Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dört büyük meslek kuruluşu, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB her hafta çarşamba günü İstanbul Taksim Parkı’nda bir saatlik oturma grevi yapıyor ve burada bir basın bildirisi okunuyor... Başbakan’ın, “Türkiye’de demokrasi standartları her geçen gün biraz daha yükseliyor” dediği günün ertesinde, yani dün, emekçiler bakın ne diyordu:
“Baskı ve yasaklarla sendikal örgütlülüğümüz zayıflatılmak, zaten sınırlı olan örgütlenme özgürlüğümüze tamamen set çekilmek, grev ve toplu sözleşme haklarımız yok edilmek, mesleki sorumluluklarımızı toplumsal yarar doğrultusunda kullanmamız engellenmek isteniyor.
İktidarın sermaye yanlısı politikaları sonucu hak ve özgürlükler adeta kuşatılmıştır. Bu kuşatılmış demokraside gösteri ve yürüyüşlere, grev hakkına, hak aramaya yer yoktur.
Hak aramanın karşılığı Tekel işçilerine, itfaiye işçilerine, DİSK’lilere, KESK’lilere, TMMOB ve TTB’lilere ve toplumun örgütlü kesimlerine reva görüldüğü gibi, baskı ve şiddet olmuştur.
Bu saldırılar sadece tek tek kitle örgütlerini, sendikal ve mesleki örgütleri ‘hizaya getirmek’ için yapılmamaktadır. Bu saldırılar, toplumda siyasi iktidara gerçek gündemle muhalefet eden ve hükümet politikalarının gerçek yüzünü ortaya çıkaran emek, barış ve demokrasi güçlerinin bir bütün olarak susturularak, örgütsüz bir toplum yaratılması için yapılmaktadır...”
Emekçilere uygulanan “demokrasi standartları” da işte bunlar...

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Kıbrıs’ta kritik viraja girildi” demiş.
Şarampole uçmaya az kaldı demektir...
* * *
Zorla dilendirilen çocukların sorunu Meclis’e taşınmış.
Zorla parmak kaldırıp indirenler çözer inşallah...
Fahrettin Fidan

Anadolu Ajansı
Anadolu Ajansı’nda 17’si gazeteci 25’i idari personel 42 kişinin işine son verildi... Çağdaş Gazeteciler Derneği diyor ki:
“İşten çıkarmalar son günlerde yüksek sesle ifade edilir hale gelen totaliter toplum yaratma özlemini ve baskısını doğrulayan niteliktedir...”
İşten çıkarmaların 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’na rastlatılması da iktidarın ayrı bir cilvesi olsa gerek...

Haberin Devamı

Bu da bir huy...
Başbakan Erdoğan’ın eski yardımcılarından Abdüllatif Şener, 4 Ocak’ta Habertürk’te Balçiçek Pamir’in kendisiyle yaptığı röportajda bakın aynen ne diyor:
“Sayın Başbakan hep ne yapıyorsa tersini söyler. Huyu öyledir, sürekli kavga yapar, sert eleştiriler yapar sonra bir bakarsınız, konuşmasında ‘Biz kavganın tarafı olmayacağız’ diye bir cümle görürsünüz. Yani ne yapıyorsa tersini konuşma huyu vardır...”
Abdüllatif Şener’in bu sözlerini ne zaman mı hatırladık?
Erdoğan önceki gün parti grubunda:
“...Ak Parti’nin kitabında otoriterlik, totaliterlik, vesayetçilik, dayatmacılık, baskıcılık, tek seslilik, tahammülsüzlük yoktur” diye konuşurken...

Tefeci devlet!
Yozgat Akdağmadeni’nden Tevfik Atik adlı çiftçi vatandaş bankadan 5 milyar lira kredi almış. Ancak borcunu zamanında ödeyemeyince faiz binmeye başlamış. Tevfik Atik bugüne kadar 13 milyar lira ödemiş. 48 milyar daha istiyor devlet.
Sivas Şarkışla’dan bir başka çiftçi... 1999’da 18 milyar lira kredi almış, bugün kendisinden istenen para 198 milyar 553 milyon lira...
Mevlut Koçak, 3 milyar lira almış, borcu bugün olmuş 56 milyar lira. Edirne’den Ardahan’a yüz binlerce çiftçi borçlarını ödeyemedikleri için şimdi hacizle karşı karşıyalar. Ve her gün yüzlercesinin malı - mülkü haczediliyor. Devlet resmen ve en vahşisinden tefecilik yapıyor.
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt konuyla ilgileniyor. Peki ne sonuç almış? Kendisini dinliyoruz:
“Ben bir şeyler yapmaya çalıştım. Önce, bu faizlerin silinip ana paranın beş takside bölünmesini öngören bir yasa teklifi verdim. Ardından bana gelen mağdur çiftçileri AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’la görüştürdüm. Sayın Elitaş çiftçilerin gösterdiği belgeleri görünce gözlerine inanamadı. Konuyu araştırıp değerlendirecekleri vaadinde bulundu. Bu vaadin hemen ardından ne mi oldu? Verdiğim kanun teklifi AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.”

Haberin Devamı

Gündem değişti yine... Dün “Kürt açılımı”nı konuşuyorduk, bugün Kurtlar Vadisi’nin İsrail’le aramızı açmasını...
Haldun Ertem

Alçak koltuk...
İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Danny Ayalon’un Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol’u kendisinden daha alçak koltuğa oturtup gazetecilere İbranice “Bizim yüksek, onun daha alçak bir koltukta oturduğuna dikkat çekerim” demesi tarifi mümkün olmayan aşağılık bir davranıştır... Sahibini küçültür. Ancak ilişkilerin baştan itibaren tırmanmasında ve gelinen noktada bizimkilerin katkısı da az değil.
Gerilim Türkiye’nin İran, Hamas, Suriye, Libya, Sudan ekseninde prestijini artırıyor belki ama... Ortadoğu’da tehlikeli şekilde taraf oluyoruz. Yıllardır temel Ortadoğu politikamız malum; tarafsızlıktır.