Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bunlardan biri de, İsrailin GAP bölgesinde özellikle Urfanın Harran Ovasında büyük araziler kapattığıdır...Arkadaşımız Oral Çalışlar, bu efsanelerin gerçeklik derecesini Urfa Barosu Başkanı Müslüm Akalına soruyor... Akalın anlatıyor:- 3083 sayılı kanuna göre Urfanın toprakları özel bir denetim altında. Bu topraklardaki mülkiyet yine özel statüye tabi. Urfada bir kişi sulu arazide 600 dönümden, kuru arazide 2000 dönümden fazla toprağa sahip olursa, bu miktarın üzerindeki arazi devlet tarafından kamulaştırılabilir. Bu kanun nedeniyle büyük arazi sahipleri, ya arazi fazlasını sattılar ya da çocukları arasında pay ettiler. Bu kadar özel statüye sahip topraklarda, yabancıların mülk edinmesi çok zordur ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün denetimine tabidir. Arazi sınırlaması yalnız Türk uyruklular için değil, aynı zamanda yabancı uyruklular için de geçerlidir...Müslüm Akalın, ne İsraillilerin ne de Sabancının Urfada toprak aldığını duyduğunu ekliyor. Kaygılanacak bir durum yok. Kimi söylentiler vardır ki, doğrulanması çok kolay olduğu halde kimse doğrulamaz, söylenti giderek efsaneye bazen de korkuya, kâbusa dönüşür... Yeşil sermayeli kuruluş Endüstri Holdingde 300 trilyon lira buharlaşmış. Holdinge para yatıran vatandaşlar, paralarının üstüne bir bardak zemzem suyu içebilirler... Çanakkale deyince orada 250 bin şehit verdiğimiz dile getirilir. Başbakan Erdoğan da 270 bin şehitten söz etti Çanakkale törenleri sırasında. Prof. Toktamış Ateş, Genelkurmaya göre şehit sayısının "60 bin" dolayında olduğunu anımsatıyordu dünkü yazısında.Bir başka efsane de tıbbiye son sınıf öğrencilerinin tümünün Çanakkalede şehit olduğudur. Toktamış Ateş, bunun doğru olmadığını, ancak İstanbul Lisesi son sınıf öğrencilerinin tümünün Çanakkalede şehit ya da gazi olduğunu yazıyor. Okulun renkleri o yüzden sarı - siyah imiş. Çanakkale içinde Dini söylemlerle para toplayan Endüstri Holdingin halkı dolandırdığı ortaya çıkmış... Dini söylemlerle oy toplayanların halkı dolandırdığı da ortaya çıkar mı dersiniz? Dünya Bankası Başkanı Wolfensohnun yerine ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitzin gelmesi söz konusu... Biri Almanya, diğeri Polonya asıllı. İkisinin soyadı da kendi dilinde "Kurtoğlu" anlamına geliyor. Bizde de yaygındır "Kurtoğlu" soyadı. Hatta fıkraları vardır. Ağanın biri fiyakalı olsun diye Kurtoğlu soyadını almış. Bir süre sonra adamlarından birine sormuş: "Söyle bakalım, benim soyadım neydi?"Adam düşünmüş taşınmış... Bulamamış:- Kusura bakma ağam, demiş, bir hayvanın oğluydun ama hangisinindi unuttum. Kurtoğlu geliyor Yeni Ceza Yasasında düşünce yaşamına deli gömleği giydirecek maddelerden biri daha:Madde 305 - Temel milli yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı ceza uygulanır.* Temel milli yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, milli güvenlik, cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır."Suç eğer basın yoluyla işlenirse yarı oranda artırılıyor.Yasanın gerekçesinde suç örnekleri veriliyor:"... Para, yarar veya vaat kabulü suretiyle bugün Türk askerinin Kıbrıstan çekilmesi veya bu konuda Türkiye aleyhine bir çözüm yolunun kabulü için veya sırf Türkiyeye zarar vermek maksadıyla, tarihsel gerçeklere aykırı olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ermenilerin soykırımına uğradıklarının basın ve yayın yoluyla propagandasının yapılması gibi"Basınla ilgili konularda uzman Avukat Fikret İlkiz diyor ki:- Bu madde ile herkesin resmi görüşe uygun düşünmesi isteniyor. Aydınlar, gazeteciler, panelde konuşanlar, sivil toplum kuruluşları, bu maddeyle aniden "sanık" olabilirler. Avrupa Birliği fonlarından para alan sivil toplum kuruluşları yabancılardan "maddi yarar" sağlamış sayılırsa, cezası üç yıldan on yıla kadar hapistir. m.asik@milliyet.com.tr Deli gömleği