Fred olmayınca

7 Mart 2025

Fenerbahçe, Türkiye’de iyi bir seri yakaladı. Hepimiz Mourinho’nun takımı ne kadar sağlam hale getirdiğini konuşuyoruz. Ama bunu yaparken aslında bu takımın kusursuz bir kadroya sahip olmadığını unutuyoruz. Bazı temel oyuncuların yokluğu oyunu bozabiliyor.
Fred’in cezalı oluşunun sahadaki oyunu bu kadar etkileyeceğini belki Mou da düşünmemişti. Ne Amrabat ne de Szymanski, Fenerbahçe için Rangers kilidini açacak pas trafiğini sağlayamadı. Hatta daha da ileri giderek oyun üstünlüğünün ele geçebileceği bölümlerde bireysel hatalarıyla 2 gol yedirdiler. Bu goller aslında oyunun tüm senaryosunun Rangers tarafından yazılmasını sağladı.
Kostic’in özel çabası ve zaman zaman Tadic’in gayretleriyle pozisyonlar geldi. Ama oralarda da son vuruşlar yeterli değildi. Djiku’nun ekstra vuruşu, eğer skor tutulabilse belki turun habercisi olacaktı. Ama olmadı.
İkinci yarıda Mou, kendi yapısına aykırı fazla risk alan değişiklikler yaptı. Ancak Talisca hala o transfer edilirken hayal edilen kıvamda değil. Ne zaman o kıvama gelecek o da belli değil. Saint Maximin de ilk

Yazının Devamı

Daha çok duvara toslarız

2 Mart 2025

Kuralsızlık, Türk futbolunun kuralı... Belgesiz iddiaların havalarda uçuştuğu, belgeli iddiaların görmezden gelindiği kendine has bir dünya.
Bağırıp çağırmanın doğal hak olduğu, yetkililerin yetkilerini bilmediği bir dünya... Bu dünyanın bir başka güzelliği, kulüp batırmanın, kulüplerin içini boşaltmanın neredeyse itibar nedeni olması. Alt liglere inen ve hatta kapatılan köklü kulüpler acaba kendi kendilerine mi bu hale geldi? O yöneticiler nerede?
Futbol dünyamızın en güzel yanlarından birisi ve hatta en eğlenceli kısmı medyası. Oturduğu yerden tuttuğu ve/veya nemalandığı kulüp lehine akla aykırı şeyler söylemek serbest. Söyledikçe kazanıyorsunuz. Kimse size saçmaladığınızı söylemiyor ve siz de kendinizi futbolun Aristo’su zannediyorsunuz.
Televizyonda böğürmek serbest. “Duyduğuma göre” diye başlayan gazeteciliğe ihanet edecek dedikodu cümleleri kurmak serbest. Muhabirliğin şekli şemali değişti. Karşı tarafa ayar vermek muhabirliğin birinci gerek şartı oldu.
Saha içini konuşanlar, hoşa gitmeyen bir-iki

Yazının Devamı

Devler Ligi’nin ilk 8’i

23 Şubat 2025

Şampiyonlar Ligi’nde son 16 kuraları çekildi. Birbirinden ilginç ve zorlu eşleşmeler bizi bekliyor. 8 eşleşmeye bir göz atalım.
PARİS SAİNT GERMAİN-LİVERPOOL: Görkemli eşleşmelerden birisi. Cafcaflı oyuncularla yolları ayıran PSG, yavaş yavaş Teknik Direktör Luis Enrique’nin istediği kıvama geliyor. Dembele ciddi anlamda bir global yıldıza dönüşüyor. Liverpool, Premier Lig’de lider. Ancak sanki o sezonun ilk bölümündeki havada değiller. Tabii ki Salah hala bir süper yıldız. Ama forvet hattındaki yardımcıları, özellikle de Nunez sıkıntılı. 3 ay önce sorsalar tercihim Liverpool olurdu. Ama şimdi favorim PSG.
REAL MADRİD-ATLETİCO MADRİD: Tüm gerilimi ve heyecanıyla Madrid derbisi. Burası tabii ki Real’in borusunun öttüğü yer. Ancak bu sezon Ancelotti ve öğrencileri istikrar sorunu yaşıyor. Mbappe’nin yükselen formu önemli. Simeone ise takımını bu tip maçlara çok iyi hazırlıyor. Uzatma görürsek şaşırmam. Kırmızı kartlara hiç şaşırmam. Kıl payı Real.
BAYER LEVERKUSEN-BAYERN MÜNİH: Leverkusen, bu sezon lige yavaş

