtti."* * *İtalya Senato Başkanı, 11 ay içinde neden yüz seksen derece çark etti? Alkol, imam hatip, türban tartışmaları içinde yuvarlanan Türkiye'nin laik kimliğini geri çekip Müslüman kimliğini öne çıkarmasının bu sonuçta rolü ne kadardır? Türkiye AB'ye yaklaşıyor mu, AB'den uzaklaşıyor mu? Türkiye nereye gidiyor? Merak etmeyelim mi? İtalya Senato Başkanı Marcello Pera, geçen şubat ayının 21'inde Türkiye'ye gelmiş, Meclis Başkanı Bülent Arınç ile görüşmüş, soruları yanıtlarken Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin, "tam üyelikle'' sonuçlanacağını belirterek, "Türkiye'nin üyeliği, Avrupa'nın gerçek kimliğini bulmasına katkı yapacak" demişti. Güney Amerika'da sol rüzgârları esiyormuş. Bizde de beyin fırtınaları esiyor ama yaprak kımıldamıyor. Okurumuz Sevgi Arslan, anlatıyor: İkametgâh belgesi, nüfüs cüzdanı örneği, fotoğraflar, damgalar, mühürlerden sonra, bunca yolsuzlukların, sahtekârlıkların olabilmesine akıl erdiremezdim. Geçen yıl, bir bankadan kredi çeken arkadaşıma kefil olurken, istenen belgeleri duyunca, banka memuruna sordum: "Küçük miktar kredi için bile, bunca belge ve güvence istiyorsunuz. Nasıl oluyor da, buna rağmen bankalar kolayca hortumlanabiliyor?"Banka memurunun cevabı anlamlıydı: "Onlardan bu belgeler istenmiyor..." Hortum Ankara'da idari yargı sınavı yapıldı. Yazılı sınavında başarı kazanan 350 aday mülakata çağrıldı. Büyük kısmı elenecek. 100 aday hâkim olacak... Sınava giren okurumuz soruyor: - Sonuç 1 ay sonra açıklanacak. Adalet Bakanlığı'na sorar mısınız lütfen? Mülakat sonucu neden 1 ay sonra açıklanacak? Garip gerçekten, belli olan sonuç neden 1 ay sonra açıklanıyor? TBMM'de 26 Aralık günü Bütçe Kanunu'na eklenen bir madde ile kamu hastane, dispanser ve sağlık ocaklarının devletten 3.5 katrilyon alacağı silindi. Türk Tabipleri Birliği, yaşanacak sonuçları şöyle özetliyor:- Kamu sağlık kurumları bu durumda daha önce açtıkları ihalelerin bedellerini ödeyemeyeceği gibi, asgari ihtiyaçları için hizmet ve malzeme teminini sağlayamayacaklar. Hizmetler durma noktasına gelecektir.Bu dramın içinde bir de komedi var. Cumhuriyet tarihindeki bu en büyük alacak silme operasyonu tepkilere yol açınca Maliye ve Sağlık bakanları 29 Aralık'ta ortak bir basın toplantısı yapıyor, şöyle diyorlar:- Sorun teknik bir hatadan kaynaklanmıştır. Bütçe görüşmelerinin yoğunluğu içinde 2004 yerine 2005 yazılmıştır. Bakana göre silinen alacaklar 2005 yılı sonuna kadar olan değil, 2004 yılı sonuna kadar olan borçlardır.Böyle hata olur mu? Hata varsa hemen düzeltmek gerekmez mi?Türk Tabipleri Birliği, Meclis zabıtlarını incelemiş. Zabıtların bu konuda hata yapıldığını doğrulamadığını bildiriyor. Kaldı ki hata yapılmış da olsa 2004 yılı sonuna kadar olan alacakların da en az 2 katrilyon tuttuğu belirtiliyor.Devlet hastaneleri ve sağlık kuruluşları her halükârda büyük sarsıntı içine girecektir. Bu alacak silme operasyonu IMF'ye verilen sözler doğrultusunda yapıldı. AKP hükümeti, 24 Kasım 2005 tarihli niyet mektubunda şöyle diyordu:"2006 yılı bütçesi sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin kontrol altına alınması ve tahsilatların iyileştirilmesi vasıtasıyla sosyal güvenlik transferlerini düşürecektir..."Dışardan kredi al... Har vur, harman savur... Yandaşları doyur. Bir yanda gereksiz yatırımlar, yolsuzluklar devam etsin. Sen devlet borçlarını vatandaşının sağlığından, yani hayatından kesinti yaparak öde... İşte size AKP adaleti. AKP sağlık politikası... Sağlıkta iflas dönemi Danimarka'da Riso Ulusal Laboratuvarı'nda çalışan rüzgâr enerjisi uzmanı Ferhat Bingöl, yılbaşı tatilini geçirmek için Antalya'ya gelmiş. 1 Ocak günü dönüşte, Dış Hatlar 2. Terminali'nde bavulunu, el çantasını ve montunu X - Ray cihazının üstüne bırakıyor. Görevli bayan kemerini de çıkarmasını istiyor. Bingöl, kemerini çıkarırken gözü yan taraftaki turistlere ilişiyor. Onlar kemerini çıkarmıyor. Ferhat Bingöl, Türk olduğu için terörist kuşkulusudur. Bu duruma tepki gösteriyor. Görevli bayandan cevap:- Başka ülkelerde çıkarınca ses çıkarmıyorsunuz ama... X - Ray "Kent yaşamı: Hep birlikte yalnızlıklarını yaşayan milyonlarca insan..." Henry David Threau m.asik@milliyet.com.tr