Ankaralı hacı adayı avukat Mustafa Everdi, hacca gitmek için Diyanet İşleri Başkanlığına başvurmuş. Kura çekilişinde adı çıkmayınca, çekilişin sağlıksız yapıldığını ileri sürerek "yürütmenin durdurulması" istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açmış. Everdi, dün düzenlediği basın toplantısında şunları söylemiş:"İsimlerin içine konduğu fanus çok küçüktü. O yüzden isimlerin yazılı olduğu rulolar fanusa tıka basa doldurulmuştu. Hep üstteki rulolar çekilince alttakilerin hakkı yendi. Çekiliş ya bilgisayar yöntemiyle ya da Milli Piyangonun küreleriyle yapılmalıydı."İkinci haber de Ankaradan. Çankaya Turan Güneş Bulvarında bir apartmanda oturan Mehmet Balıkçıoğlu apartmanın bahçesinde arıcılık yapınca, komşuları tarafından belediye şikâyet edilmiş. Sonuç: Arıcılığa son ve 111 milyon lira para cezası. Yurdumuzun dünyada bir eşi benzeri olmadığını söyler dururuz. Eh, yurt böyle olunca orada yaşan "yurdum insanları" da ondan farklı olacak değil ya... Buyrun size "yurdum insanı"ndan Anadolu Ajansının dünkü bültenlerine düşen iki haber. Olimpiyatlarda doping alan alana. Oldu olacak, olimpiyatlarda doping dalında da madalya verilsin. Sözümüz, belediye başkanlarına "kaçak yapıları acımadan yıkın" diye seslenen Tayyip Erdoğana... Sayın Başbakan; dünkü gazetemizin birinci sayfasında yer alan "Bodrumun göbeğine kaçak oteli dikti" başlıklı haberi ve kaçak devasa otelin fotoğrafını görmüşsünüzdür.Bodrum Belediye Başkanı ve Kaymakamının gücü oteli yıktırmaya yetmiyor anlaşılan. Buyrun bizzat ilgilenin, gereğini yapın... Hem sözünüzün boş olmadığını gösterin, hem belediye başkanlarına bu yolda cesaret verin, hem hukuka bağlı yurttaşlardan alkış alınız... Yetki sizde, otel orada... Başbakana test... Irak Devlet Başkanı Gazi El Yaver, "Türkiye iç işlerimize karışmasın" demiş. İç işlerimiz dediği de ABDnin talimatları... Milli Takımımızın Belarus karşısında oynadığı futbola bakılırsa, Dünya Kupası finallerine katılabilmemiz için, eleme maçlarını "lehimize büyülenmiş" statlarda oynamamız şart... Meğerse sadece "Atatürkün takımı" Fenerbahçe değil, bizim Avrupalı Galatasaray ve Ankarada "aydınların takımı" olarak bilinen Gençlerbirliği de büyü yaptırırmış. Galatasaray 2. Başkanı Ergun Gürsoy dünkü gazetelerde yer alan itirafında şöyle diyor:"14 sene üst üste şampiyon olamadığımız dönemde biz de kafes büyüsü yaptırdık." Peki neden bu kulüplerimiz her yıl düzenli büyü yaptırmıyorlar?Eğer faydası varsa böylece her yıl şampiyon olurlardı... Ama olmaz... Büyüye bel bağlayan kafayı şampiyon yapmaya büyü de yetmez. Büyüler ülkesi Regaip Kandili dolayısıyla dün herkese çeşitli kutlama mesajları geldi. Milletvekili Emin Şirin bu mesajlardan biri üzerinde durmuş. Mesaj şöyle:"Üç ayların başlangıcı olan mübarek Regaip Kandilinizi kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim... TBMM Başkanı..."Emin Şirin diyor ki:1. Meclis Başkanı bana bir mesaj yolluyorsa nezaket olarak ismini yazması lazım.2. Regaip Kandili kutlaması Meclis Başkanının işi midir?3. Regaip Kandilini kutlayan Başkan, benim Cumhuriyet bayramımı ve Meclisin açıldığı günü de ifade eden 23 Nisan Milli Hâkimiyet bayramımı neden kutlamadı?4. Bu mesajların parasını kim veriyor?5. Kendi şahsen mi veriyor, devlet olarak biz mi ödüyoruz?6. Ben Meclis üyesi olarak bunu kimin ödediğini bilmek istiyorum... Kandil mesajı Yeni Şafak başyazarı Ahmet Taşgetiren halterdeki ilk altın madalyayı nasıl aldığımızı sütununda anlatıyor:"Olimpiyat şampiyonu Nurcan Taylan ikinci hakkında 112.5 kiloyu kaldıramıyor. İçeri girdiğinde Başbakandan bir telefon alıyor ve üçüncü hakkında 112.5 kiloyu rahatça kaldırıyor..." Milletvekili Emin Şirin soruyor:- Bu ne sorumsuzluk? Ya tersine Nurcan Taylanın konsantrasyonu bozulsaydı? Acaba Başbakan milli maçları da izleyip devre arasında antrenör Ersun Yanala taktik vermeyi düşünüyor mu? m.asik@milliyet.com.tr Madalya
