"Enerji ihaleleri yolsuzluğunda adı geçen CHP Genel Saymanı Mahmut Yıldız'ın milletvekilliğinden istifa etmemesine de... Partisince istifasının istenmemesine de bir şey demiyorum. Çünkü sizin de belirttiğiniz gibi sonuçta aklansa da istifa etmiş bir milletvekilinin geri dönme olanağı yoktur. Ama bana göre Sayın Yıldız'ın yapması gereken bir başka şey var; aklanıncaya kadar hem partiden hem de partideki görevinden geçici olarak istifa etmek. Bu soylu davranışın CHP'de örneği de var. Bundan birkaç yıl önce eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan, hakkında bir soruşturma açılınca, partimin zarar görmemesi için aklanınca geri dönmek üzere partimden istifa ediyorum, demiş... Sayın Baykal da son kurultayda rakibi Mustafa Sarıgül'e bunu yapması tavsiyesinde bulunmuştu. Bence aynı tavsiye şimdi Sayın Yıldız'a yapılmalıdır." Eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay'la hoşbeş ediyoruz... Konu, "Yıldız'ın istifası" başlıklı dünkü yazımıza gelince diyor ki: Galatasaray - Fenerbahçe Türkiye Kupası finalinde Milliyet'in "Baba Beni Okula Gönder" afişi dikkati çekti.Avukat Ali Otay, afişte küçük bir değişiklik öneriyor:"Baba Beni (Galatasaray futbol okuluna) gönder."Şakanın kabulü ricamızla birlikte, maçta Fenerbahçe yöneticilerine taş atılmasını, küfredilmesinı kınıyoruz.Son aldığımız haberi de buraya iliştiriyoruz: Hakem Cem Papila birinci devredeki sonucu görünce stada koşmuş, ancak yetişememiş! İstanbul, dünyanın gökdeleni yoğun kentleri arasında 6. sıradaymış. Beni okula gönder Demek ki şehrin acıklı halini yüksekten seyreden epey vatandaşımız var... KKTC'den 57 bin kişi Rum kimliği çıkartmış. 31 bin kişi Rum kesiminden pasaport almış. Kimi vize derdinden kurtulmayı, kimi AB burslarından yararlanmayı düşünmüş. Derken Rumlar başladılar Kuzey'de Rum emlaki üzerinde oturan KKTC vatandaşları hakkında tutuklama kararları çıkartmaya. Şimdi de bedava sağlık hizmeti vaadine kanıp Rum hastanelerinde yatan Türklere fatura yolluyorlar. Soru: Bu entrikacı siyaset, yarın Ada'da yönetimi ele alırsa Türklere hayat hakkı tanır mı? "Ulusal ruh"tan yoksun bir toplum bağımsızlığı sürdürebilir mi? Rumların insafı Beykoz'da Su Ürünleri, Fevzi Çakmak ve Ferit İnal liseleri, Manyeto adlı ortak bir mizah dergisi çıkardılar. Bize de yollamışlar. İçten bir mizah denemesi. Ne var ki Emekli Öğretmenler Derneği'nde okey oynayan öğretmenleri resimledikleri için başlarına gelmeyen kalmamış... Sevgili öğretmenler... Ya okey oynamayı bırakın ya çocukların yakasını... Gençlere Manyeto Tayyip Erdoğan peş peşe iki YÖK yasasıyla üniversiteleri hükümete bağlamaya, rektörleri görevden almaya kalkıştı. İmam hatiplere üniversite yolunu açmaya çalıştı. Bunları yaparken üniversitelerin görüşünü almadı. Onları hiçe saydı. Üniversite rektörleri bu hoyratlığa teslim olmadılar, sağlam durdular.Ne var ki, iktidarın üniversite ve bilime karşı saygısız tavrı sürdü. Örneğin yargı kararına rağmen TÜBİTAK yöneticileri görevlerine iade edilmedi. TÜBİTAK üyelerinin seçimini Başbakan'a bırakan bir yasa yapıldı.Sonuçta üniversite çevrelerinde Başbakan ve AKP iktidarına karşı soğuk ve kuşkulu bir bakış oluştu.İktidarın Cumhuriyet ve laiklik aleyhtarı tavırları da bu sürece katkı yaptı.Bolu'da İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nin temel atma töreninde Rektör Prof. Yaşar Akbıyık'ın bulunmaması bu birikimle ilgilidir.Ayrıca; temel atma törenleri siyasiler açısından siyasi gösteridir. Rektörün bu siyasi gösterinin figüranı olmama hakkı harhalde vardır.Tayyip Erdoğan'ın "Siyasiler üniversiteleri bize bıraksın diyorlar, para veriliyorsa müdahale edilir" sözleri ise tam şenlik. Sayın Erdoğan üniversitenin parasını cebinden mi veriyor? Rektör Başbakanlık odacısı mıdır ki, Başbakan gel deyince gelecek, git deyince gidecek?Başbakan "Böyle üniversitede anarşi olur" diyor. Orada anarşi yoktur. Ama rektörün otoritesini sarsmak bizatihi anarşiye davetiye değil midir? m.asik@milliyet.com.tr Parayı veren