Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu konudaki yazımıza Soner Yalçın dün şu yanıtı gönderdi..."...Her yazar için eleştiri kaçınılmazdır. Eleştiri olmalıdır da... Ancak Uluç Gürkanın "Efendi" kitabıyla ilgili yorumları hakkında, "herhalde kitabı okumadı" diye düşünmekten kendimi alamadım. Enver Paşa için Sabatayist demedim. Ne dediğim kitapta yazılı. Ayrıca ne Talat Paşa ne de Menderes ve Zorlu için Sabatayist demedim, sadece olguları alt alta sıraladım, kararı okuyucuya bıraktım. Neyse zaten mesele kitaptaki bilgilerin doğruluğu, yanlışlığı değil, Uluç Gürkanın bunlara bir yanıtı yok. Uluç Gürkan kitapta yazılanlara yanıt vermiyor, sadece birtakım "sonuçlar" çıkarıyor. Kitabı okuyan her insanın çıkaracağı sonuç başkadır, Sayın Uluç Gürkan öyle anladıysa buna ne denir! Ama keşke polemik yapacağına kitapta yazılanların yanlış olduğunu ispatlasaydı...Ben, daha önceki 7 kitabımda kontrgerillayı, derin devleti, mafyayı, Gladionun elinde oyuncak olan birtakım ülkücüleri, CIAin güdümüne giren bazı Türk istihbaratçılarını yazdığımda da "vatan hainliğiyle" itham edilmiştim. "Efendi" kitabı nedeniyle benzer saldırıların yapılması beni şaşırtmaz, ancak beni yaralayan, "dostun attığı bir güldür!" Uluç Gürkan, Soner Yalçının "Efendi" adlı kitabında önüne geleni "Sabatayist" diye nitelemesini eleştirmişti... Iraktan sonra Afganistan da kaosa gidiyormuş. ABDnin işgal ettiği yerde huzur sağlandığını duyan var mı? Tayyip Erdoğan, geçen hafta ABDnin Irakta, İsrailin Filistindeki vahşetini, birkaç cümleyle de olsa, eleştirmişti...Erdoğan, önceki sabah Grupta milletvekillerine "Irak ve Filistin konusunda duygusal davranmayın" dedi... Grup mesajı aldı, "Iraktaki işkence olayları ve Filistindeki saldırılar" konulu genel görüşmede topluca "hayır" oyu kullandı... Türban ve imam hatip gibi kolay konularda AKP "dinin sözcülüğü" iddiasında... Ortadoğuda Müslümanların katli karşısında ise din kardeşlerinden değil, ABD ve İsrailden yana... Ne ilkeli ve dürüst siyaset değil mi? Balon sönüverdi... ABD askerleri Irakta hırsızlık yapıyormuş. İşkenceden arta kalan zamanı, boş geçirmiyorlar demek... Alman WDR Televizyonunda 24 Mayısta izlenen programın başlığı:"İslamcı Türklerin, Alamancı Türkleri soyması"Bir mağazalar zincirinin 2000 yılında Almanyada açtığı mağazanın töreni gösteriliyor ekranda... Mağazanın iflas edeceğinin baştan belli olduğu ancak göz boyamak için görkemli açılış yaptığı anlatılıyor... Törene katılanlar arasında bugünkü bakanlar da var: Cemil Çiçek, Ali Coşkun, Abdülkadir Aksu... Müslümanlardan toplanan paralar sonradan AKPye yönlendirilmiş. Firma bugün batmak üzere... AKP iktidarda... Almanyadaki gurbetçiler muz gibi soyulmuş durumda... Gurbetçi soygunu... Yıllardır İsveçte yaşayan bir dostumuz uydu anten satın almış ve ilk kez TRT 3te Meclis oturumuna takılmış. Notunda diyor ki:...Kürsüde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül konuşuyor ve Filistin konusunda ilginç görüşler dile getiriyordu. Fakat salon neredeyse boştu. Hazır bulunanlar da Yüce Meclis diye pohpohlanan o çatının altında son derece laubali bir tavırla aralarında sohbet ediyor, gırgır geçiyor, koltuktan koltuğa geziyorlardı. Çoğu AKPli olan bu tipler Dışişleri Bakanının konuşmasını dinlemedikleri gibi dinlemeye çalışanları da engelliyorlardı. Dışişleri Bakanı hiç sinirlenmeden konuşmasını sürdürüyordu; anlaşılan böyle görüntülere yabancı değildi... Oturumu yöneten başkan bir ara bezgin ve kanıksamış bir ifadeyle salondakileri susmaları için uyardı. Uğultu geldiğini söyledi. Ortalık biraz duruldu, sonra aynı laubali tabloya dönüldü...(İsveç Meclisinde birisi konuşurken çıt çıkmaz, kimse ortalarda dolanmaz...) Dışişleri Bakanının Filistinle ilgili konuşmasını dinlemeyenlerin çoğunluğu seçim zamanı kahvelerde nutuk atarken "Müslüman"dı. Dinleme zahmetine katılmadıkları oturumun konusu ise, Irakta ve Filistinde katledilen ve katledilmekte olan Müslüman halklardı...Ardından sıra genel görüşme açılıp açılmaması konusundaki oylamaya geldi. O bomboş salon birden kalabalıklaştı...Oylama önce elle yapıldı. Beceremediler. Sayımda anlaşma olmayınca elektronik oylamaya geçildi... İşin komik ve acıklı yanı şuydu: Başkan, nasıl oy vereceklerini ayrıntıları ile anlattı ve yine de beceremezlerse teknik elemanlardan yardım istemelerini öğütledi. O koskoca adamların birçoğu bu basit işi beceremediler ve başka birileri gelip onlara yardım ettiler. Bu kişiler 1.5 yıldır Mecliste idiler ve oy kullanmayı beceremiyorlardı. Göründüğü kadarıyla ne yaptıkları işe ne kendilerine pek saygı ve güvenleri yoktu... Ve bu kişiler Türkiyeyi yönetiyor, geleceğine yön veriyorlardı. Üzüldüm... İsveçten bakış ABD Başkanı Bush; işkence merkezi Ebu Gıreyb hapishanesini yıkacaklarını açıklamış! Suçun faili yerine, suçun işlendiği mekânın cezalandırılması böylelikle adalet tarihine yazılacak... m.asik@milliyet.com.tr