Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Danıştay'a yapılan menfur saldırıdan sadece 3 saat sonra Başbakan'ın çevresinden ve Emniyet'in bir kanadından kulaklara şu fısıldandı.- Bu olayın altında başka şey aramayın. Bu cinayeti işleyen kişi ile Cumhuriyet gazetesine saldıran kişi aynı. Sedat Peker ve Veli Küçük gibi kişilerle ilişkisi var."Bu enformasyon Devlet Bakanı M. Ali Şahin çıkışlı. Şahin, aynı gün basına daha geniş olarak:- Sürprizlere hazırlıklı olun, mesajını verdi.Ertesi günden itibaren basına çete lideri olarak Muzaffer Tekin adı sızdırıldı, onun Veli Küçük, İbrahim Şahin gibi malum kişilerle fotoğrafları servis yapıldı. Gazeteler bu fotoğrafları kullandılar ve kullanıldılar. "Susurluk" başlıkları atıldı. Danıştay baskınını "ulusalcı çete" ye bağlama manevrası 4 gün sonunda fiyasko ile bitti.Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'yla konuyu dün tekrar konuştuk. Dedi ki:- Soruşturmayı yargının değil adeta yürütmenin yürüttüğünü... İçeriden dışarıya şimdiye kadar görülmedik ölçüde yapılan bilgi servisinin nedeninin de bu olduğunu daha baştan söylemiştim...Olaydan 3 saat sonra, hükümet ve emniyetin olayı Muzaffer Tekin ve yakınlarına yönelterek hedef şaşırtması esas azmettiricinin bulunmasını önledi. Alparslan Arslan eğer bireysel terörist değilse... Arkasındaki örgüt karanlığa gömüldü. Bunun hesabını kim verecek? İktidar sözcüleri neden konuşmuyor? Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün sütununda şu satırları okuyoruz: ABD Başkanı Bush, "Türkiye'yi komünizmden kurtardık" demiş. Bir de ABD'den kurtarsalar, öpülesi elleri olur... Berlin Büyükelçi'miz M.Ali İrtemçelik, Başbakan Erdoğan'ın incitici davranışları karşısında istifa etmeli miydi? O anda ne düşündü? Kendisiyle dün Cumhurbaşkanı Sezer 'le görüşmesinden önce konuştuk:"O ortamda konumumun ve sorumluluklarımın gerektirdiği gibi davranmış olduğumu sanıyorum.Ancak esas ve önemli olan kendilerini temsil ayrıcalığını taşıdığım Sayın Cumhurbaşkanı'mızın görüş ve takdirleridir. Bunları bilmek ihtiyacındayım. Kabulleri sırasında başkaca bir değerlendirmeleri ve benden başka bir beklentileri olduğunu öğrenir ve hissedersem bunu emir sayar, gereğini duraksamadam yerine getiririm. Başka türlüsü kamu hizmetinde zaten olamaz veya ben yapamam..."M. Ali İrtemçelik, 2 gün önceki yazımızdaki bir cümleye de açıklama getiriyor:- 2000 yılı Mayıs'ında Başbakan Ecevit'le görüş ayrılığı yüzünden istifa ettim. Sizin sözünü ettiğiniz "Beyin sarsıntısı geçirmiş gibi" şeklindeki sözlerim ise 2001 Şubat'ında hükümetten ayrıldıktan sonra Ecevit'e değil, hükümete yöneltilmiş bir eleştiridir. Söz İrtemçelik'te... Ülkemizde gazetecilik kolay mesleklerden biri haline geldi! Başbakan'ı izleyin yeter. Her lafı, her yaptığı ayrı haber... Almanya'da sivil toplum örgütleriyle toplantı düzenliyor. İslami holdinglere para kaptıran vatandaşların kurduğu Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Demirci, "1 milyon holdingzede var" deyince kızıyor, onu provokatörlükle suçluyor, sonra mikrofonun açık olduğunu unutup Devlet Bakanı Ali Babacan'a dönüyor:- Çağırın şu sahtekârı, derdi neymiş anlayalım, diyor...Sahtekâr dediği İslami holding temsilcisi değil. İslami holdingler tarafından dolandırılan yurttaşların dernek başkanı... Muhammet Demirci haklı olarak Almanya ve Türkiye'de Başbakan aleyhine dava açacağını söylüyor. Ekliyor:- Özellikle Münih Savcılığı'nın, holdinglerin topladığı paraların Fazilet ve Refah Partisi'ne gittiğine ilişkin raporları var. Konuyu Alman Başbakan Merkel, Erdoğan'a aktaracaktı. Ama raporlar geciktiği için aktaramadı.Bu konuda TBMM'de bir araştırma komisyonu kuruldu, kurul raporunu hazırladı. Ancak rapor 2 yıldır TBMM Genel Kurulu'na inmiyor. Belli ki iktidar partisi konuyu görüşmekten kaçınıyor. Kimi iktidar bakanları, malum, YİMPAŞ'ın Almanya'daki mağaza açılışlarına da katılmış, yurttaşları YİMPAŞ'a para yatırmaya teşvik etmişti. İlişkiler hayli içli dışlı. Konu ikircikli... Gel sahtekâr IMF talimatıyla sağlık harcamaları azaltılacak. Bu durumda cenaze harcamaları artacak demektir! m.asik@milliyet.com.tr