AKP treninin iki lokomotifi var

24 Temmuz 2006

Evet. İstatistikler kesinlikle AKP'nin kazanacağını söylüyor.Deutsche Bank grubuna bağlı Bender Menkul Değerler, ekonomik performans ile iktidardaki partinin yeniden seçilmesi arasında bir bağlantıyı keşfetmek amacıyla 1950'den bu yana yapılan bütün çok partili seçimlerin sonuçlarını inceledi. İşte ortaya çıkan dört bulgu:1. Ekonomi küçülme sürecinde ise iktidardaki parti seçimi kazanamaz. Küçülme sürecinde seçime giden bütün partiler iktidarı kaybetti. Bu partilerden ilki 1950'de seçimleri kaybedip bir daha hiçbir zaman çoğunlukla iktidara gelememiş olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bu kuralın tek istisnası var. Demokrat Parti'nin iktidarda olduğu 1954 seçimleri. Ekonomi, seçimlerin yapıldığı 1954'te % 3 küçüldü. Ama 1953'te % 11.2 büyümüştü. Seçim mayısta yapıldığı için seçmenler muhtemelen küçülmeyi henüz iyice hissetmeye başlamamıştı.2. Ekonomi art arda iki yıl büyüme yaşamışsa, iktidardaki parti seçimi kaybetmez. Bunun istisnası yoktur. AKP iktidara geldiğinden bu yana her çeyrekte ekonomi büyüme kaydetti.3. Seçmenlerin seçimden önceki sekiz çeyrekte hiçbir küçülmeye tahammülü yoktur. Bir yıl kötü bir gerileme yaşandıktan sonra ekonomi ikinci yıl genişlemeye başlamış olsa

Yazının Devamı

Aylak adam ve göbekli kadın

23 Temmuz 2006

Var olmakta büyülü bir şey var. İşte gökyüzü. İşte deniz. İşte ağaçlar. İşte iki keklik. İşte sessizlik. Bu anı birisiyle paylaşmak istiyorum. Cep telefonumu çıkarıyorum ve yere uzanmış bacaklarımın kemerimden aşağı fotoğrafını çekiyorum. Altına, "Kim bu ve ne yapıyor tahmin et?" yazıp göbekli kadına yolluyorum.Sonra telefonun fotoğraf makinesini yukarı çeviriyorum ve yumuşak mavi gökyüzünde, taranmış saç kadar ince, buğday demetlerini andıran bulutları çekiyorum. "Yere uzanmış bunları seyrediyor" yazıp onu da yolluyorum.Az sonra telefonum bipbipliyor. "Çok şanslısın. Ben de evde dolapları düzenliyorum. Orada olmayı yeğlerdim."Geleceğini bilsem, "O zaman dolapları bırak ve gel" yazardım, ama gelmez. Başım çam ağacının toprağın üzerinde kalan kökünde, yatıyorum. Buraya sıcaktan kaçmak için geldim. Boş ver. Dolap düzenlemek istiyorsa, bırak dolap düzenlesin. Aşağıdaki tepelerdeki golf sahası inşaatından bir buldozer sesi geldi. Bu sesler beni uzun müddet yalnız bırakmıyor. Artık onlardan kurtuluş yok. Alçak dağ ve dar sahil arasında nereye gidersen git birilerinin doğaya gürültüyle bir şeyler yaptığını duyacaksın.Bir işadamı arkadaşım, inşaat sektörünün itmesiyle "kalkınma"

Yazının Devamı

Şekerbank: Çağrı muafiyetinin öyküsü

22 Temmuz 2006

Şekerbank'ın hâkim ortağın elindeki hisselerin yarısını TuranAlem Menkul Kıymetler JSC'ye satma sürecinde bunu bir defa daha gördük.Konuyu sizlere şöyle özetleyeyim:Şekerbank'ın yaklaşık % 46'sı halka açıktı. Geriye kalan hisselerin neredeyse tamamı Şekerbank personeli vakfına ve sosyal sigorta sandığına aittir. Yani banka kendi personelinin temsilcileri tarafından yönetilmektedir. İş Bankası gibi.Satıştan bir süre önce vakıf ve sandık, borsadan yaptıkları alımlarla paylarını yaklaşık % 52'den % 68'e çıkardılar. Bu yasal bir uygulamadır. Şekerbank'ı dikkatle izleyenler oran değişikliğini bankanın web sitesinde görebilirdi. Sermaye yapısındaki değişikliğin önemi şudur: Türkiye küçük yatırımcı cenneti değildir. Yasaya göre şirket sermayesinin en az 2/3'üne sahip ortaklar çağrı muafiyeti kararı alabilir. Çağrı muafiyeti, "Şirket satıldığında yeni ortak, halka açık hisseleri satın almayacak" demektir. Nitekim TuranAlem anlaşmasından sonra Şekerbank, muafiyet için Sermaye Piyasası Kurumu'na (SPK) başvuracağını açıkladı. Ancak geç açıkladı.Gerisini borsa konularında uzman olan bir kaynaktan dinleyelim:"Satılma kararından hemen önce, Haziran 21'de Şekerbank hissesi 9.35 YTL ile yılın en