Yazının Devamı

Kişiler değil, sistem

16 Şubat 2025

Trabzonspor genç takımı, UEFA Gençler Ligi’nde son 16’ya kaldı. Bu başarının gerçekleştiği hafta, Türkiye 15 yaş altı Milli Takımı, İngiltere’ye 8-0 yenildi. Buyrun gelin çelişkiye!
Türk futbolu ciddi bir yönetim krizi yaşıyor. Bu, bugünün olayı değil. Uzun süredir durum bu. Ancak bunu görmeyi kimse istemiyor. Herkes kişileri değiştirmenin peşinde. Sistemi değiştirme konusunda kimsenin bir gayreti yok. Bir tarafta Trabzonspor’un yaşattığı ilk, diğer tarafta 15 yaş altı Milli Takımı’nın yeniden bizi geçmişe götürmesi.
Tabii ki bazen takımların kötü günleri olabilir. Bu takımlar, önemli rakipler karşısında zorlu durumlara düşebilirler. Ancak asıl sorun, altyapı milli takımları ile ilgili kötü kokuların her tarafa yayılmış olması.
Siyasetçi ricası ile milli takıma alınanlar, kendi takımında üçüncü forvetken milli takıma seçilenler ve diğerleri. Altyapı milli takımları ile ilgili bu konuşulanlar ve daha fazlası açıkçası gerçek bir soruşturmayı hak ediyor.
8-0’lık bir yenilgiyi bile

Yazının Devamı

Maçları yapay zeka yönetirse...

9 Şubat 2025

Futbolda VAR sistemi tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye’de artık yabancı VAR hakemleri var. Sorunlar bitiyor mu? Tabii ki hayır. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın en önemli liglerinde de bazı kulüpler yerli hakem istemediklerini söylüyor.
VAR öncesinde hakem tartışmaları tabii ki vardı. Ama şu anda gelinen noktada VAR sistemi, hakemlerin defolarını, önyargılarını, endişelerini ve kurallar konusundaki yetersizliklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bundan dolayı kulüpler, hakemlerin yeterliliği konusunda şüpheye düşüyor. 
Son olarak İspanya’da Real Madrid, İspanyol hakem istemediklerini açıkladı. Bu, yıllardır yerli hakem istemeyen kulüplerimizin istekleriyle bire bir örtüşüyor. Diğer taraftan Türkiye’de VAR hakemlerinin bile yerli olmasını istemiyoruz. Şu anda diğer ülkelerin önündeyiz. Biz adı hakem olan hiç kimseye tahammül edemiyoruz. 
VAR sistemi, İngiltere Federasyon Kupası’nda beşinci tura kadar uygulanmıyor. Bu yüzden de açıkçası hakemlerin ve özellikle yardımcı hakemlerin verdikleri

Yazının Devamı

Şampiyonlar Ligi’nde neler olur?

