Hukuk saldırı altında... Laiklik saldırı altında... TSK saldırı altında... Yurtsever aydınlar saldırı altında... Basın saldırı altında... Üniversiteler saldırı altında... Yargı organları saldırı altında... Anayasa saldırı altında...
İktidar partisi kendisini denetleyen, faşizmin önünü kesen, halkın yönetime katılmasını sağlayan tüm kurum ve kuruluşları baskı altına almıştır. Eziyor, ufalıyor, yok ediyor...
Bu baskı altında demokrasi yaşar mı?
* * *
Günümüzde yapılan tartışmalar ilk bakışta ulusal güçler ile onlara karşı olanların mücadelesi gibi görünüyorsa da...
Aslında bu tartışmalar “uluslararası güç odaklarının Türkiye üzerindeki planlarının” bir sonucudur...
ABD ve AB dayatıyor... İktidar partisi koltukta barınabilme ve dinci rejimi kurabilme uğruna dışardan gelen istekleri karşılamaya çalışıyor... Ulusal duyarlık sahibi güçler bu satışa karşı koyuyor...
Kavga işte bu çizgi üzerinde sürüyor...
Çatışma özünde ulusal güçlerle dış güçler arasındadır... Dış güçlerin cumhuriyet değerlerini yıkmak için yürüttüğü savaşa karşı içerden gelen dirençtir kavganın özü...
Bu savaşta savunulması gerekenler, yazının başında belirtilen saldırı altındaki kurumlardır. Güvenilmesi gereken de bu ülkenin öz güçleri yani; cumhuriyetçi, bağımsızlıkçı, hukuka ve demokrasiye bağlı kuruluşlar ile halk katmanlarıdır...
Erdoğan “Gerilimden beslenenler var” diyor.
“Darbe geliyor, darbe” çığlıkları atıp “darbe günlükleri, darbe mektubu, ıslak imzalı darbe mektubu, CD’li darbe mektubu” tefrika ederek gerilim yaratan yandaş medyayı ne de güzel tarif etmiş...
Gülhan Elmas
Metro gibi büs
Metrobüs bileti yüzde 33 zamlanarak 1.50 liradan 2 liraya yükseldi.
Neden? Çünkü İETT fena halde zararda...
CHP’li Belediye Meclis Üyesi, Mülkiyeli dostumuz Bülent Soylan “metrobüs”ü şöyle tarif ediyor:
“Memlekette en âlâsı yapılırken Avrupa’dan en pahalısı, üstelik ihalesiz olarak alınan, yolcuyu balık istifi taşıyan araç.”
Bülent Soylan halkın zamma tepki vermesine de şaşırmış. Diyor ki:
“Ey vatandaş... Bu otobüslerin tanesine üç trilyon verilirken neden tepki vermedin?”
İthaldeki usulsüzlüklerin faturası zamla çıkıyor...
Dostumuz PKK!
PKK terörüne 30 bin şehit veren bir ülkenin polis teşkilatı “terör” konulu uluslararası sempozyum düzenler de o sempozyumda PKK’nın konuşulmaması söz konusu olabilir mi? Ufuk Türkyılmaz’ın dünkü Akşam’da yer alan haberinden öğreniyoruz ki bu olmuş. Polis Akademisi’nin düzenlediği ve geçen hafta Antalya’da 18 ülkeden 255 uzmanın katılımıyla yapılan terör sempozyumunda Hizbullah’tan El Kaide’ye kadar bütün örgütler masaya yatırılmış... Ancak PKK konuşulmamış. Çünkü bu konuda sunum yapacak kişi son dakikada gelmekten vazgeçmiş... İşte açılımda son aşama...
Öymen’e linç...
Onur Öymen’in fırtına yaratan sözlerine bir kez daha göz atalım: TBMM’de demişti ki:
“Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok.”
Onur Öymen açıkça Atatürk’ün bir isyan halinde isyancılarla oturup konuşmak yerine o isyanı bastırma yolunu seçtiğini söylüyor. Dersim isyanı sırasında olagelen acı olayları onaylamak gibi bir amacı yok. Konusu da bu değil.. Konu AKP hükümetinin PKK ile mücadele etmek yerine müzakere yolunu seçmiş olması. Öymen şu soruyu da o yüzden ekliyor:
“Atatürk Dersim isyanını yapanlarla oturup konuştu mu?”
Öymen’in kastı Atatürk’ün isyancılara karşı tavizci davranmadığını anlatmak... Sivil halka verilen zararı onaylamak değil...
Ne var ki, dikkati başka yönlere çekmek isteyen istismarcılar ile onların etkisinde kalanlar tam kadro rüzgâr estiriyor.
Dersim isyanında bastırma emrini veren Atatürk, uygulayan Celal Bayar’dır...
Siz Celal Bayar’ın bugüne dek bu yüzden eleştirildiğini duydunuz mu? Dersim olayı adeta Onur Öymen’le birlikte anımsandı. Vur abalıya gidiyor. İyi niyetle rüzgâra kapılanları hariç tutarsak.. Sergilenen öfkenin altında hiç kuşkunuz olmasın etkin bir siyasetçi olan Öymen’in gücünü ve etkinliğini kırmak yatıyor...
Soru: Yandaş basın Albay Dursun Çiçek’in tahliyesine neden sinirlendi?
Yanıt: Çünkü onlar Albay’ı çoktan yargılayıp mahkûm etmişlerdi, ciddiye alınmadılar...
Haldun Ertem
Yürüyüş...
Bursa Barosu’ndan 300 avukat dün Heykel’e kadar yürüyerek telefon dinlemelerini protesto etti. İstanbul Barosu da yarın saat 12.00’de Tünel’den Taksim’e yürüyor. Parola:
“Yargı Savunmadadır, Ülke Savunmadadır! Dünya görüşü ne olursa olsun, hiçbir hukukçu buna sessiz kalamaz, kalmamalıdır.
Rejim çökmektedir. Başta siyasi iktidar olmak üzere herkes bunun altında kalacaktır. İnsan haklarının, hukukun, özgürlüğün güvencesi olan YARGI savunulmadığı takdirde, savunulacak hiçbir şey kalmayacaktır.”