Yazının Devamı

S&P: Şekerbank 'ı BTA almıyor

21 Temmuz 2006

Şekerbank, hisselerinin %33.98'ini 256 milyon dolara satmak üzere geçen ay TuranAlem Menkul Kıymetler JSC ile sözleşme imzaladı. Bu şirketin bütün hisseleri Kazakistan'ın ikinci büyük ticari bankası Bank TuranAlem'e (BTA) aittir. Anlaşmaya göre, "satıcının ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun izni olmadan" Şekerbank hisseleri üçüncü şahıs veya kurumlara satılamaz veya transfer edilemez.Açıklamadan birkaç gün sonra Standard & Poors'dan (S&P) ters bir açıklama geldi. S&P, TuranAlem "iç kaynaklarına" dayanarak, "Bu satın alma bankanın kendisi için değil, bazı banka hissedarları adına gerçekleştiriliyor" dedi. S&P'a göre, TuranAlem Menkul Kıymetler işleme aracılık yaptı ve Şekerbank hisselerinin sadece 36 milyon dolarlık bir bölümünü kendi portföyü için alıyordu. Geriye kalanları adı açıklanmayan hissedarlar adına alacaktı. Ayrıca, Şekerbank alımının finansmanı için bankanın kaynakları kullanılmayacaktı. Şekerbank'ın Kazaklarla ortaklık girişimi iyi başlamadı. Durumu şöyle özetleyeyim: Bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsunuz, diye Şekerbank Yönetim Kurulu Üyesi Can Yeşilada'ya sordum. Yeşilada, S&P'un açıklamasının kendilerini "hayretler içinde" bırakmış olduğunu söyledi. "S&P

Yazının Devamı

Erdemir, OYAK'a banka sattırıyor

19 Temmuz 2006

Yılbaşından bu yana Oyak Bank'ın stratejik bir ortak aradığı ve bazı taliplerle görüştüğü biliniyordu. Yönetiminin strateji değiştirmesi, grubun bankacılık sektöründen tamamen çekilmesi anlamına geliyor. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Oyak Bank'ı satışa çıkardı. Bankacılık kaynaklarından aldığım bilgiye göre, banka hisselerinin yüzde yüzüne kadar satılması için Morgan Stanley adlı Amerikan yatırım bankasına bir hafta kadar önce yetki verildi. OYAK'ın bankacılıkta büyüme kararı vermesinin ardından daha beş yıl geçmeden alınan bu karar bankacılık çevrelerinde biraz şaşkınlıkla karşılandı.Kararda iki etkenin rol oynadığı sanılıyor: Artan rekabet koşulları içinde orta ölçekli bankaların sektörde tutunmasının zorlaşması. Erdemir özelleştirmesinden doğan ağır finansman yükünü hafifletmek. OYAK, Erdemir'i finanse etmek için 2,6 milyar dolar dolayında borç aldı. Uzmanlar, on yıllık bir perspektif içerisinde bu borcun Erdemir'in yarattığı temettü ile ödenmesinin imkânsız olduğunu hesaplıyorlar. Dün konuştuğum bir bankacı, durumu "Ya Erdemir'i satacak ya bankayı satacak" diye özetledi.Dışbank'ın Nisan 2004'te 1,28 milyar dolara Fortis'e satılmasından başlayarak, bankalar artan oranda prim

Yazının Devamı

OYAK, borcunu Erdemir temettüleriyle ödeyebilir mi?

