Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Referandum festivalinde son perde dünkü Sabah gazetesinden... Gazete 78 ilin sanayi odasına referandumdaki oyunu soruyor.
30 Oda başkanı “Evet” diyor.
48 oda başkanı kararını açıklamıyor.
“Hayır” diyebilen tek bir oda başkanı YOK..
İktidar yanlısı gazete “Evet” propagandası yapayım derken...
İktidar baskısının şiddetini sergilemiş...
Evet demek olumlu puan getiriyor. Hayır, demek yürek istiyor. Baskılar, askeri cuntanın baskı ve korkutmaya dayalı 12 Eylül referandumunu anımsatıyor...
Referandum koşullarına ilişkin 2007 Venedik Komisyonu raporunda deniyor ki: “Referanduma sunulan öneriyi destekleyen ve karşı çıkanlar arasında fırsat eşitliği garanti altına alınmalıdır. Tarafsızlık özellikle şunları kapsamalı:
- Referandum kampanyasında eşitlik
- Devlet radyo ve televizyonlarında eşitlik
- İlan ve panolarda eşitlik”
Bu kampanyada taraflara sağlanan böylesi bir fırsat eşitliği görebiliyor musunuz?
Radyo - televizyonlar tek yanlı yaylım ateşi içinde... Devlet olanakları fora edilmiş...
Dağa taşa “Evet” yazılmış. Ama bir delikanlı üzerine “Hayır” yazılı tişort giydi diye karakola çekilip sorguya alınıyor.
Venedik raporuna göre hükümet “evet” ve “hayır” taraftarlarını bilgilendirmek için tarafsız bildiri yayınlamak ödeviyle de yükümlü... Rapor diyor ki: “Hükümet dengeli davranmalı, kendi desteklediği görüşe ayrıcalık yapmamaya özen göstermelidir.”
Mevcut hükümet Venedik raporu ne diyorsa tam tersini yapıyor... Amaç demokrasi değil de demokrasiyi ortadan kaldırmak mı acaba?
O yönde niyetler seziliyor da!

Haberin Devamı

* Soru: Referandumda “evet” çıkarsa “Adalet mülkün temelidir” sözü neye dönüşür?
Yanıt: “Adalet iktidarın tekelindedir”...
Haldun Ertem

Bülent Arınç, “Milletimizi büyük felaketten Rabbim kurtardı” demiş.
İnşallah bir gün “çenenizden” de kurtarır!
* * *
Türkiye artık mülteciler için “güvenli ülke” değilmiş.
Mülteci olmayanlar için sanki güvenli de!
Fahrettin Fidan

Laga luga durumu
“Arkadaş sanatıyla ilgilensin. Herkes bilmediği konuya burnunu sokarsa çok yanlış olur.”
Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’na ait bu sözler. Allianoi antik kentinin kumla kapatılmasına tepki gösteren sanatçı Tarkan’a aynen böyle dedi.
Okurumuz Ercan Düz, bizim aracılığımızla Veysel Bey’e soruyor:
“Tarkan, Alianoi antik kentiyle ilgili değil de referandumla ilgili konuşsaydı... Örneğin, oyum evet deseydi Sayın Bakan yine böyle bir tepki verir miydi? Verirdim diyorsa, o zaman evet oyu vereceğini açıklayan Sezen Aksu, Lale Mansur, Halil Ergün vb. gibi sanatçılara aynı tepkiyi niye göstermediğini izah edebilir mi? Yoksa tepkisi sanatçıların sanat dışı konularda görüş beyan etmesine değil de AKP’nin hoşuna gitmeyen görüşler açıklamasına mıdır? Bu zihniyet AKP’nin iddia edilen demokratikleşme hedefiyle uyuşuyor mu?”

Haberin Devamı

Seller gelince...
İstanbul’u geçen yıl bu vakitler sel vurmuş; Silivri, Selimpaşa, Çatalca gibi bölgelerde fabrikalar, evler sular altında kalmış, insanlar ölmüştü. Nice aile o sellerde babasız kaldı. O selin babasız bıraktığı bir genç arkadaşımız diyor ki:
- Dere yatağındaki yolları ve işyerlerini kaldırmak, ruhsatsız taş ocaklarını kapatmak, yol ve köprüleri sele göre düzenlemek adına 1 yıldır maalesef HİÇBİR ŞEY yapılmadı.
Seller birkaç gün önce de Rize’nin Gündoğdu bölgesini vurdu.Yine aynı tablolar; ölenlerin ardından birbirine sarılarak teselli bulan insanlar, yıkılan köprüler, telef olan hayvanlar, oturulamaz hale gelen evler vb...
Rize’de yaşanan sel ve heyelan ile ilgili açıklama yapan TEMA Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Doğan, “Sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil tüm Türkiye’nin sorunudur. Birkaç saatlik bir yağmur her tarafta büyük zararlara yol açabilir, çünkü ülkemizin ‘Sel Risk Haritası ve Sel Eylem Planı’ halen yapılmış değil” diyor...
Ne yapmalı? Prof. Dr. Orhan Doğan devam ediyor:
“Ülkemizin Sel Risk Haritası ve Sel Eylem Planı acilen hazırlanmalıdır.
Sel başta olmak üzere Afet Eylem Planları hazırlanmalı, sorunun yaşandığı bölgelere ait sel ve erozyon haritaları çıkarılmalı, tespiti yapılan bölgelerin imar planları felaketlere göre yeniden düzenlenmeli, dere yatakları imara açılmamalı, kaçak yapılaşma engellenmeli vs...”
Ülkede eğer insana değer veren bir yönetim olsaydı bu önlemler çoktan alınırdı...
Bundan sonra alınır mı? Ondan da emin değiliz...

Haberin Devamı

Ponpon kızlar...
Almanya’dan yazan okurumuz, Dünya Basketbol Şampiyonası’na halkımızın gösterdiği ilgisizliği eleştiriyor. “Sonra da olimpiyat düzenlemeye kalkışıyoruz” diyor...
Bu arada... Dünya Basketbol Şampiyonası’nda seyircileri coşturan ponpon kızlar, Başbakan’ın seyrettiği Türkiye - Rusya karşılaşmasında apar topar sansüre uğramış ve ortadan yok edilmişler. Dünya medyası bu durumu nasıl açıkladı bilemiyoruz. En doğru açıklama şu olurdu:
- Ramazanda güzele bakmak oruç bozuyor. Bizim büyüklerimiz de güzel gördüler mi bakmadan edemiyor. O yüzden çareyi ponponları ortadan kaybetmekte bulduk...