Silifke'yi sel basması bir doğa olayı değildir, diyor Profesör Zafer Üskül... Ya nedir? İhmal... Prof. Zafer Üskül'ün yetkililere gönderdiği mektubu birlikte okuyalım:
"...İki yıl önce Gezende Barajı'nın kapaklarının açılması üzerine yaşananlar, bu kez daha ağır bir biçimde yaşanmıştır. Son aylarda Toroslar'a ve İç Anadolu'ya yağan kar miktarı bellidir. Son günlerde havanın ısınacağı ve ülkemizin önemli bir bölümünün lodos rüzgârının etkisinde kalacağı meteoroloji yetkililerince bildirilmiştir. Bunun sonucunda, karın hızla erimesi beklenen bir olaydır. Bu beklenti karşısında, baraj suyunun daha önceden boşaltılmaya başlanması gerekirdi. Yöneticilerin doğru kararı zamanında verip suyu erken boşaltma cesaretini gösteremediği anlaşılmaktadır.
Bu felaket göz göre göre yaşanmıştır.
Gezende Barajı'nı yönetenlerin ihmali, öngörüsüzlüğü, Meteoroloji örgütüyle eşgüdüm sağlamamış olması, kapakları açmak için son anı beklemesi, iki yıl önceki felaketten hiç ders almamış olması, Silifke kenti ve ova köyleri halkını bu duruma düşürmüştür...
Görevliler hakkında soruşturma açılmasını, benim, ailemin ve halkın uğradığı zararın giderilmesi için gereğinin yapılmasını arzederim."
Televizyonu çok eğitici buluyorum, ne zaman birisi televizyonu açsa yandaki odaya gidip kitap okurum.
Tayyip Erdoğan, "CHP denince aklıma susuzluk geliyor" demiş... AKP denince de bütün dünyada akla "şerefe su kadehi kaldırmak" geliyor....
Büyük Ortadoğu Projesi BOP yeni umudumuz... Başbakan Tayyip Erdoğan "Diyarbakır BOP'un yıldızı olacak" dedi geçenlerde. Peki BOP nedir? Onu Amerikalılar bile tam bilmiyor. Çünkü henüz tam şekillenmedi.
Yazar Hüsnü Mahalli "BOP"a "BİP" adını takmış... Yani: Büyük İsrail Projesi... Doğrusu bu akla daha yakın... ABD'nin Ortadoğu'ya Diyarbakır'ı zengin etmek için değil petrol ve İsrail'in çıkarları için indiği düşünülürse BİP adındaki isabet ortaya çıkar. Uyuyanları uyarıyoruz: Biiiiiiiip...
Dünya döndükçe her türlü değişim, dönüşüm, başkalaşım da elbet yaşanacaktır... Eskiden akılsızdım, şimdi akıllandım.. Güzel... Eskiden solcuydum şimdi sağcıyım.. Sen bilirsin... Eskiden yerli postal yalardım, şimdi Amerikan postalı yalıyorum... Aferin... Eskiden diktacıydım, şimdi serbest piyasacıyım... Fevkalade iyi... Demokratım ama Amerikan tekellerinin çıkarlarını Türk halkının çıkarlarından daha öncelikli görüyorum...
Fırıldak bir kez dönmeye başladı mı nerede duracağını kestirmek zor...
Almanya'nın Ankara'daki Büyükelçisi Wolf Ruthard Born 8 ay önce Meksika'dan Türkiye'ye atanmış. Bizleri seviyor. Büyükelçi Vatan gazetesinde Değer Akal'ın sorularını bakınız nasıl yanıtlayor:
- Türkiye aklınıza ne getiriyor?
- Türkiye AB'ye aday, ancak bir yandan da Doğulu. Kültürü, müziği ve tarihi ile bir yandan çok çekici bir ülke. Doğu ile Batı'nın büyüleyici bir karışımı. Ancak aynı zamanda "ürkütücü"... Biz Batılıları biraz korkutuyor.
- Sizi asıl korkutan ne?
- Çok farklı bir kültür. Din ve kadın ile erkeğin toplumdaki rollerinden tutun, giyim ve geleneklere kadar bambaşka bir dünya Avrupalı için. Katı ve tolerans tanımayan İslam anlayışı. Bizi asıl korkutan bu.
- Sizce Türkiye demokratik, laik bir ülke değil mi?
- Hayır. Devlet yapısı laik ama Müslüman. İnsanlar hâlâ dini kurallara göre yaşamını belirliyor. Siyasetçi de...
***
Efendim bu iktidar şeriatçı olsa AB'ye giriş başvurusu yapar mıydı?
Kimileri AKP'nin şeriata değil Avrupa'ya ilerlediğini bu sözlerle kanıtlamaya çalışıyor. Ama Almanlar (Büyükelçi aslında Alman halkının çoğunluğunun kaygılarını ifade ediyor) belli ki o gerekçeye kulak asmıyor. Türkiye'nin kendi gelenek ve kurallarını AB'ye taşıyacağından kaygılanıyor.
Bu endişeler yersiz diyebilir miyiz?
Türkiye'de resmi protokolü ve günlük yaşamı dinselleştirmeye, laik anayasayı delmeye çalışan AKP iktidarının, tam üyelik halinde aynı kavgayı AB'nin laik kurumlarına karşı vermeyeceğine Avrupa'yı inandırabilir miyiz? Kendi devletine dinsel motifli dayatmalarda bulunan bir iktidarın AB içinde yer aldığı takdirde Avrupa'ya aynı dayatmada bulunmaması için ne sebep var?
Tayyip Erdoğan, kadınları siyasete davet etmiş...
Onları aday göstermediğine göre "seyirci" olarak davet ediyor demektir
***
Türkiye, kadına dayak konusunda yüzde 5.8'lik oranla Bangladeş, Etiyopya, Hindistan ve Mısır'ın önündeymiş.
Allah bilir o ülkelerde "Töre cinayeti" falan da yoktur...