Genel Müdür Lemi Bilgin'in görevden alınıp yerine dramaturg Mine Acar'ın getirilmesi üzerine bölge müdürleri, rejisörler peş peşe istifalarını veriyor. Devlet Sanatçısı Ayten Gökçer:- Ne yazık ki, tiyatroda ayaklar baş olmak üzere. Sırada vezneden biri mi var diyerek en güzel espriyi yapıyor. Ama tiyatronun, sanatın bağımsızlığı adına verdiği kavgaya diğer sanatçılar neden sessiz? Başbakan'ın Güneydoğu açılımına destek veren sanatçı var da... Tiyatronun direnişine destek veren sanatçı neden yok? Kültür Bakanı Atilla Koç'un tiyatroya saygısız girişimlerine karşı tiyatro onurlu bir direniş sergiliyor. Eski assolistlerden Bülent Ersoy, yaptığı açıklamalarla siyaset gündemine girdi. Siyaset sahnesini gazino sahnesine döndürürseniz o sahneye de böyle eski assolistler çıkmaya başlar. Olay daha çok Baykal muhaliflerinin Bülent Ersoy eliyle düzenlediği bir komploya benziyor. Ama girişim tutmadı. Kimse Baykal'ın rüşvet alacağına inanmadı. O arada fırsattan istifade Baykal'ın muhalifleri konuşturuldu, çamur banyosuna çamur katıldı. Bekir Coşkun soruyor:"Memlekette her gün bin bir çeşit ilkellik-çağdışılık-gericilik rezaleti yaşanırken, bir teki olsun Bülent Ersoy'un ortaya attığı 20 yıl önceki dedikodular kadar ilgi çekiyor mu?"Çekmez.. Çekemez... Çünkü iktidar kaynaklı skandal ve rezaletleri görmeme konusunda yazılı olmayan bir yasa yürürlüktedir. Bülent'in sopası Türkiye'yi dolaşan Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun tespitlerine yer vermiştik. Hisarcıklıoğlu, tarladaki ürünün geçen yıldan daha düşük fiyata gittiğini söylüyordu... CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, tarlada yaptığı tespitleri basına aktarıyor:- 2003 yılında kuru üzümün kilosu 1.400 TL iken mazot 750 bin TL idi. 2005 yılında ise; kuru üzümün kilosu 900 bin TL, mazot ise 2 milyon TL.Bir başka tespit:- 1 kilo süt 1 kilo yemi karşılamıyor. Sütün litresi 400 bin iken yemin kilosu 400 bin TL'nin üstünde seyrediyor. Tarım ölüyor. Tarım ölüyor Türkiye dönem dönem, "Ermeni sorunu", "Kürt sorunu", "Kıbrıs sorunu" yaşamıştır. Ama hepsini aynı anda yaşatmak bu hükümete nasip oldu. Vergi uzmanı Şükrü Kızılot, Hürriyet'teki köşesinde tatil yörelerinde fiş - fatura düzenlenmediğini yazdı. Sonra da konuyu Gelir İdaresi Başkan Vekili Osman Arıoğlu'na aktardı. Arıoğlu'nun yanıtı:- Birkaç gün içinde, Bodrum'dan başlayarak 'tatil yörelerine özel bir ekip' gönderiyorum. Tatil yörelerindeki denetimi hızlandıracağız. Bir Maliye yetkilisi, tatil yörelerinde fiş kesilmediğini gazeteden mi öğrenir? Oraya ekipleri yaz sonunda mı gönderir? Şuna, "Oradaki ensesi kalınlardan vergi almaya niyetimiz ve gücümüz yok" deseler ya. Maliye çok hızlı Başbakan bundan iki hafta önce halk önüne çıksa ve deseydi ki: "Kopenhag kriterleriyle Kürt kardeşlerimizin kültürel ve demokratik hakları verilmiştir. Uygulama giderek genişlemektedir. Sağlanan güven ortamında bölgeye dışardan yatırım gelmektedir... Ancak giderek yoğunlaşan teröre karşı alacağımız önlemler yüzünden demokratik hakların gerilemesi ihtimali vardır. Dışardan gelen yatırımlar da durmuştur. Kürt kardeşlerimiz eğer huzur ve refah istiyorsa PKK terörünü kınamalı, bölgede barındırmamalıdır. Terörün en büyük zararı bizzat Kürt yurttaşlaradır. Kürt kökenli yurttaşlar silahlı eylemlere karşı bizzat cephe almalıdır..."Başbakan böyle konuşsa, teröre karşı en etkili adımı atmış olurdu. Oysa başka türlü adım attı. "Sorun Kürt sorunudur, Türkiye geçmişte hata yapmıştır, bölgeye daha çok demokrasi ve ekonomik refah getireceğiz" söylemiyle Diyarbakır'a indi... Kürt örgütlerine bu sözlerle dolaylı da olsa hak verdi... Halkta ve örgütlerde kapsamlı beklentiler yarattı. KONGRA-GEL yanıt olarak 1 ay eylemsizlik kararı alarak kendini Başbakan'a muhatap hale getirdiği gibi hükümetle pazarlığa da girişmiş oldu... 2 hafta sonra ne oldu? Hükümet Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Anayasa'nın bölünmeyi reddeden 3. maddesine bağlılık belirtti. TSK ve Cumhurbaşkanı ile aynı bildiriye imza attı. Eskiye dönüldü.Şimdi ne olacak? Her şey eskisi gibi olacak mı? Hayır. Artık durum farklı. Güneydoğu halkı ve örgütler Başbakan tarafından yaratılan beklentilerin karşılanmasını, verilen sözlerin içeriğinin doldurulmasını bekliyor. Bu beklenti karşılanmazsa bölgede gerilim artacak, terör zemin bulacaktır.Başbakan Diyarbakır'a gitmeden önce aydınlar yerine MGK'yı toplasaydı. Hiç bunlar olmazdı. m.asik@milliyet.com.tr Kürt kapanı