Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dernek, Sabancı Üniversitesi'nin okul ve kampus içinde Atatürk resmi ve heykeli bulundurmayan tek üniversite olduğunu bildiriyor. Bu tavrı protesto ediyor... Dernek üyeleri, üniversite yetkililerine bu tavrın nedenini sormuşlar... Aldıkları yanıt:- İdeolojik sembolleri kullanamayız, olmuş.Acaba Sakıp Sabancı hayatta olsaydı ne derdi? Sakıp Bey'in şu sözlerini ölümünden hemen sonra Milliyet'te Yaman Törüner yazdı:- Para her şey değil. Kazandık. Şimdi ülkem için kalıcı bir şeyler yapmak istiyorum... Üniversite kurdum. Müze açtım. Vakıflar kurdum. Ülkemi yurtdışında tanıttım. Kitaplar yazdım, bildiklerimi herkesle paylaştım. Şimdi yeni bir şey yapmalıyım. Ülkemin ihtiyacı olan ve benim yapabileceğim kalıcı bir hizmet yapmalıyım. Artık, amacım para kazanmak değil. Kazanılan parayı ülkemin hizmetine sunmak. Dünyanın büyük şehirlerine birer Atatürk heykeli mi yaptırmalı? Bana öyle bir şey söyle ki, bütün gücümü ona harcayayım...Sakıp Sabancı dünyanın büyük şehirlerine birer Atatürk heykeli yaptırmayı düşlerken... Kurduğu üniversite Atatürk'ü kapıdan içeri sokmuyor... İşte sözün bittiği nokta. Ermeni konferansı düzenleyen üç üniversiteden biri olan Sabancı Üniversitesi hakkında Öncü Gençlik Derneği'nin bir şikâyeti var... Abdullah Gül'ün korumaları, Komiser Rehn için Kayseri'de kurban kesmeye çalışan esnafa, "AB'ye giriyoruz" diyerek engel olmuş. Müzakere sürecinin kimseye faydası olmaz diyenler yanıldı; koyunlara oldu işte. Hüseyin Baş dostumuzun çok cimri olduğu söylenir... O ölçüde de esprilidir kendileri... Geçen akşam söz yine cimrilikten açıldı. Hüseyin Baş, cimri olduğu iddialarını reddetti:- Benim tanıdığım en cimri adam ressam Ömer Uluç'tur dedi... Ve anlattı... Geçenlerde birisi Ömer Uluç'a saati sormuş. Hüseyin Baş atılmış:- Boşuna sorma söylemez...- Neden?- Çünkü onun saatinde akrep vardır... Cimrinin saati... AB ile 10 ay sürecek tarama süreci, Bilim ve Araştırma konusuyla başlıyormuş. Bu konudaki tarama uzun sürmez... Demokrat geçinen kimi arkadaşlar, AB tartışmalarında demokratlığı elden bıraktı... Deniz Baykal'a ve AB üyeliğinin maliyetini sorgulayanlara, yani kendileri gibi düşünmeyenlere basıyorlar küfrü... Bir meslektaşımız da gazetelerdeki zafer manşetlerinden halkın sonuçtan memnun olduğu anlamını çıkarıyor. Acaba?Basınımız, Irak tezkeresi görüşülürken Türkiye'nin savaşa asker göndermesini destekliyordu. Ama anketlerde halk yüzde 90 oranında savaşa ve asker göndermeye karşıydı. Basın o zaman halkın değil, ABD ve iş dünyasının nabzını almıştı eline. Bugün halkın nabzını tuttuğuna emin miyiz? Nabzınıza bakalım Geçmişten adam hisse alırmış, ne masal şey, Kaç yüz senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? AB Komiseri Olli Rehn Kayseri'de iftar yaptı... Almanya Başbakanı Schröder de önümüzdeki hafta yapacağı Türkiye ziyaretinde iftara katılacak. İstanbul'da verilecek iftar yemeğine gazeteciler de davetli. Almanya Başbakanı iftara katılacak haberi gelince bakınız yakın tarih neler getirip koydu önümüze...Yıl 1989... Alman İmparatoru 2. Wilhelm, İstanbul'a gelip 2. Abdülhamit'le kol kola fotoğraf çektiriyor, ardından Kudüs'e, oradan Şam'a gidiyor... Dönüşte yaldızlı kâğıtlara Türkçe ve Arapça: "Sultan 2. Abdülhamit hazretleriyle onu halifeleri olarak benimseyen üç yüz milyon Müslüman, Alman İmparatoru'nun her zaman onların dostu olarak kalacağından emin olabilirler" yazdırıp halka dağıtıyor... Yavaş yavaş Wilhelm'in gizli bir Müslüman olduğu yalanı yayılıyor. Adı da kutsal toprakları ziyaret ettiğinden "Hacı Wilhelm"e çıkıyor... Müslümanların Hıristiyanları veli edinmesini yasaklayan Maide suresi, Wilhelm'in "hacı" olduğu yalanıyla aşılıyor. Bu bilgilerin verildiği Cengiz Özakıncı'nın "Yeni Osmanlı Tuzağı" adlı kitabında, bu sahteciliğin amacı da belirtilir: Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürge durumuna düşürmek... Alman çıkarları doğrultusunda kullanmak... Bu muhabbet 1914'te Almanların Türkiye'yi Birinci Dünya Savaşı'na sokmasıyla noktalanır. Osmanlı savaşa girdiği gibi İslam dünyasını da Almanya'nın yanında savaşa sokmak için "Cihad i ekber" ilan eder. Cihad ilanından bir ay sonra Enver Paşa 90 bin askeri Sarıkamış'ta kırdırır. Savaş sonunda Osmanlı yıkılır.Aynı oyun 2. Dünya Savaşı'nda da sahnelenmiş, Kudüs Müftüsü El Hüseyin, Hitler'in gizli Müslüman olduğunu ve Haydar adını aldığını yaymıştı... Mussolini'nin de Musa Nil adlı bir Müslüman olduğu yayılıyordu. Kafkaslar ve Balkanlar'da binlerce Müslüman bu yalanlara kanıp Alman ordusuna katılmıştı...Konuğumuzu iftara beklerken, neler çıktı tarihin sepetinden... m.asik@milliyet.com.tr Tarihten yaprak