Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Seyrantepe'den Seyyare:
...Rüyamda CHP lideri Deniz Baykal'la beraber Atatürk Barajı'nın çevresinde piknik yapıyoruz...
Hava açık, tesisler güzel... Gürül gürül akan sular hoş bir müzik nağmesi gibi geliyor kulaklara... Gezinin ilerleyen dakikalarında baraj yakınlarındaki bir ağacın altına oturup yumurta, domates ve hıyardan oluşan piknik malzemelerini ufak ufak atıştırmaya başlıyoruz...
İlk lokmadan sonra Deniz Bey'e soruyorum:
- Nasıl, barajı geçebilecek misiniz efendim?..
Baykal kendinden emin:
- Bırak barajı geçmeyi, diyor, bu seçimlerde oylarımızı ikiye katlayacağız..
Şaşkın bir vaziyette domatesimi ısırıyorum:
- Ciddi misiniz?..
- Elbette ciddiyim... Ciddiyim, çünkü bu millet, minareler süngümüz diyenleri.. Devlet bankalarını babasının malı gibi görüp mafya babalarının desteklediği işadamlarına satanları... Adı sayısız yolsuzluk olayına karışmış şaibeli kişileri, bizim gibi demokrasiye, laikliğe, çağdaşlığa inanmış kişilere tercih edecek değil ya...
Kaş kaldırıyorum:
- İyi ama, kamuoyu yoklamaları aksini gösteriyor, diyorum.
Gülümsüyor Baykal:
- Sen o yoklamalara bakma,
diyor, Türk seçmesinin sandık başında ne yapacağı hiç belli olmaz... Göreceksin, 19 Nisan sabahı CHP eskisinden daha güçlü olarak Meclis'teki yerini alacak... Susurluk olayını aydınlatmak, laikliği yılmadan savunmak, devleti mafya ve çetelerden kurtarmak için tekrar kolları sıvayacak... Doğrulardan yana olanı cezalandırmak adalete sığar mı?..
YORUMU: Deniz Bey'in tahmini doğru Seyyare... Seçmen Deniz Bey'in hataları yüzünden CHP'yi cezalandırmanın yanlış olacağı düşüncesine geliyor yavaş yavaş... Doğrusu da bu... CHP herşeye rağmen öteki partilerden daha temiz...

***
Kurban bayramı trafiğinde geçen bayrama oranla daha az kişi ölmüş...
Gazeteler haberi sevinçle duyurdular...
Dünya üzerinde "az öldük" diye bizden başka sevinen ülke yoktur herhalde...
***

İstanbul

Falih Rıfkı Atay, "Taymis Kıyıları" adlı kitabında anlatır...
Fransa eski Başbakanı Sarraut, 1930'larda Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği'ne yaptığı ziyarette:
- İstanbul, Kürenin en güzel parçası, diye konuşur, peşinden ekler:
- Siz ona yalnız milletiniz namına değil, bütün insanlık hesabına bakmalısınız...
Falih Rıfkı bu satırları yazarken kendi kendine sorar:
- Kürenin en güzel parçası! Bunu elinde bulundurmanın zevki kadar mesuliyeti de yok mudur?..
Falih Rıfkı ve Sarraut, bugünleri görmedikleri için mutlu sayılmalıdırlar.

***
Hayatın boşa gidiyor bu ülkede, oyun boşa gitmiş çok mu ey halkım!..
***
Düşen uçağın ilk karakutusu bulunmuş...
Oyları düşen liderlerin kara kutuları ne zaman bulunacak acaba?..
***

Gökkafes durdu

Danıştay 6'ıncı Dairesi, Dolmabahçe'de artık tamamlanmak üzere olan Gökkafes'in inşaatını bir kez daha durdurdu. Ama nafile... 15 yıldır dura kalka göğe doğru ilerleyen Rantkafes böyle engelleri çok gördü. Çok yaşadı. Her defasında bir süre durdu, soluklandı, sonra deldi geçti. Rant bu... Hukuk mu dinler? Bu defa da deler geçer. Ancak yine de bir tedirginlik yok değil.
Efendim Rantkafes'in en tepedeki iki katı "rezidans" şeklinde düzenlenmiş. Krem tabakaya satılmış. Rezidansa yerleşmek üzere olanlar arasında kimi gazete yöneticileri de varmış. Seçim arefesinde inşaatın durdurulması, Anakent ve Şişli Belediye başkanlıklarına kimlerin geleceğinin belirsiz olması, Rantkafes'in sahipleri kadar müstakbel rezidans sahiplerini de rahatsız ediyormuş. Biraz sabır dilemekten başka söyleyecek söz bulamıyoruz bu durumda. Okurlarımız bu arada rezidansa yerleşecek gazete yöneticilerinin kimler olduğunu merak etmiş olabilirler. Yarın ve sonraki günlerde gazetelere bakınız. Danıştay'a ve hukuka karşı Rantkafes'i savunan en ateşli yazılar hangi gazetede yayımlanıyorsa, rezidans sahipleri o gazetededir...


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr