Fazilet Partisi'nde bir mücadeleden söz ediliyor... "Gelenekçi yaşlılar"la "yenilikçi gençler"in mücadelesinden... Gelenekçi yaşlıları Erbakan ve arkadaşları temsil ediyor... Yenilikçi gençleri ise Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül gibi isimler...
"Yenilikçi gençler" sıfat olarak daha hoşa gidiyor...
Hem yenilik... Hem gençlik... Yüreklerde hoş çağrışımlar yapan kavramlar...
Peki her genç yenilikçi midir?..
Mesela Recep Tayyip veya Abdullah Gül hangi yenilikleri öneriyorlar?..
Merak etmek hakkımız.
Atatürk cumhurbaşkanı olduğunda 42, Hitler Almanya'nın başına geçtiğinde 44 yaşındaydı. İkisi de "genç lider" idi. Birisi ülkesini kurtardı, diğeri batırdı...
Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz "genç lider" olarak partilerinin başına geçtiler. Ama bu toplum ne gençliklerinin hayrını gördü, ne onlar kendilerinden önceki liderleri aşan bir yenilik ortaya koyabildiler.
Gençlik gelip geçen bir doğal aşamadır.
O yüzden bir düşünür:
"Gençlik bir zaman durumu değil, bir zihniyet durumudur" diyor.
O yüzden Pablo Picasso:
"Gençliğin yaşı yoktur" demiş.
Bir başka düşünür:
"Gençlik pembe yanaklar, kırmızı dudaklar, çevik bacaklar değildir. Gençlik zihniyetin kalitesinde, hayatın tazeliğinde, heyecanların temizliğindedir" demekte.
Kısacası... Gençlik yaşta değil baştadır.
Gençlik tek başına yenilikçi olmaya yeterli değildir. Yenilikçi olmak, eskiyi aşacak, toplumu yeni ufuklara götürecek kültür ve yetenek derinliğiyle mümkündür.
Kavramları yerli yerine oturtursak önümüzü görebilir, gençleri de yenilikçi olmaya zorlarız. Yoksa yerimizde sayar, hatta geriye gideriz...
Arkadaşımız Cihan Demirci 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle oturmuş, günümüzün anlam ve önemine uygun olarak açılması gereken yepyeni okulların bir listesini yapmış:
Tetikçilik Meslek Lisesi... Çöp Mühendisliği Fakültesi... Yargısız İnfaz Bilimleri Akademisi... 75'inci Yıl Vergi Yüzsüzleri Koleji.. Reyting Meslek Lisesi... Klip-oloji Ürünleri Fakültesi... Televole Spor Akademisi... Cinsel İletişim Fakültesi... Converse Akademisi... Özel Tarot Koleji... Medyum Meslek Lisesi... Faili Meçhul Cinayetler Akademisi... Altın Vuruş Üniversitesi... Top 10 Deneme Lisesi... Derin Devlet Meslek Lisesi... Özel Trafik Canavarı Deneme Lisesi... Yüksek Enflasyon Meslek Yüksek Okulu.. Sibel Can İletişim Fakültesi...
- Araba çalışmıyor şekerim, demiş kadın kocasına...
- Neden?
- Karbüratöründe su var belki onun için...
- Karbüratörde suyun işi ne karıcığım... Başka sebepten çalışmıyordur.
- Hayır karbüratörde su var...
- Ver şu anahtarları gidip bakayım... Nerede otomobil?
- Gölün içinde...
Amerika'da paparizzilere karşı geliştirilen yeni bir cihazın önümüzdeki günlerde piyasaya çıkartılacağı haber veriliyor. Joseph Resnick adlı teknisyenin icadı olan cihaz yakalara veya şapkalara takılıyor. Bir paparazzi ortaya çıkıp istenmeyen anda flaşı patlattığı anda bu cihaz paparizzinin makinasındaki filmi imha ediyor. Sosyetenin ilgisine...
Bugün 19 Mayıs... Ata'nın milli mücadeleyi başlatmak için Samsun'a çıkışının 79'uncu yılı... Gençlik ve Spor Bayramı... Peki, Ata'nın "Cumhuriyeti bizler kurduk, sizler yaşatacaksınız" diyerek en asil ve büyük görevi verdiği gençlik bugün ne durumda?..
Gençlik ikiye ayrılmış... Bir bölümü imam hatip okullarında dine dayalı bir siyasi sistemin neferleri olarak yetiştiriliyor.
Geri kalanları özel ve resmi okullarda (görünüşte) laik cumhuriyeti koruyacak gençler olarak eğitiliyor.
Demode ders kitapları... Çağdışı bilgiler. Araştırmaya ve soruşturmaya değil ezbere dayalı bir sistem. Mutsuz öğretmenler. Para tuzağı dershaneler.
Kafaları hayatta işlerine yaramayacak gereksiz bilgilerle dolduruluyor çocukların.
O bilgilerden sınava tabi tutulup, üniversiteye giriyor veya giremiyorlar.
Her yıl en az 1 milyon genç üniversiteye başlamadan tahsile veda ediyor.
Birahaneleri, bilardo salonlarını, uyuşturucu kafelerini mekan tutuyor.
Geri kalanlar, bilgi çöplüğüne dönmüş kafalarla, lisede tüm öğrendiklerini unutmaya çalışarak, ruhsal yorgunluklar içinde üniversiteli oluyor.
Yüzde 95'i umdukları değil buldukları fakültelerde, belirsiz yarınlara yelken açıyor.
Üzerine para verilen kolej eğitimlerinde ülkesine ve kültürüne yabancılaştırılmış, başka dünyaların özlemiyle dolu gençler yetiştiriliyor.
"Çocuğum iyi eğitim görsün" diye yurt dışına gönderilenler Amerika'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın, Almanya'nın sorunlarını öğreniyor. En başarılıları çok uluslu şirketlere memur oluyor. Ana babalar varını yoğunu çok uluslu şirketlere memur yetiştirmek için harcamış oluyor.
Çocukların kafasına ilkokuldan başlayarak bilim, ilim, kültür hedefi değil "köşeyi dönme" ideolojisi sokuşturuluyor.
Yanılıp da bilime, ilime soyunanlar fakirliğe mahkum ediliyor; adlarına enayi deniyor.
Üniversitelerimiz bilimle, ilimle değil türbanla uğraştırılıyor.
Öğrenci hakları için sokağa çıkanlar coplanıyor.
En vahimi... Gelecek nesillerin köreltilmesi, yarınların kaybı, siyasi partiler ve iktidarların umurunda değil.
Bütün bu ahval ve şerait içinde dahi... Yarınların inşa edilmesi bugünün gençlerine düşüyor... Bütün yanlış yönlendirmelere, yanlış şartlandırmalara, kafa karıştırmalara yenilmeyecekler... Saf zekaları ve dürüst yürekleriyle doğruyu kendileri bulacak. Temiz idealleriyle mutlu yarınları kuracaklar.
Ezcümle... Bugünkü büyüklerden size hayır yok sevgili gençler... Kendi yolunuzu kendiniz bulacaksınız. Zor da olsa.. Eminiz, mutlaka başaracaksınız...
Yazara E-Posta: masik@milliyet.com.tr