O bir kişi de aslında Türkiye çapında adı anılması gereken bir isim:CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu idi...Eski Toprakbank ve Kentbank Genel Müdürü olan CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu adeta devlet gibi çalışıyor... Malatyaya ışık saçıyor... Aslanoğlunun eğitime katkılarını DHA Malatya Temsilcisi Mikail Pelit şöyle anlatıyor:- Mevlüt Bey kendine "modern dilenci" adını takmış. Vaktinin çoğunu büyük kentlerdeki Malatyalı işadamlarını ziyaret etmek ve onları örgütlemekle geçiriyor... İş adamlarının ve şirket yöneticilerinin katkısıyla bugüne dek Malatyaya 800 bilgisayar getirdi. Bu bilgisayarların 550 tanesi okullara dağıtıldı. 250 kadarı da sağlık ocağı vs gibi kuruluşlara verildi. Bu arada Malatya Üniversitesinde kurulu olan Türkiyenin en büyük internet merkezine 60 bilgisayar cihazı kazandırdı... Bugün Malatyada köy okullarının çoğunda bilgisayar var ve Malatya bunu Aslanoğluna borçlu...Evet... Milli Eğitim Bakanı hiç unutmaması gereken bir ismi unutmuş Malatyada eğitime katkıda bulunanlara teşekkür ederken... Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik geçen hafta sonu Malatyada Çalık Holding tarafından yaptırılan eğitim kompleksinin temel atma törenine katıldı... Malatyalı iş adamları ile bir araya gelen Bakan Hüseyin Çelik eğitime destek veren kişilere tek tek teşekkür etti... Ama bir kişiye teşekkürü unuttu... İnsanın en yüce görevi hayvanları vahşete karşı korumaktır. Şu sözler Başbakan Tayyip Erdoğana ait... - AB üyesi ülkelerin bir çoğunda tam üyelik görüşmeleri için tarih verilirse sanki Türkiye hemen ABye tam üye olacakmış gibi bir endişe, bir hava var. Oysa bu görüşmeler beş yıl da sürebilir, on yıl da...Sözlerin tercümesi:"Ey AB üyeleri! Siz bize tarih verin, başarılı gösterin, vatandaşı oyalamamızı sağlayın da... Gerisini boş verin... Üyelik için 5 yıl da bekleriz 10 yıl da 20 yıl da... Hiç vermeseniz de canınız sağ olsun...Çıtayı amma da aşağı çektik... Çek bir tarih yeter... Bazı AKPliler, " Kemal Derviş keşke bize gelse" diyormuş. Alıp ne yapacaksınız? CHP içindeyken AKPye daha faydalı oluyor. *** Turistik magandalarımızın amacı muasır medeniyetlerin seviyesine değil, üzerine çıkmak ! Türk Ceza Yasasına gazeteciler için ağır hapis cezaları konulduğunu yazmıştık... Mesela:"Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi üç yıldan sekiz yıla kadar hapisle cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi durumunda kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır..."Nedir bu dehşet verici cezaların sebebi hikmeti?Merakımızı Avukat Fikret İlkizin Cumhuriyetteki yazısı giderdi...Diyor ki İlkiz:- Bu maddenin tek bir açıklaması vardır. Cezaevlerinde yaşanan olayları ve ölüm oruçlarını ve olup bitenleri haber yapan habercilere ağır cezalandırmalar getirmek...Meğer işin içinde böyle bir iş varmış... Nedir bu hapislikler? Anayasa Mahkemesi, geçen hafta Dernekler Yasasının bazı hükümlerini iptal etti. Bu işlem sonucu AKP iktidarının atadığı Talat Yılmaz başkanlığındaki Kızılay yönetiminin de hukuki dayanağı kalmamıştı. O yüzden Talat Yılmazın dünkü basın toplantısında "istifa açıklaması" yapacağı sanılıyordu... Ne var ki o düşünceyle basın toplantısına giden meslektaşlarımız yanıldılar. Başkan, ağustos ayında yapılacak kongreye kadar istifayı kesinlikle düşünmüyordu. Zira Kızılay onlara "emanet" edilmişti, "emaneti" bir gün bile sahipsiz bırakamazdı!Peki bu arada göreve kendisinin getirdiği ve 15 gün önceki basın toplantısında üstün niteliklerini öve öve bitiremediği genel müdürünü niye görevden almıştı? Efendim o arkadaş verimli olamamış, bunu resmen itiraf etmiş, iş akdi bu yüzden feshedilmişti.Basın toplantısının "İcraatın İçinden" bölümü bitip sıra meslektaşlarımızın sorularına gelince Yılmaz hafiften sinirlenmeye başladı, sonunda dayanamadı salonu terk etti. Ne miydi Başkanı bu kadar kızdıran sorular? Buyrun.- Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine Genel Merkez Kurulunu alelacele toplayarak aralarında eski Başkan Ertan Gönenin de bulunduğu bazı isimleri üyelikten ihraç ettiniz. Bunu yaparken o kişilerin savunmalarını aldınız mı acaba?- Hayır. Niye alayım ki? Ben savcı değilim, hâkim değilim. - İhraç ettiğiniz kişilerin suçları neydi?- Haklarında derdest olmuş davalar vardı. Cezaları af kapsamında değerlendirildiği için verilmemiş. Bunun daha önce yapılması lazımdı, biz biraz geç kalmışız. - Örneğin Ertan Gönenin böyle bir davası var mıydı? - Lütfen meseleyi kişiselleştirmeyelim arkadaşlar. - Sayın Başkan, siz de hayali ihracattan yargılandınız, o zaman sizin de ihraç edilmeniz gerekmez miydi?- Ben o davadan beraat ettim. - Hayır Başkan, beraat etmediniz, dava zamanaşımından dolayı ortadan kalktı. Mahkemenin kararı elimde, isterseniz gösterebilirim.- Ha beraat ha zamanaşımı, ne fark eder ki? - Fark etmezse niye sürekli beraat deyip duruyorsunuz?- Toplantı bitmiştir arkadaşlar. Buyrun. Kızılay festivali Tayyip Erdoğan, Chiraca, "Bizi ABye almazsanız, AB kaybeder" demiş. Yani adamların çıkarını da onlardan iyi biliyoruz... m.asik@milliyet.com.tr