Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AKP’nin anayasa değişikliğine “evet” oyu kullanan Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Füze Kalkanı projesine “hayır” diyor... Meseleyi net ve doğru çizgilerle ortaya koyan Şener bu konuda ufuk açıyor. Bakınız hangi noktaların altını çiziyor:
“Füze Kalkanı, sadece bir savunma sistemi değildir. Kitle imha silahlarına karşı aktif savunmayı da içermektedir. Yani taarruzi maksatlı nükleer silah kullanımını da içermektedir.
Lizbon Zirvesi’nde hedef ülkenin isminin zikredilip zikredilmemesinin hiçbir önemi yoktur. Hedef bellidir. Hedef Ortadoğu’dur. Bazı İslam ülkeleridir.
Füze Kalkanı Projesi’nin Türkiye’nin güvenliğiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu proje Türkiye’yi tarafı olmadığı bir çatışmanın ‘savaş alanı’ haline getirmektedir.
Füze kalkanı Türkiye’nin bağımsız dış politika inisiyatifini yok etme anlamına gelmektedir.
Mevcut iktidarın siyaseten böyle bir kararı alma hakkı yoktur. Bu ülkenin geleceğini, hareket ve karar özgürlüğünü yok etme hakkı yoktur.
Konuyla ilgili olarak, parlamento suskundur, siyaset suskundur, sivil toplum kuruluşları suskundur, basın suskundur. Demokratik bir toplumun gerekleriyle ilgili tüm mekanizmaların siyasi iktidar tarafından tahrip edildiği bir Türkiye manzarası yaşıyoruz.
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’yi sürüklediği yer işte burası. Bir ülkenin başına böyle bir suskunluk ortamından daha büyük felaket gelemez.”

Haberin Devamı

* KPSS sınavında içilecek sudan şekere, kalemden saate kadar her şeyi ÖSYM verecekmiş...
Türban konusunda açıklama yapmadılar; acaba türbanı da onlar mı verecek?
Yurdagül

Sahhaf kimdir?
Türkçe âşığı Kemal Kırar dostumuzla sohbet ederken söz “sahaf” sözcüğüne geliyor... Kimi yerde “sahaf” yazar kimi yerde “sahhaf”.. Aradaki fark nedir? Kemal Bey diyor ki:
- Birbirinin müştakı olan (aynı kökten gelen) “sahhaf” ve “sahaf”ın anlamları elbet farklıdır. Mesela, “sahhaf” sadece elden düşme/ikinci el kitap alıp satanlara değil, aynı zamanda, “Çoğu kimse tarafından değeri bilinmeyen, kenarda köşede kalıp unutulmaya veya yok olmaya yüz tutmuş her türlü matbu ve yazma eseri hayata döndüren ve aynı zamanda bu işi sadece ticari kaygı gütmeden, gönüllü bir kültür hizmeti olarak da gören kişi”dir. Sahaf ise, bu seçkin kültür hizmetinin verilmesi, yani mesleğin ismidir. Bir bilgicik: Malumunuz “hat sanatı”nı ustaca tatbik edenlere “hattat”, “oymacı-mühürcü-klişeci”lere de “hakkak” denmektedir.
* * *
Söz arasında önümüzdeki cumartesi günü (27 Kasım) Simurg tarafından düzenlenecek müzayedenin bilgilerini de aktarıyor Kemal Bey... Taksim Lamartine Caddesi Lion Otelinde 15.00’te yapılacak müzayedede Hüseyin Türkmenoğlu’nun kütüphanesi satışa çıkıyor... Kimdir bu zat? Öğreniyoruz:
“Ege âşığı bir İzmir beyefendisi olan merhum Hüseyin Türkmenoğlu, ömrü boyunca Ege’nin tarihi, arkeolojisi, mimarisi ve nümismatik ile ilgili kitaplar topladı. Yemek kültürü üzerine inanılmaz bir bilgi birikimi vardı. Koleksiyoner olarak ilgi alanı madalya para koleksiyonculuğu idi. Para ve madalya kitapları da Simurg tarafından açık artırmaya çıkarılmaktadır.”
Katalog www.simurg.com.tr adresinde...

Haberin Devamı

Zorlu
Zorlu Holding’in Manisa’da kuracağı nikel tesisi ile ilgili kaygılarımızı belirtmiştik dün. Önümüzde kötü bir Sardes örneği vardı çünkü. Holding Başkanı Ahmet Zorlu, dün gönderdiği açıklamada kaygılarımızı giderici bilgiler veriyor. Diyor ki:
“Manisa’da gerçekleştireceğimiz nikel yatırımı konusunda çevreye azami önem göstererek hareket etmekteyiz. Bu projede, maliyeti daha yüksek olmasına rağmen ‘kapalı sistem’ denilen ve çevresel etkileri en aza indirecek bir yöntemle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ayrıca hiçbir yasal zorunluluğumuz olmamasına rağmen, nikel madeninin çevresine 200 bin adet çam fidanı dikiyoruz...”
Ahmet Bey Lüleburgaz fabrikasındaki arıtma tesisinin de çevreye olan hassasiyet sonucu kurulduğunu, tesisten çıkan atık suda bugün balıkların dahi yaşadığını, fabrika çevresinde de 25 bin ağaçtan oluşan küçük bir orman oluşturulduğunu kaydediyor.
Teşekkürle...

Haberin Devamı

Fransızlar kediye kedi diyormuş ya... Bizde öyle bir zorunluluk yok... Yeri geliyor ayıya maganda, köpeğe yalaka, kaza enayi, koyuna saf diyebiliyoruz...
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’yi cami inşaatlarında yolsuzluk yapmakla suçlamış.
Koskoca adamlar, camilerden pabuç çalacak değillerdi herhalde!
Haldun Ertem

Balyoz
Hükümet üç generali görevden aldı... Olayı Balyoz davasının avukatlarından Hüseyin Ersöz şöyle yorumluyor:
“Bu karar TSK Personel Kanunu’nun 65. maddesine dayandırılmakla beraber temelde ‘masumiyet karinesinin ihlali’ anlamına geliyor. Bakanlığın tasarrufu ile görevden alınan bu kişiler hakkında bir yargı kararı bulunmadığı gibi sanıkların ifadesi dahi alınmış değildir. Duruşmalar 16 Aralık’ta başlayacaktır. Bu durumda alınan karar yargıya müdahale anlamına gelmektedir. Hükümet bu kararıyla sanıkların suçlu olduğuna dair kuvvetli kanaate sahip olduğunu ihsas ediyor. Yargı ister istemez bu karardan olumsuz yönde etkilenecektir.”

“Silahlı mücadele miadını doldurdu” diyen Osman Baydemir, BDP’yi bölmüş.
Neye niyet neye kısmet... Türkiye’yi bölmek isterken kendileri bölündü!
Fahrettin Fidan

Destek
Başbakan Erdoğan’ı İTÜ ziyareti sırasında protesto eden 18 öğrenci hakkında mahkeme 15’er ay hapis cezası verdi.
Bugün 12.30’da İTÜ Maslak Kampüsü’nde düzenlenecek barışçı protestoya TTB, DİSK, TMMOB, Eğitim-Sen’in yanısıra Pınar Sağ, Yavuz Bingöl, Nejat Yavaşoğulları, Ezel Akay, Onur Akın, Erdal Erzincan, Bülent Ortaçgil gibi sanatçılar da destek verecek.