Arkeologlar tarafından çıkarılan bir gezi dergisinde, arkadaşlarına kötü mesleki şakalar yapan muzip bir arkeologun köşesine verdiği isim: GÖMÜ-YORUMData ve bilgi bankası üzerine yorum köşesi adı: VERİ-YORUMTürkiye'nin Batı'ya yaklaşmasına karşı bir köşe yazarının köşesine uygun ad: BATI-YORUM...Tarot, burç, fal köşesi hazırlayan yazarın köşesine isim: BÜYÜ-YORUMSolcuların 80 sonrası hayatı spor arabası tadında yorumladıkları köşelerine verilebilecek alternatif isim: SOLLU-YORUMSağ ekonomik tahlillerin yer aldığı köşe adı: SAĞI-YORUMTakılar üzerine yazı ve haberlerin yer aldığı köşeye isim: TAKI-YORUMParfümlerin tanıtıldığı köşenin adı: KOKU-YORUMİstanbul yalıları ve Boğaz güzelliklerinin anlatıldığı köşe: YALI-YORUMKendisini eski dayılardan sanan bir külhanbeyinin lümpen köşesine verdiği ad: DAYI-YORUMFutbol yorumları yapanların köşelerine en uygun ad: SALLI-YORUMHayata değişik açıdan bakan mankenlere uygun köşe adı: AÇI-YORUM Bodrum hayatını anlatan bir tazenin köşesi: AZI-YORUMYalaka köşe yazarları için : YAĞLI-YORUM Basınımızda gittikçe yaygınlaşan "yorum - lu" köşelerin ilki "Çizi - Yorum" dur. Mucidi arkadaşımız Ercan Akyol'dur. Bu tür başlık sevildi. Giderek yaygınlaştı. Cihangir Bayburtoğlu, yeni köşe yazarlarına bu tür başlık önerileri hazırlamış sessiz sedasız... Sizlerin de ilgisine sunalım: Heyecanı kaçacak ama biz sonunu söyleyelim: Bu imzalanan Ek Protokol son değil, devamında Diaspora ve PKK protokolleri var! "İspanya ve Bask Gerçeği - Peri Yayınları" kitabının yazarı Prof. Şehmuz Güzel, sık yapılan bir yanlışa değiniyor... Kimi yazarlar İspanya'da yaşayan "Bask" ülkesinden söz ederken Bask'ta diyorlar... Oysa Bask halkın adı, ülkenin adı değil... "Bask halkı" deyim olarak doğru, "Bask ülkesi" yanlış. Bask gerçeği Sevgili okurlar Açık Pencere olarak yarından başlayarak yıllık izne ayrılıyoruz... Günleriniz güneşli, geceleriniz mehtaplı geçsin... Tekrar buluşmak üzere... İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Şammaz Demirtaş açıklama yapıyor:- 1000 El Kaideli Türk'ü izlemeye aldık...Demeç ertesi gün kuşku ve korku yaratınca yumuşatıcı kimi düzeltmeler yapılıyor. Ama mesajın özü orta yerde kalıyor.Deniz Baykal kimi sorular soruyor:- Kimmiş bu Türkler? Nerede yetişmiş bunlar. 1000 tane adam birdenbire mi El Kaideli oldular? Hayır... Bunlar El Kaide'ye dönüşmüş Hizbullah terörü. Türkiye'deki çeşitli suikastların altında bunların damgası var. Ama Sayın Başbakan'a biz hâlâ Hizbullah terörü sözünü söyletemedik. Daha kısa bir süre önce bu hükümet kanunsuz eğitim kurumlarına ceza verilmemesi için yasa çıkardı. Şimdi bu kanunsuz eğitim kurumlarının çarkından geçmiş 1000 tane El Kaideli potansiyel terör taşıyıcının Türkiye'de izlemeye alındığını öğreniyoruz. Ne acı! Terörün fotoğrafı AKP Grup Başkan Vekili Eyüp Fatsa ve Ordu milletvekili Enver Yılmaz ile ilgili hayli yorum yapıldı ama galiba bir şeyler eksik kaldı.Psikolog Nur Yaycıoğlu'nun havaya kurşun sıkarak kutlama yapanlarla ilgili bir teşhisi vardır. Şu:- Silaha gerçekten meraklı olan kişi bir hedefi vurmaya gayret eder. Atış poligonunda hedefe ateş eder. Atıcı havaya kurşun sıkmaz. Kutlamalarda havaya tabanca sıkmak cinsel güç kanıtlamasıdır. Bastırılmış cinselliğin, ya da cinsel yetersizliğin ifadesidir. * * *Kent trafiğinde araç kullanmak giderek daha da zorlaşıyor. Çünkü sürücüler giderek kurallara daha az uyuyor. Kural ihlalleri çoğalıyor. Bir dostumuz şu yorumu yapıyor:- Trafik, Türkiye'nin genel gidişatına uyum gösteriyor. Türkiye'de bildiğiniz gibi insanlar kuralların dışına çıkma cesareti gösterdikçe kazançlı çıkıyorlar. Vergi kaçıran, halkı kazıklayan, hakkına razı olmayan insanlar kazanıyor. Günlük hayatta kuralları çiğnediği için kazançlı çıkan insanlar trafikte de bu motivasyonla hareket ediyor. Kural dışına çıktıkça gideceği yere daha hızlı varacağını düşünüyor. Kuralları çiğnedikçe kendini daha akıllı, daha başarılı hissediyor. En azından bilinç altından böyle bir düşünce geçiyor. Sebep budur.* * *Ek Protokol imzalandı. Buraya şu notu düşelim. Bu protokol sonun başlangıcıdır... Birkaç yıl içinde Kıbrıs'ın Rumlara teslimidir. TBMM Ek Protokol'u onaylarsa Kıbrıs'ın sonu gelecektir. Tek umudumuz yanılıyor olmaktır. Havaya birkaç kurşun Bektaşi yaz günü ağacın altında mola vermiş, yanındaki karpuzu iştahla kesmiş. Ama talihsizlik bu ya... Karpuz kabak çıkmış. Bektaşi karpuzu bir kenara atmış, yatıp uyumuş.Bir saat sonra uyandığında bakmış sakallı bir ihtiyar çökmüş kabak karpuzun başına; bir yandan kabukları sıyırıyor, bir yandan, "Yarabbi şükür" diye şükrediyor. Bektaşi kızmış:- Sen, demiş, kabak karpuza böyle şükredersen daha iyisini nasıl bulursun babalık...* * *Seçim öncesi iki vatandaş konuşuyor:- Oyunu kime vericen?- Falanca lidere- Fakat dostum o liderin her söylediği yalan yahu.- İyi ya... En azından onun her söylediğinin yalan olduğunu biliyorum. Ötekilen hangi söylediği doğru hangisi yalan hiç bilmiyorum. m.asik@milliyet.com.tr Karpuz