16 Temmuz 2006

Borç geri ödemesi başladığı zaman OYAK, diğer şirketlerinden aldığı temettülerin veya mensuplarından topladığı kesintilerin bir bölümünü Erdemir borcuna kanalize etmek zorunda kalabilir.Bunun iki nedeni var.Birinci neden OYAK'ın Erdemir'i çok pahalıya almasıdır. Özelleştirmede Ereğli'nin tamamının piyasa değeri 3,2 milyar dolar idi. OYAK % 49 hisseye 3 milyar dolara yakın fiyat verdi. İkinci neden Erdemir'i satın almak için kullanılan özkaynak oranının düşük, borç oranının yüksek olmasıdır. OYAK, Erdemir için bankalara yaklaşık 2,5 milyar dolar borçlandı. Erdemir hisselerini devralan Ataer Holding'in Erdemir temettülerinden başka borç ödemelerine tahsis edecek geliri yoktur. EFG Yatırım şirketinin bu konuda yaptığı Haziran 2006 tarihli bir araştırmaya göre, "Bu temettüler borcun faizine yetebilir ancak anaparayı ödemeye yetmeyecektir." EFG'ye göre, faizin %7 olması varsayımıyla OYAK 'ın 2017'ye kadar geri ödemesi gereken anapara ve faiz miktarı, 3 milyar 480 milyon dolardır (2008'den itibaren her yıl yılda 348 milyon dolar olmak üzere). Analistler OYAK'ın Erdemir'i satın almak için kullandığı borcun geri ödemesini Erdemir'den alacağı temettülerle yapmasını mümkün görmüyor.

Yazının Devamı

OYAK, Erdemir'i nasıl finanse etti?

15 Temmuz 2006

Finansmanın tamamının ayrıntıları konusunda ne borsaya tam bilgi verildi, ne de OYAK'ın web sitesinde kapsamlı herhangi bir açıklama var. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, piyasaya finansmanın özsermaye ve dış kaynaklardan karşılanacağını deklare etti. Borç, teknik deyimiyle, non-recourse yani OYAK'a rücu edilmezdir. OYAK'ın herhangi bir şirketi kredinin kefili olarak teminat vermemiştir. İşte Ulusoy'un 3 Mart'taki basın toplantısında söyledikleri: "Finansmanı kendi iç kaynaklarımızdan ve dış kaynaklarımızdan temin ettik, bunları temin ederken de hiçbir şirketimizin garantisini vermedik, hiçbir şirketimizi ipotek etmedik, OYAK'ın güzel imzasını koyduk ve aldık." OYAK, geçen şubat ayında 3 milyar dolara yakın para ödeyerek Erdemir'in yüzde 49 hissesini özelleştirmeden satın aldı. Dava dilekçesinde OYAK'ın aynı iddiaları yenilendi: "Bu finansman paketi için kurumumuzun herhangi bir iştiraki teminat olarak gösterilmemiştir. Kredi sadece imza karşılığı, kurumumuzun itibarına dayalı olarak verilmiştir."Araştırmalarım her iki beyanın da gerçekleri tam yansıtmadığını gösteriyor.OYAK, Erdemir'i satın almak için Ataer Holding adlı bir şirket kurdu. Özelleştirmeden Erdemir hisselerini bu

Yazının Devamı

Ordu Yardımlaşma Kurumu'ndan medyaya dava rekoru

14 Temmuz 2006

Diğer yazarlar şunlardır: Prof. Güngör Uras (Milliyet), Prof. Aydın Ayaydın (Sabah), Yiğit Bulut (Radikal ve CNN Türk) ve İbrahim Haselçi (Star Borsa Dergisi).Oyak, Prof .Deniz Gökçe'ye de (NTV ve Akşam) ihtarname yolladı. Gökçe, Oyak hakkında olumsuz yazı yazmaya devam ederse hakkında dava açılacağına dair uyarılmış.Oyak, bu davalarla hem medya hem de holding tarihimizde bir ilke imza attı. Türkiye'de ilk defa bir holding bu kadar çok yazar hakkında aynı konuda dava açıyor. Oyak, ticari saygınlığını, ekonomik çıkarlarını ve ilişkilerini "ağır bir şekilde" zedelediğimiz iddiasıyla her birimizden 3 küsur milyon dolar tazminat istiyor. Güngör Uras'tan öğrendiğime göre, iki yazısından dolayı mahkemeye verildiği için ondan altı milyon dolar istiyormuş. Diğer meslektaşlarım ne yaptı veya yapacak bilmiyorum. Ben, kendi hesabıma, dava dilekçesini okuduktan sonra yazımdaki iddiaları bir daha ve daha derinlemesine araştırmaya karar verdim. Kimseye haksızlık etmek istemem. Hata yaparsam düzeltir, özür dilerim. Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü (Oyak), Erdemir'i satın almasını eleştirdiği için aralarında benim de bulunduğum beş köşe yazarına dava açtı. Yazımda

Yazının Devamı