2 Şubat 2025

Şampiyonlar Ligi’nde yeni uygulamada baraj eşleşmeleri belli oldu. Bunlara bir göz atalım.
Brest-Paris SG: İki Fransız takımı karşı karşıya. Paris Saint Germain, pahalı ve genç yıldızlarıyla son maçlarda toparlanarak ilk 24’e attı kendisini. Brest, iki sezondur rüyalar aleminde. Bu ay içinde iki takım değişik kulvarlarda 3 maça çıkacak. Luis Enrique yönetimindeki PSG, ritmini buldu. Turu geçeceklerdir.
Brugge-Atalanta: Belçika temsilcisi, fena bir performans göstermedi grup aşamasında. Ancak Atalanta başka. Gasperini ile geçen yıl UEFA Avrupa Ligi’ni kazanan İtalyan temsilcisi, Serie A şampiyonluk yarışında geriye düşse de, Şampiyonlar Ligi’nde ilerlemeye aday.
Manchester City-Real Madrid: İki takım da ilginç bir grup aşaması geçirdi. City’nin bunalımlı dönemi, en kritik maçlara denk geldi. Real de aldığı kötü sonuçları son maçlarda telafi etti. Ama ilk 8’i kaçırdı. İki devden biri erkenden elenecek. Şu andaki tabloda Real Madrid, bu eşleşmede daha önde görünüyor.
Juventus-PSV: Juventus ve

Yazının Devamı

Paraları çarçur etmeyin

26 Ocak 2025

Şu günlerde, Avrupa’nın tüm ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de ara transfer konuşuluyor. Tüm taraftarlar, takımlarının hangi oyuncuyu ya da oyuncuları transfer edeceğini konuşuyor. Halbuki ara transfer, takımların yeniden yapılanmasını sağlayan bir şey değildir. Peki ara transfer nedir? 
Öncelikle ara transfer, birtakım acil eksiklerin tamamlanması demektir. Yani sizin yaz aylarında kurduğunuz takımda sakatlık, transfer ya da aşırı formsuzsuzluk nedeniyle sıkıntılar oluşmaya başladıysa, burada müdahale etmek gerekir. Ara transfer böyle konular için kritiktir. 
Buna şu örnekleri verebiliriz. 2003-2004 sezonunun ortasında Fenerbahçe’nin Marcio Nobre’yi alması ve 2008-2009 sezonunun ortasında Beşiktaş’ın Yusuf Şimşek’i transfer etmesi... Bu tip örnekleri rahatlıkla çoğaltabiliriz. Eğer takımınızın yapısı oturmuşsa, belirli bir oyun şablonu sahada sergileniyorsa o zaman sadece teknik direktör değiştiği için ya da taraftar istediği için transfer yapmak doğru bir şey değildir. Para kaybından başka bir şeye neden olmaz. Hatta zaman zaman iyi giden

Yazının Devamı

Türk futbolunun yeni oyuncağı

12 Ocak 2025

Türk futbolunun yeni oyuncağı yabancı VAR hakemleri olacak. Geçtiğimiz sezonun ikinci bölümünde yine yabancı VAR hakemi kullanmıştık. Ama onun da sonunda bu hakemlerden memnun olmayanlar vardı. Kısacası bizi yeni bir eğlence bekliyor. 
Her geçen hafta Türk futbolunda ilginç ve trajikomik olaylar birbirini kovalıyor. Konuşulması gerekenler, affedilen  vergilerden bahis reklamlarına, karaborsa krizinden iflas eden kulüplere kadar ne varsa halının altına süpürülüyor. Varsa yoksa hakemler!
Tabii ki Türk hakemliği de bir krizde. Artık hiçbir kararlarına güvenilmiyor. Her kararın arkasında bir çapanoğlu aranıyor. Bazı saçma sapan kararları, hakem-VAR hakemi çelişkilerini gördükçe, insanın aklına acayip acayip şeyler gelmiyor değil. Ancak şunu unutmamak gerekir. Türk futbolunun ana sorunu değildir hakemler. Türk futbolun ana sorunu yönetilememektir. Ya da şöyle belirtelim, şu andaki Türk futbol yönetim sisteminin hiçbir şeye çare olamadığıdır. 
Hakem sorunu da zaten bu yönetime ve yönetilememe

Yazının Devamı