Tokat’ta 7 erimizin şehit edilmesi neymiş? Provokasyon!
Kim olabilirmiş bu kanlı provokasyonun arkasında? TSK, Ergenekon, TİKKO, İntikam Tugayı!
Bütün ihtimaller sayılıyor... Bir tek örgüt ihtimal dışı: PKK..
Her ne kadar yurt çapında karakollara, askeri lojmanlara, taşıt araçlarına, masum insanlara molotoflu saldırıları düzenleyenin PKK olduğu biliniyorsa da... 7 erin öldürülmesine başka örgüt bulmalı! Çünkü katil PKK çıkarsa açılım iflas etmiş olur. AKP şapa oturur. O yüzden AKP ile PKK’yı kurtarmak için katliama başka fail aranıyor!
* * *
PKK yöneticisi Murat Karayılan, 3 Aralık 2009’da Fırat Haber Ajansı’nda yayımlanan uzun demecinde net mesajlar veriyor:
- Yeni yapılan cezaevi bir ölüm çukurudur, nefes alınamayan bir kafestir. Önder Apo’yu imha etmek için oraya koymuşlardır.
Karayılan devam ediyor:
- Biz Önder Apo’ya bu yaklaşımı bir savaş girişimi olarak görüyoruz. Hem de ciddi bir savaş girişimi...
Yurt çapındaki isyan provalarıyla ilgili de şöyle konuşuyor Karayılan:
- Tepkiler halkın inisiyatifidir. Önderlik konusunda ben kimseye şöyle yapın böyle yapın diyemem. Herkes önderlikle doğrudan manevi bağ içindedir ve dolayısıyla herkes önderlik karşısında duyduğu sorumluluğun gereğini yerine getirmek durumundadır.
* * *
Bu mesajlar Reşadiye’deki saldırının yeşil ışığını da yakıyor mu? Yakmıyor mu?
Kaldı ki PKK şu ana kadar Reşadiye olayının sorumluluğunu da inkâr etmiş değil...
Provokasyonu yapan belli..
Rica ile merhamet dilenmekle bir devletin onuru kurtarılamaz...
Atatürk
Öcalan otursun kalksın haline şükretsin...
İmralı’daki odası şehit tabutunun yanında yayla gibi kalıyor...
Haldun Ertem
Tayyip Erdoğan, “AB bizi istemiyorsa baştan söylesin, oyalamasın” demiş.
Karşısındaki anlamak istemiyorsa adamlar istemediklerini nasıl anlatabilir!
Fahrettin Fidan
AKP’nin açılım süreci neyi gösterdi?
Ne yazık ki “anaların gözyaşı” terör örgütüne rüşvet vererek dinmiyor!
Gülhan Elmas
Federasyon’dan
Atasay Kuyumculuk patronu Cihan Kamer ile Eski Futbol Federasyonu Başkanı merhum Hasan Doğan’ın ortaklaşa sahip oldukları arsanın, yolsuzluk söylentileri üzerine, Futbol Federasyonu’na bağışlandığını... Üzerine iki yıl içinde bir futbol okulu yapma şartı bulunduğunu... Aksi takdirde sahiplerine geri döneceğini yazmış, Federasyon’dan bilgi istemiştik...
FF Genel Sekreteri Ahmet Güvener arayarak... Arsanın ancak 5 ay önce üzerlerine geçtiğini, üzerine yapılacak tesisle ilgili inceleme yaptıklarını ve mutlaka kullanacaklarını bildirdi. Ayrıca bekleme süresinin 2 değil, 5 yıl olduğunu ekledi.
Teşekkürler...
Çağdaş İzmir
Yapılan “Faşist İzmir” benzetmesine yanıt, dev bir sempozyumla verilecekmiş...
Konak Belediyesi, önümüzdeki şubat ayında “Hangi İzmir” isimli sempozyum düzenleyecekmiş...
İzmir faşist mi değil mi, muhabbeti çeşitli platformlarda devam ediyor...
Kasıtlı bir dikkat dağıtma olayı veya komplosu var ortada diyebiliriz.
Ancak buna İzmirliler alet olmamalı... Savunma kompleksine girmemeli...
İzmir’de Kadifekale, Yamanlar ya da Bayraklı sırtlarında yoğun Kürt nüfus yıllardır yaşıyor. Siz hiç İzmir’de bir Türk - Kürt çatışması duydunuz mu?
Olmamıştır. DTP İzmir’de pek çok seçim mitingi yaptı. Kışkırtmaya girişti. İzmirliler oralı oldu mu? Olmadı...
Bu defa ne oldu peki?
DTP kasıtlı olarak gerilla kıyafeti giydirilmiş çocuklar ve zafer işaretleriyle şehir içinde gövde gösterisine kalkışınca ve bu olay Habur’daki rezaletin ertesine rastlayınca bir sosyal refleks oluştu... Planlı programlı olmayan bir ani tepki ortaya çıktı. Tabii istenmeyen ama sebebi anlaşılır bu tepki şimdi bütün İzmir’e mal ediliyor. Kentin adı faşiste çıkarılıyor. Amaç hem İzmir hem ülkenin diğer yanlarında sosyal refleksi öldürmek... PKK’ya karşı halkın yurt çapındaki öfkesini suçluluk duygusuna dönüştürmek.
Çoğu İzmir’de DTP konvoyunun taşlanmasından birkaç gün sonra İdil’de PKK yanlıları öğretmenevini bastı. İnsanlar sabaha kadar ölüm korkusu içine atıldı.
İzmir’e faşist diyenlerden tek kelime çıktı mı?
Çıkmaz... Çünkü faşist bizatihi kendileri... Çoğu PKK meddahlığıyla geçinen birer zavallı...
İzmirlilerin kendilerini savunmaları gerekmiyor bunlar karşısında...
Özgür basın!..
Tayyip Erdoğan, “Basın Türkiye’de ABD’den çok daha özgür” dedi.
Demeye kalmadı ertesi gün Aydınlık dergisi mahkeme kararıyla bir ay kapatıldı.
Kapatma sebebi: “Vatanı savunmak suç, bölücülük ve casusluk serbest, Türk ordusuna tasfiye harekâtı” başlıklı yazı...
Ya Başbakan eksik söyledi ya gazeteciler yanlış anladı... Başbakan “İktidar yalakası basın Amerika’dan daha özgür” demiş olmalı...