"Selanik Belediyesi'nin şehrin en büyük meydanlarından birine sözde Pontus soykırımı anıtı yaptıracağını, anıtın ihale sürecinin bittiğini ve çok yakında inşasına başlanacağını" bildirmiş, hükümetin tepkisizliğini eleştirmişti.Türkiye'den o gün bugün anıta tepki anlamında tek söz çıkmadı. Son Selanik ziyaretinde Ata'nın evindeki defteri yırtan Başbakan Erdoğan, anıta en küçük bir protestoda bulunmadı. Üniversitelerimiz ve kültür kuruluşlarımız da oralı değil. Yunanlı Yazar Nakratzas'ın bu konuda Yunan kaynaklarına dayanarak yazdığı metinler vardır. Nakratzas, 1914 - 1922 arasında Karadeniz'de 300 bin Rum'un katledildiği iddiasını "asılsız yaygara" ve "büyük yalan" diye niteler... Benzeri bir araştırmayı yapmış Türk var mıdır? Duymadık... ***Anıtı yaptıran Selanik Belediye Başkanı Vasilis Papayeorgopulos, önümüzdeki ay İzmir'e gelecek ve Selanik ile İzmir'in kardeş şehir ilan edileceği törene katılacakmış!..İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile görüştük dün... Bu ziyareti ve kardeş şehir projesini erteleme veya iptal niyetindeydi. Durumu Dışişleri Bakanlığı'na bildirip görüş isteyeceğini söyledi. Selanik Belediye Başkanı Vasilis'te biraz utanma varsa zaten gelmez. Selanik'teki ikinci "Pontus soykırım anıtı" önceki gün törenle açıldı. Anıtın inşasını CHP Milletvekili Onur Öymen geçen yaz haber vermişti... İnternethaber'de 19.07.2005 tarihinde yayımlanan haberde Onur Öymen: Milli Eğitim'de 2 bürokrat, 2 kadınla öğretmenevinde fuhuş yapmış. Bu iktidarın bürokratları arasında "kadın kapatmayı" başka türlü anlayanlar da var anlaşılan... Atıf Yılmaz'ı, o yarım yüzyıllık sinema anıtını, biz de birkaç satırla uğurlayalım...Seni Seviyorum Sinama adlı kitapta Leyla Özalp anlatır. Duygu Asena'nın "Kadının Adı Yok" romanı filme çekilmiş. Çoğu filminde asistanlığını yapmış olan Leyla Özalp, film vizyona girdikten sonra Atıf Yılmaz'a durumu sormuş:- Rezil olduk Leyla'cığım, film çok iyi gidiyor...- Neden rezil olasınız canım?- Film kötü oldu ama çok iş yapıyor da ondan...Mesleğine böylesine saygılıydı Atıf Ağabey... Atıf Ağabey... Vize işi çığrından çıktı... Avusturya Montan Üniversitesi mezunu Murat Özaydın, mezuniyetinden 17 yıl sonra çocuklarıyla birlikte eğitimi süresince yaşadığı Leoben kentini ziyaret etmek istiyor. Vize için Avusturya Başkonsolosluğu'na başvuruyor... Turist vizesi için kendisine 38 gün sonraya randevu veriliyor... Tam üyelik görüşmelerine başlayan ülkelere AB vizeyi kaldırıyor. Bize karşı uygulama ise tersine... AB sürecinde Avrupa'ya yaklaştığımızı sanırken Avrupa bizden uzaklaşıyor. Hatta kaçıyor! Avusturya vizesi Fotoğrafın ufkunda deniz ve kotralar... Kıyı kısmında derme çatma binalar... Hürriyet'teki fotoğrafın altına "Göcek Oto Sanayii" diye başlık atılmış... Gerçekten de yapılanma varoşlardaki gecekonduları ya da oto tamirhanelerini anımsatıyor... Ege ve Akdeniz'in cennet kıyılarında sakil yapılaşma sürüyor. Bodrum'dan örnek verelim... Toplam 50 koyun olduğu Bodrum'da bakir, yapılaşmaya açılmamış sadece 3 koy kaldı. Bu 50 koydan 14'ü yapılaşma dolayısıyla Mavi Tur kapsamından çıkarıldı. Peki bu koy katliamı nasıl yapılıyor:CHP'li Erdal Karademir anlatıyor:- Koylar turizme, yani imara neden açılır? En basit sebebi söyleyeyim, mevcut yatak kapasiteniz yetersizdir, onu artırmak için açarsınız. İyi de bizde bırakın kapasite eksikliğini, fazlası var. Turistik tesisler ortalama yarı kapasiteyle çalışıyor. Durum buyken bakir koyların turizm alanı ilan edilip imara açılmasının turistik kaygılarla izahı mümkün değil...- Peki nedir amaç?- Bu koyları özel şahıslara peşkeş çekmektir. Verilen tahsislere bakarsanız büyük çoğunluğunun çok büyük araziler üzerinde 15 - 20 yataklık küçük tesisler olduğunu görürsünüz. Ve bunların çoğu da villadır. Yani adam ya kendisi oturacak ya da satacak.- İyi de izni turistik tesis diye alıyor.- Evet öyle. Ama daha sonra kendisi kullanırsa yapacağın hiçbir şey yok ki. Ne yapayım, turist gelmedi, boş tutacak değildim ya, kendim kullanmaya başladım der, oturur...***Turizmcilerin, Turizm Bakanı Atilla Koç'la ilgili "Deniz turizminden rahatsız oluyor" görüşlerini... Ve Atilla Koç'un koyları yapılaşmaya açarken sarf ettiği "Bu koyların turşusunu mu kuracağız" sözlerini de tabloya eklerseniz... AKP'lilerin koyları turizmden arındırıp bizzat yerleşme niyetinde olduğunu düşünmez misiniz? Koy katliamı! Devlet Bakanı M. Ali Şahin, Haliç'te Hülya Avşar'la tenis oynamış. Cumhuriyetin getirdiği kadın özgürlüğünden yararlanan Bakan Bey, acaba eşinin Kaya Çilingiroğlu ile tenis oynamasına izin verir mi? m.asik@milliyet.com.tr