Tekel'in içki üreten 16 fabrikası özelleştirilerek, Limak, Mesa - Nurol, Özaltın ve Türtsab'ın oluşturduğu dörtlü konsorsiyuma 292 milyon dolara satıldı. Fabrikaların devir işlemi bugün yapılıyor. Tekel'i denetleyen KİT Komisyonu üyesi CHP Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, bu özelleştirmenin resmen "peşkeş" olduğunu söylüyor, nedenlerini de şöyle anlatıyor.
- Fabrikalar özelleştirilirken pazarlık yapılmadı. Dörtlü konsorsiyumun teklif ettiği 292 milyon dolarlık rakam hemen kabul edildi.
- Yeni Rakı ve votkanın sadece marka değeri bile 200 milyon doların üzerinde... Şu anda bu fabrikaların toplam 150 milyon dolarlık stoku var ama stokların kimde kalacağı yönünde bilgi yok...
- Aynı şekilde bankalardaki paraların kime ait olacağı da belirsiz. Ben, Tekel'i de denetleyen KİT Komisyonu üyesi olarak fabrikaların bankada ne kadar parası olduğunu öğrenemedim...
- Ancak belli olan bir şey var; işten çıkarılacak 1.600 civarında işçinin 30 milyon dolar tutan kıdem tazminatını Tekel ödeyecek...
- Bu fabrikalara devlet son 5 yılda 260 milyon dolar yatırım yapmıştır...
- Özelleştirme İdaresi'nin ilke kararına göre devleti zarara uğratan firmalara mal satılmaz. Mesa Nurol'un Meclis Genel Kurulu'nun yenilenmesi işinde devleti uğrattığı zarar ortadayken bu ilke kararı da çiğnenmiştir.
Tayyip Erdoğan, Turgut Özal'ı aşabildiği takdirde kendisini başarılı sayacakmış.
Özal'ı aşabilmesi için ondan daha fazla hırsız yaratması gerekir...
ABD Dışişleri Bakanlığı, İnsan Hakları Raporu'nda, Türkiye'deki işkenceyi eleştiriyor... Keyfi gözaltıları protesto ediyor...
Haklılar.. Bunlar bizim ayıplarımız... Peki ya ABD'nin ayıpları?
Ulaslararası hukuku çiğneyerek Irak'a saldımak, binlerce insanı öldürmek... Guantanamo'da yüzlerce tutukluyu 2 yıldır mahkemeye çıkarmadan insanlık dışı koşullarda barındırmak... Bizim hükümet neden bunları eleştirmiyor?
Cesaret budur, Bush'un yanında ayak ayak üstüne atmak değil...
Deniz Baykal, "Seçimi AKP kazanır" demiş.
Deniz Bey'in tek derdi malum; CHP'deki parti içi seçimi kazanmaktır.
Bazı başkan adayları malvarlıklarını açıklıyorlar... Maşallah her biri han, hamam, apartman yönünden karun gibi zengin... Peki bu açıklama ne işe yarayacak? 5 yıl sonra görevi bırakırken yine mal beyanında bulunacak, bize bir kıyaslama imkânı verecekler mi? Şu anda görevi tamamlayan belediye başkanlarından 5 yıl önceki ve bugünkü mal beyanlarını açıklayan var mı? Varsa önünde şapkamızı çıkarıp her iki mal beyanını yayımlamaya hazırız. Bekliyoruz...
Radikal gazetesinde Neşe Düzel bu hafta Mehmet Metiner'le konuştu... Mehmet Metiner AKP lideri Tayyip Erdoğan'ın hem dava arkadaşı hem RP İl Başkanlığı ve İstanbul Belediye Başkanlığı dönemlerinde danışmanı... Metiner diyor ki:
"Biz 1980 öncesinde kadın eli sıkmanın günah olduğuna inanırdık.. Tıpkı Taliban gibi düşünürdük. Nemrut Dağı'ndaki heykelleri yıkmayı düşünüyorduk..."
"Ben ve arkadaşlarım 1980'lerin sonunda değişmeye başladık. Bazı arkadaşlarımız ise son yıllarda değişti..."
"Siyasal İslamın Türkiye'de geçerli olmayacağı 28 Şubat sürecinde görüldü... İslamcıların demokrasiyi keşfi ne yazık ki böyle olabildi..."
"Tayyip Erdoğan 1990'ların ortalarından itibaren çok ciddi bir zihinsel değişim içine girdi... Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi kuranların tamamına yakını kökten değişti... Artık demokrasinin ve laikliğin gerekli olduğuna inanıyorlar..."
"Bizim bir dönem kafamızda tasarladığımız şeriat rejimi, İslam devleti, tamamen totaliter, baskıcı, dinsel bir diktatörlükten başka bir şey değildi."
"On yıl öncesine kadar ben bile dinden çıkan bir insanın öldürülmesi gerektiğine inanırdım.."
On yıl önce dediğiniz, 1993 -1994...
O yılları anımsayalım... Mesela 1990'ı... O yıl peş peşe Prof. Muammer Aksoy, Prof. Bahriye Üçok ve Turan Dursun'u kaybettik...
Neden öldürüldü bu değerli aydınlar?
Türkiye'nin adım adım şeriata götürüldüğünü ısrarla söyledikleri için...
1993 yılında Sivas'ta 37 aydın neden yakıldı?
Türkiye'yi şeriata karşı uyaran Aziz Nesin'in peşinden gittikleri için...
Şimdi ne duyuyoruz? O insanların haklı olduklarını. Doğruyu söylediklerini... Ve halkı uyarmak adına canlarını verdiklerini... Büyük trajedi...